“T.C.’yi ortadan kaldırmak”
İzmir’in Yunan işgalinden kurtuluşunu gösteren belgesel filmde Mehmetçik Konak Hükümet Binası balkonuna çekilen Yunan bayrağını indirir, yerine Türk Bayrağını asar. Çünkü müstevli, İzmir’e girer girmez oradaki Türk Bayrağını indirip atmış yerine Yunan bayrağının çekmiştir.
Bu tabloyu niye hatırladık ve niçin hatırlattık?
Türk Silahlı Kuvvetleri eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak” suçunu işlediği için müebbet hapis cezasına çarptırıldı da onun için.. Biz bu tür yazılar yazdığımızda, “Hiç mi suçları yok, cami bahçesinden mi toplandılar” yahut, “Kudüs’te Ağlama Duvarı’nda ağlayan kimdi” gibi tepkiler alıyoruz.
İşte bizim Başbuğ’a verilen cezayı içimize sindiremeyiş sebeplerimizden biri de böylesi yaklaşımlar. Çünkü bu yaklaşımda “adalet” değil “intikam” ve “Benim gibi düşünmeyen her cezayı hak eder” zihniyeti var. Böyle davranmak ne insanî, ne hukukî. Hele İslâmî, hiç değil! “Duygularımız” ve “tarafımız” bizi adâletten uzaklaştırırsa biz, hırsız zenginin elinin kesilmesini önlemek için Hz.Muhammed(c.c.)’e aracı olan konumuna düşeriz. Zâten İslâm’ı tam da bu hale dönüştürdüğümüz için ortada ne “Tevhid” kalmıştır, ne “adalet”.
Dirayetli bir Başbakan, emrindeki bir Genelkurmay Başkanı Ağlama Duvarı’nda Türk milletini rencide eden bir şey yaptığı anda gereğini yapardı, yapmalıydı. “Adalet” işte böyle tesis edilir.
Adaletin olmadığı yerde ise İslâm yoktur.
Konumuza dönecek olursak..
Başbuğ, “Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmak” suçu ile müebbet yerken Türkiye Cumhuriyeti’ni gerçekten ortadan kaldıranlar bugün iktidarı ellerinde tutanlardır. İşe de Sağlık Bakanlığı tabelaları ile başladılar. Artık Sağlık Ocakları, meselâ “T.C. Batman Sağlık Ocağı” değil. Sadece Batman Sağlık Ocağı. Belediyeler de “T.C. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi” değil, “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi.”
T.C.’nin kalkmadığı kurum kalmadı gibi bir şey. Meselâ artık “T.C. Ziraat Bankası” diye bir banka yok, “Ziraat Bankası” var. AKP iktidar olana, hatta AKP, Öcalan’la malum süreci başlatana kadar meselâ, “T.C. Balıkesir Valiliği” idi. Bir süreliğine öyle olmadı. Ya ne oldu? Sadece “Balıkesir Valiliği” . “T.C. Bursa Valiliği” nden de “T.C.” kaldırılmıştı amma kamuoyunun baskısı sonucu Bursa Valiliği’ne “T.C.” geri döndü. Ve “T.C.” Balıkesir Valiliği’ne de yine kamuoyu baskısı ile, geri döndü.
Göreceksiniz Valiliklerin tamamından “T.C.” kalkacak. Niye? Bu sorunun cevabını 11 Ağustos 2013 tarihli gazetelerde yer alan bir haberle verelim:
“Diyarbakır’da açılışı yapılan ve adında ‘Kürdistan’ bulunan Gençlik Hareketi Derneği’nin tabelası asıldı. Bu tabela ilk kez Kürdistan adı bulunan tabela oldu. Dernek Başkanı Serhad Mardini, 25 Temmuz’da tüzel kişilik kazanan derneklerinin Kürdistan ismini tabelasında bulunduran ilk tüzel kurum olma özelliğini taşıdığını söyledi.”
Evet, artık oralar “Kürdistan” oluyor. “Kürdistan” olacağı için de “T.C. ortadan kaldırılıyor”. İşe yoğun olarak Batı bölgelerinden başlanıyor ki millet uyanmasın.
“T.C.”yi gerçekten “ortadan kaldıran” kimmiş o zaman?