Suriyeliye sefa, milletimize cefa
Türk milleti neden fakirleşiyor? Devlet bütçesinden toplanan paralar nerelere harcanıyor? İşsizlik neden önlenemiyor? Enflasyon neden sürekli yükseliyor? Döviz kurları neden oynak?
2019-2020 yıllarının Tek Adam Rejimi uygulamasında Merkez Bankası'nın döviz rezervlerinin EKSİ 44 milyar dolara düşmesi üzerine resmî açıklamalara dayanan sorular peş peşe geldi:
- 128 milyar dolar nerede? (CHP'nin resmî sorusu.)
- 140 milyar dolar nerede? (İYİ Parti'nin resmî sorusu.)
- 165 milyar dolar nerede? (Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun resmî açıklaması.)
***
Birleşmiş Millet Mülteciler Örgütü resmî rakamlarına göre Türkiye'de;
- 3,6 milyon kayıtlı Suriyeli, 320 bin ise diğer uyruklardan olmak üzere yaklaşık 4 milyon kayıtlı mülteci var…
Suriyeli sığınmacıların Mart 2011'de Türkiye'ye gelmeye başladıkları günden bu yana tam 10 yıl geçti.
Aklıma merhum Aziz Nesin'in muhteşem kitabı geldi;
- Yaşa ne yaşar ne yaşamaz…
Hikâye özetle şöyle;
- Yaşar'ın ilkokula başlayabilmesi için nüfus kâğıdına ihtiyacı vardır. Ancak nüfus dairesindeki kütüğe göre 12 yaşındaki Yaşar Çanakkale Savaşı'nda şehit düşmüştür.
- Bu yüzden nüfus kâğıdı Yaşar'a verilmez.
- Zaman geçer ve Yaşar asker kaçağı olarak adlandırılıp askere çağrılır.
- Terhis olma zamanı geldiğinde de Yaşar kütüğe göre yaşamadığı için terhis edilemez.
- Zar zor terhis edilir.
- Bu sefer Yaşar'ın babasının öldüğü öğrenilir. Yaşar babasının borçlarını ödemek zorunda bırakılmasına karşın nüfus kâğıdı olmadığı için mirasını alamaz.
Hikâye böyle sürer gider…
***
Büyük çoğunluğu Suriyeli olan 4 milyon sığınmacı Türkiye'de yaşar mı yaşamaz mı?
Çocukları üniversitelere ve okullara sınavsız alınıyor.
Devlet her ay düzenli para ödemesi yapıyor.
Yaş ve mesleklerine göre çırak, kalfa ve usta olarak sigortasız çalışıyorlar.
Prof. Dr. Ümit Özdağ'a göre Türkiye bu sığınmacılara 10 yılda bakın ne kadar ödeme yaptı
- 80 milyar dolar…
***
Recep Tayyip Erdoğan'ın uyguladığı yanlış Suriye politikasının Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türk Milletine faturası 80 milyar dolar.
- Türk halkı fakirleşti,
- Türk halkı geçim sıkıntısı yaşıyor,
- 11 milyon işsiz perişan,
- Sağlıkçılar, polisler, imamlar, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilemiyor
- Emeklilikte Yaşa Takılanlar yani EYT'liler mağdur,
- Emekliler perişan,
- Asgari ücretliler açlık sınırının altına çalışıyor…
***
Uzman ekonomist Emrah Lafçı, Türk ekonomisinin fotoğrafını özetle şöyle değerlendirdi:
"Bir şirket bankaya kredi almaya gittiğinde banka firmadan finansal tablolarını ister. Bankanın kafasında iki ana soru vardır;
- Ben bu krediden ne kadar faiz geliri elde ederim?
- Krediyi vade geldiğinde tahsil edebilecek miyim?
Bir ülke döviz cinsinden borç almak istediğinde, kreditörler ülkenin bu borcu vade geldiğinde ödeyip ödeyemeyeceğini ölçmeye çalışır.
Bu da belirli yollarla olur.
- İhracatınız ithalatınızdan fazla olacak ki, bizde böyle bir durum yok.
- Turizm benzeri hizmetlerden döviz girişi sağlayabilirsiniz, bu alanda da maalesef pandemiden dolayı çok şanslı sayılmayız.
Eğer faaliyetlerinizden döviz yaratamıyorsanız ikinci bakılacak yer öz kaynaklarınızın durumu.
- İşte bu öz kaynaklar da 'Döviz Rezervleri' olur.
Bir nevi yastık görevi görür ve sizin duvara çarpmanızı engeller.
Peki, rezerviniz düşer ve daha riskli hale gelirseniz ne olur?
- Size borç verenler sizden daha fazla faiz isterler. Bunun sonu da hiç hayırlı bir yere varmaz.
- Bu işin bize maliyeti çok yüksek oldu.
Şimdi 128 milyar dolar meselesine gelebiliriz.
Dövizlerin düşük fiyattan satılması ve aradaki kur farkından kaynaklı yaratılan bir kamu zararı var.
Biz net bir şekilde gördük ki 6.85 gibi belirli seviyelerde kur,
- Bir büyük oyuncu tarafından uzunca bir süre sabit tutuldu.
Hem ülkenin rezervleri eritilmiş hem de para birimindeki değer kaybının önüne geçilememiştir.
Bu operasyonun en net ve büyük sonuçlarından biri de budur.
Yanlış politika tercihinin bedelini hepimiz ödüyoruz."
***
19 yıllık AKP iktidarından çıkan sonuç şudur:
- Suriyeliye sefa, Türk milletine cefa…