Suriyeliler için "MEKTEP" projesi ve vatandaşlık!
İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü, İlçe Millî Eğitim Müdürlerine 26 Kasım 2018 tarihinde, yani birkaç gün önce resmî bir yazı gönderdi. İlçe Millî Eğitim Müdürlerinden biri de yazıya atıfta bulunarak, ilçedeki bütün okullara talimat yazdı. Resmî yazının fotoğrafı önümde duruyor!
Yazıda aynen şöyle deniliyor:
"İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü'nün himayelerinde 'MEKTEP' projesi, İstanbul'da ağırladığımız, yakın gelecekte yurttaşlarımız olacak mültecilerin örf, adet ve geleneklerinin yakından tanınması, ilgi, istek ve ihtiyaçları doğrultusunda, eğitim etkinliklerinin düzenlenmesi, karşılıklı kültür alışverişinde bulunarak sosyalleşmelerini, yaşanan travmaların en aza indirgenmesini, toplumsal entegrasyonlarını, kültürümüzü ve dilimizi öğrenen yabancı uyruklu öğrencilerimiz ve velilerimizin başka ülkelere iltica ettikleri durumlarda bile birer kültür elçimiz olmasını da sağlamak amacı ile hazırlanmış, okul, veli ve öğrenci merkezli bir değerler eğitim projesidir.
Söz konusu proje ile ilgili okul idaresinin gözetim ve denetiminde ilgili proje faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim."
İmza hanesinde, müdür adına şube müdürünün imzası bulunuyor.
Projenin adı olan MEKTEP bir kısaltma!
Okul anlamında değil "Mültecilerin Eğitime Kazandırılması ve Toplumsal Entegrasyon Projesi"nin kısa adı olarak kullanılıyor.
İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğü, MEKTEP projesi kapsamında 15 Kasım 2018 günü, geçici rehber öğretmenler ve Halk Eğitimi müdürlüklerinin yabancı işlerinden sorumlu müdür yardımcılarıyla bir toplantı yaptı.
Projenin hedefleri arasında mülteci çocukları ve velilerine Türkçe öğretmek ve "Kültürel aktarım ve entegrasyon konusunda çok dilli çok kültürlü etkinliklere yer vermek" de bulunuyor.
"Mülteci"lerin yakın gelecekte "yurttaşlarımız" olacağı kabulü, bir ilin millî eğitim müdürünü, hatta Millî Eğitim Bakanı'nı aşar! Sistem değiştiğine göre bu kabulün sahibi, icra yetkisi elinde olan Cumhurbaşkanıdır.
Peki böyle bir karar almaya Cumhurbaşkanının yetkisi var mıdır? Halkın yüzde 87'si, Suriyeli mültecilerin artık ülkelerine dönmeleri gerektiğini söylerken, iktidar partisinin de genel başkanı olan Cumhurbaşkanı, Suriyelileri yakın gelecekte vatandaş yapacağını seçim öncesinde söylemez herhalde. Fakat resmî yazılardan böyle bir sonuç çıkıyor!
"Mülteci" kelimesi yerine Azerbaycan Türkleri "kaçkın" diyor. Merhum Bülent Ecevit de "kaçkın" diyordu. "Mülteci" kelimesi Türkler için hiçbir anlam ifade etmiyor veya hiçbir çağrışıma sebep olmuyor. "Kaçkın" dediğiniz zaman, olay bütün yönleriyle gözünüzün önüne geliyor. Kelimelerle düşündüğümüze ve Türklere hitap ettiğimize göre "kaçkın" kelimesini kullanmamız gerekir.
Sosyal medyada, "kaçkın" kelimesini kullanmamı eleştirenlere bu notu bildirdikten sonra konuya dönelim...
***
Suriyeli kaçkınlar meselesi Türkiye'nin dış politikasına da yansıyor. Türkiye, Suriyelileri konuk etme konusunu dünya çapında bir prestij olarak gösteriyor.
Nitekim Uluslararası Göç Örgütü'nün Cenevre toplantısında konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, dünyada en fazla "mülteciye" ev sahipliği yapan ülkenin Türkiye olduğunu belirterek, "3,5 milyondan fazla Suriyeli ve çeşitli milletlerden gelen yüz binlerce göçmen ülkemizde uyum içinde ve en önemlisi hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan yaşıyor." dedi. Kıran, Türkiye'nin farklı şehirlerinde barış içinde yaşayan Suriyelilerin yasal çalışma haklarına da sahip olduklarını anlattı.
Oysa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Suriyelilerin IŞİD ve PYD üzerinden, Afganların ise Afganistan'daki ABD Büyükelçisi tarafından bir proje dahilinde Türkiye'ye gönderildiğini söylemişti!
Şurası kesin; Suriyelilerin "yakın gelecekte yurttaş" olması, yerli ve millî değil, Türkiye'ye dayatılan bir projedir.