''Suriye'de inkârı mümkün olmayan hakikatler''
Deprem sırasında uykuya dalmak üzereydim... Binanın hafif bir çatırtı ile dipten sallandığını hissedince ayağa kalktım... Sarsıntı önce bir durur gibi oldu, sonra devam etti... Aklıma "çök, kapan, tutun" tatbikatına söylem bakımından karşı çıkışım geldi... Bu yüzden çökmedim, kapanmadım, tutunmadım... "Çökersem bir daha kalkamayabilirim" diye düşündüm... Sonra deprem merkezinin İstanbul yakınlarında bir yer olduğu zannıyla, dua ettim...
Bu depremi, "Kentsel dönüşüm için acele edin ve binalarınızı büyük depremlere dayanıklı olarak inşa edin" uyarısı olarak algıladım. Tayyip Erdoğan da grup toplantısında kentsel dönüşümü hızlandırmak gerektiğini söyledi...
Gerisini deprem uzmanlarına bırakalım... Herkese geçmiş olsun...
***
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı sıfatıyla, parti grubunda konuşurken, Suriye''nin kuzeyine yapılan operasyonla ilgili olarak, "Suriye''de kontrolleri altında tuttukları bölgelerden ülkemize yönelik herhangi bir tehdit gelmeyeceği güvencesi veren güçlerin bu sözlerini tutamadıkları ve tutamayacakları son olayla bir kez daha anlaşılmıştır. Öyleyse bizim kendi başımızın çaresine bakma hakkımız doğmuştur. Bizim her sözümüz gibi bu beyanımızın da gerisinde çok somut gerekçeler, haklı sebepler, inkârı mümkün olmayan hakikatler var." dedi.
Peki neydi bu hakikatler?
***
ABD Başkanı Trump, 2019 yılının Ekim ayında Barış Pınarı harekatının durdurulmasını istemiş ve "Tespit ettiğim sınırları aşarsa Türkiye ekonomisini yerle bir ederim. Daha önce yaptığım gibi..." diye tehdit etmişti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara''ya gelen ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence le 4 saat 20 dakika süren görüşmenin ardından, "Türkiye''nin, Barış Pınarı Harekatı''na 120 saatliğine ara vereceğini ve bu sürede ABD''nin, YPG''nin güvenli bölgeden çekilmesini sağlayacağını" söylemişti.
Anlaşmaya göre ABD, Türkiye''ye yaptırımları durduracak ve yeni yaptırım uygulamayacak, oluşturulacak "Güvenli Bölge", Türk askerinin kontrolünde olacak, TSK bölgedeki tüm meskun mahal sakinlerinin dirliği ve güvenliğini sağlayacaktı. YPG''den ağır silahlar toplanacak, YPG tahkimatları ile tüm muharip mevzileri kullanılmaz hale getirilecekti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye''nin Suriye''nin kuzeydoğusuna askeri müdahalesinde 30 kilometre derinlikten daha öteye geçmeyeceğini de söylemişti.
"İnkârı mümkün olmayan hakikat" tam da budur.
***
Biz o zaman, "Fırat''ın doğusunda 30''a 120 kilometrelik yani 3600 kilometrekarelik bir alanı ele geçirerek burayı Suriye Milli Ordusu adını verilen bir yapıya devretmek, ağırlığını daha güneye kaydırmış olan PYD''nin devlet olmasını önler mi? Harekât bölgesi, Türk Milleti''ni aldatmak için Türkiye''ye yem olarak mı verildi?" gibi sorular sormuştuk...
Erdoğan ise Trump ile mutabakata vardıkları konuları, şöyle açıklamıştı:
"Trump''a dedim ki ''Sizin teklifiniz vardı 20 mil, öbür tarafında Irak sınırına kadar. Biz şu anda bu 20 mil teklifinizi, Irak sınırından da 444 kilometre batıya olan bu bölgeyi tamamıyla boşaltmanın gayreti içerisindeyiz.'' Kimden? Terör örgütünden. Bunu boşaltana kadar bizim ateşkes ilan etmemiz mümkün değil."
Erdoğan, Obama''nın telefonu üzerine, ABD''nin Suriye''ye nasıl yerleştiğini de anlatmıştı:
ABD''nin Suriye''nin kuzeyine yerleşmesi ve sonra PYD''ye 30 bin TIR silâh göndermesi, işte bu görüşme ile başlamıştı!
Amerikalılar bir terör örgütüne silah vermenin uluslararası bir suç olduğunu biliyor. Bu yüzden terör örgütünü, Suriye Demokratik Güçleri adıyla dünyaya pazarlıyor.
Erdoğan ise bu oyuna Türkiye''nin artık tahammülü kalmadığını belirterek "Bunlar bizatihi milletimizin Anadolu''daki bin yıllık varlığından rahatsızlar" diyor...
Asıl gerçek bu...