Suriye'de ateşkes sonrası beklentiler
Ateşkesin başarısı henüz belli değil. Yer yer ihlaller olduğu gibi, maksadı ve içeriği dışında uygulamalar da var. Ancak durum şimdilik Cenevre görüşmelerinin yeniden başlayabileceğini gösteriyor. 6 ay içinde geçiş hükümeti, 18 ay içinde de seçim gündemde. ABD, görüşmelerin akıbetinin kısa sürede anlaşılacağını, diplomasi masasından sonuç çıkmazsa B planına geçileceğini söylüyor.
"B" planı nasıl bir yapı?
ABD bu planın federal bir yapı olmadığını, ülkenin, Suriye halkının seçtiği ihtiyaçlara cevap veren bir yönetim tarafından yönetilmesinin ve mezhep ayrımının gözetilmediği bir bütünlükte olmasının hedeflendiğini söylüyor. Ayrıca bu yapının bölünmeden farklı olduğunu da belirtiyor.
ABD'nin, toprak bütünlüğü korunan, mezhepçi olmayan bir Suriye hususunda Rusya, İran ve diğer müttefikleriyle anlaştığı, fakat buna nasıl ulaşılacağının sorun teşkil ettiği söyleniyor.
Ancak rejim ordusunun önemli bir kısmının Nusayrilerden oluşması, Şii Lübnan Hizbullahı'nın rejimin yanında yer alması, muhaliflerin çoğunluğunun da Sünni olması, Suriye'nin kuzeyinde PKK'nın Suriye kolu PYD tarafından kontrol edilen kantonlar oluşturulması, ülkenin gelecekte toprak bütünlüğünün korunamayacağını gösteriyor.
ABD'nin "B" planında, bugüne kadar yanaşmadığı güvenli bir bölgenin de bulunduğundan bahsediliyor.
Bütün bu yaklaşımlara baktığımızda, federal olmayan, bölünmeyen, ancak bütünlük gösteren bir yapının ancak kâğıt üzerinde olacağı, sonra fiilen bölünmüş bir Suriye'nin ortaya çıkacağı ve bu karmaşanın da zaman içinde sorunlar yaratacağı öngörülmektedir.
Tarihi bir örnek olarak, Osmanlı devleti yıkıldıktan sonra Suriye'de manda yönetimi kuran Fransa'nın, ülkeyi, bağımsızlığa kavuştuğu 1946'ya kadar, Nusayri, Durzi, Şam ve Halep olmak üzere 4 parçaya bölerek yönettiğini de dikkate almak gerekmektedir.
Plan uygulanırsa...
ABD, birkaç ay içinde siyasi geçiş sürecine ulaşılamaması durumunda Suriye'nin yönetilebilir şekilde bölünebileceğini, ancak bunun resmen bir bölünme olmayacağını söylemektedir. Bu yapının, "Çatışmayı bitirmek, âdem-i merkeziyetçiliği güçlendirmek" adıyla hazırlanan bir planın uygulamaya konmasıyla gerçekleştirileceği anlaşılmaktadır.
Hatta bu planın, PYD güdümlü Kürt bölgesi, Esad yönetimi ve çöle hapsedilmiş IŞİD bölgesi olarak 3 paçalı bir yönetim olacağı hususunda ABD, Rusya ve İran'ın anlaştığına ilişkin iddialar da bulunmaktadır. Buna ılımlı muhaliflerin kısmen temsil ettiği bölge de eklenince yapının 4 parça olması da mümkündür.
Bu yapı içinde Kürt bölgesinin, özellikle PYD kontrolünde bir bütünlük teşkil etmesini kırmızı çizgi ilan eden Türkiye'nin, bu sebeple ateşkesi de bozmasından da çekinilerek, Afrin ve Fırat'ın doğusu olarak 2 parçalı olması, arada kalan bölgenin de uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesi de söz konusudur. Bu karmaşık yapıda bütünlüğün muhafaza edilebilmesi için bölgelerin, ilgili ülkeleri de tatmin ederek, himayelerine verilebilecekleri de söylenmektedir.
Bölünmüş Suriye
Adı bütünlük arz eden, güçlü adem-i merkezi yapıda, şimdilik resmen değil, ancak fiili bölünmüş bir Suriye'nin aşağıdaki gibi şekillenmesi mümkün görülmektedir.
Rusya'nın himayesinde, Şam, Humus, Tartus, Banyas, Lazkiye ve Türkiye sınırına kadar uzanan Esad bölgesi.
ABD'nin himayesinde kuzeyde, Afrin ve Fırat'ın doğusu olmak üzere iki kısım halinde Kürt bölgesi.
Afrin ve Fırat arasında Koalisyon himayesinde, ABD önderliğinde uçuşa yasak bölge.
Türkiye'nin himayesinde, ılımlı muhaliflerin hâkim olduğu kuzeydeki bölge.
Kritik yerlerin elde edilmesinden sonra, akıbeti sonradan kararlaştırılacak IŞİD'e bırakılan bölge.
Bu yapıda bir Suriye'nin yeniden bir kaosa sürükleneceği açıkça bellidir. Uçuşa yasak bölgenin de çekiç güç/keşif güç örnekleri de göz önünde tutularak ortadan kalkması ve birleşmenin gerçekleşmesi kuvvetle muhtemeldir.
Bu durumda Türkiye'nin anayasa, başkanlık gibi çekişmeleri bırakarak güvenliğini ön plana çıkaran gerçekçi politikalara yönelmesi elzemdir.