Suriye krizi, AKP’ye verilen görevin sonucu!

Liberal Demokrat Parti Genel Başkanı Cem Toker, “İktidar partisinin bir sene içinde 180 derece değişen agresif Suriye politikası ile tırmanan ve daha da tırmanacak gerginliğin açıklaması, bence Ocak ayında, Davutoğlu’nun, partisinin Kayseri İl Örgütü’nde yaptığı konuşmadaki ’1911-1923 yılları arasında nereleri kaybetmişsek, 2011-2023 yılları arasında o kaybettiğimiz topraklardaki kardeşlerimizle buluşacağız’ sözlerinde gizlidir. Ve koskoca ülkede Davutoğlu’na ‘Bu hedefe nasıl erişeceksin, anlat da millet de öğrensin’ diye soran bir Allah’ın kulu çıkmamıştır” diye bir açıklama yaptı.
Cem Toker’in birinci tespiti ne kadar doğruysa, ikinci tespiti de o kadar yanlış. Bu sütunu, hiç ara vermeden takip etseydi, koskoca ülkede, o Allah’ın kulunun çıkmış olduğunu görecekti. Yine de konuyu hatırlatması, Suriye’nin bir Türk uçağını düşürmesine kadar varan olayların hangi zihniyetin eseri olduğunun anlaşılması bakımından önemlidir...

***


Biz konuyu, 23 Ocak 2012 tarihinde
inceledik...
Ahmet Davutoğlu, o konuşmasında, sözü Arap Baharı’na getirmiş ve “1911 ile 1923 yılları arasında nereleri kaybetmişsek, hangi topraklardan çekilmişsek 2011 ile 2023 yılları arasında o topraklarda tekrar kardeşlerimizle buluşacağız. Bütün bu coğrafya yeniden şekillenirken, tarihi coğrafyamız tekrar ayağa kalkarken, bu kardeş halklarla birlikte sadece bölgemizi yeniden inşa etmekle kalmayacağız, uluslararası düzeni de yeniden inşa edeceğiz. Değerler üzerine yeniden inşa edeceğiz” demişti?
Biz de sormuştuk:
“İyi de değerler kimin değerleri? Büyük Orta Doğu Projesi kimin projesi? Talimat almıyorsanız, neden Libya’da 180 derecelik dönüş yaptınız? Talimat almıyorsanız neden Suriye’de 180 derecelik dönüş yaptınız?”

***


Davutoğlu, “1914, 1. Dünya Savaşı ve 1917’ye kadar Orta Doğu’da, benim de sizlerin de hepimizin dedelerinin, kiminin Yemen’de, kiminin Suriye cephesinde, kiminin Irak cephesinde, kiminin Medine müdafaasında, o mukaddes toprakları savunmak için son nefesine kadar mücadele etmiş bir neslin çocukları olarak, Orta Doğu’dan çıkışımızın 100’üncü yılı”
demişti?
Biz de sormuştuk:
“2014 yılında da emperyalist devletler, bütün güçleri ile yine Türkiye’nin üzerine mi çullanacak! 2017’ye kadar bütün cephelerde mücadele etmek zorunda mı kalacağız? İyi ama kime karşı?
Araplara karşı mı? Suriye’ye, İran’a karşı mı, yoksa ABD, İngiltere, İsrail ve Fransa’ya karşı mı? Ayrıca yeni uluslararası düzeni profesyonel ordu ile mi inşa edeceğiz?”

***


Diğer taraftan AKP iktidarının hangi proje için çalıştığını, Yenişafak yazarı Nazif Gürdoğan, 2011’in Nisan ayında açıklamıştı: “Orta Doğu Birleşik Devletleri!”
Gürdoğan, “Elli yıllık bir süreçte, Avrupalılar ‘Avrupa Birleşik Devletleri’ni kurma başarısını göstermişlerdir. Müslüman dünya da, ‘Amerika Birleşik Devletleri’ gibi, ‘’Orta Doğu Birleşik Devletleri’ni gerçekleştirmek zorundadır. Türkiye ’Avrupa Birleşik Devletleri’ içindeki yerini güvenceye alarak, ’Orta Doğu Birleşik Devletleri’nin oluşmasına öncülük yapmalıdır”
demişti.
Bizim görüşümüz ise şöyleydi:
İşte Tayyip Erdoğan’ın, Anayasa’dan Türklük tanımlarının kaldırılması planlarının ardında yatan gerçek budur. Türkiye, “İslam’ın Truva’sı” kitabımda incelediğim gibi Orta Doğu’da Amerika’nın öncü kuvveti rolünü üstlenmiştir. Mimarlığını Bernard Lewis’in yaptığı “İstanbul başkentli Orta Doğu Birleşik Devletleri Federasyonu” fikri, Turgut Özal tarafından “Federasyonu tartışalım”, “Anadolu federasyonu kuralım” diye ortaya atılmışsa da ilk olarak Talabani tarafından seslendirilmişti. Talabani, 1996 yılında, “Hayalim İstanbul’un başkent olduğu Orta Doğu Birleşik Devletleri’dir” diyordu. ABD’nin askeri ve ekonomik, AB’nin ise siyasi baskıyla, Türkiye’yi federe devletlere bölmeye çalıştığı, artık belgeleriyle ispatlanmıştır. Türk Ordusu ve Türk aydınlarına karşı girişilen sindirme operasyonunun sebebi de bu projedir. Aslında bu proje “Büyük İsrail” in kamuflajıdır. Galataport’un İsrailli Ofer’e, Suriye sınırındaki mayınlı arazi şeridinin bir İsrail şirketine verilmek istenmesinin sebebi de bu projeyi hızlandırmaktır. Bana göre Türkiye’nin projesi, “Türk Birleşik Devletleri” olmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları