Suriye, böyle paylaşıldı!

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tahran'daki İdlib zirvesinden sonra "İdlib bölgesi, çatışmasızlık bölgesidir Çatışmalar duracak ve yine siyasi sürece odaklanacağız. İdlib'de bulunan terörist gruplar şu anda buraya saldıran rejim ve destekçileri tarafından Halep'ten, Hama'dan, Doğu Guta'dan, hatta güneyden koridorlar açılarak gönderildi ya da bizzat getirildi. Bunlar madem bu kadar tehlikeli ki teröristler tehlikelidir; oralardan çıkarken niye etkisiz hale getirmediniz?" dedi.

Tayyip Erdoğan da Tahran'daki zirveden dönerken, uçakta benzer bilgiler verdi ve bir soru üzerine "İran'ın Fırat'ın doğusu ile ilgili beklentileri daha farklı. Bizim orada konsolosluk açma suretiyle süreci hızlandıralım diye beklentileri var. Ama bizim şu anda oralarda konsolosluk açma niyetimiz yok." dedi.

***

Erdoğan, "Rusya'nın bölgedeki YPG varlığına yönelik tavrında bir değişiklik var mı?" sorusuna cevap vermedi ama "ABD ile Türkiye uzun süredir ilk kez İdlib konusunda aynı safta yer alıyor gibi gözüküyor. Acaba iki ülkenin oradaki öncelikleri örtüşüyor mu birbiriyle?" sorusuna şöyle yaklaştı:

"İdlib konusunda şu an itibarıyla ABD ile tümüyle aynı safta yer aldığımızı söyleyemeyiz. ABD de rejimin ve Rusya'nın müdahalesine karşı çıkıyor. O anlamda... ABD, Suriye'de olup bitenleri şu anda tamamen tribünden seyreden bir seyirci konumunda. Hiçbir sözünün arkasında değil. Münbiç'te sözünü tuttu mu? 90 gün dedi, geçti 90'ı... Şimdi yeniden terör örgütlerini oraya sokmanın gayreti içerisinde. Aynı şeyi Deyrizor'da yaptı... Deyrizor'dan şu anda terör örgütlerini, PYD'yi, YPG'yi besliyorlar. Neyle? Petrolle... Şu anda 18 bini aşkın TIR Suriye'nin kuzeyine silah, mühimmat taşımış vaziyette. 3 bin kadar da kargo uçağı her türlü silahı, mühimmatı oraya götürüyor. Orada kurulmuş üsler var. Ve bu üsler, bunlarla besleniyor."

***

Bu konuşmalardan ve daha önceki verilerden anlaşılan o ki Suriye, ABD, Rusya ve Türkiye tarafından paylaşılmış durumda!

ABD, Suriye'nin kuzeyinde PKK ordusu ve devleti kurdu. Rusya, bugüne kadar, bu düzenlemeye ses çıkarmadı. ABD de Rusya'nın hava saldırılarına ve Doğu Akdeniz'e üsler kurmasına, rejimi korumasına seyirci kaldı. Her iki devlet, Türkiye'nin El Bab ve Afrin harekâtlarına da pasif kalarak destek verdi.

Bu harita değişikliği, ABD'nin BOP haritasına da tamamen uygundur.

harita-004.jpg

BOP haritasında, "Free Kurdistan" yani "Bağımsız Kürdistan" diye gösterilen bölgede Afrin ve El Bab'ın yer almadığı açıkça görülüyor.

TSK'nın Afrin harekâtından önce, 2018 yılı başında, Washington Enstitüsü için hazırlanan "Suriye savaşında sekteryanizm" başlıklı raporda, Afrin ve El Bab bölgeleri, Kürtlerin çoğunlukta olduğu ama Türkiye sınırında Türkmenlerin de yaşadığı bir bölge olarak gösteriliyor ve bu coğrafyanın yakın gelecekte "Türkmenistan" olarak adlandırılabileceği belirtiliyordu...

İdlib ise özerk bir bölge gibi gösteriliyordu.

***

Raporda yer alan 57 numaralı haritada Suriye ve Irak'ın nasıl bölüneceği var! Haritada "Irak Kürdistanı" ve "Suriye Kürdistanı" denilerek fiili durumun sınırları gösteriliyor.

Türkiye'nin Rusya'nın kontrolündeki Afrin bölgesinde harekât yapmasına yol verildiği ancak Fırat'ın doğusuna girmemeye ikna edildiği ortaya çıkıyor. Değilse, neden Afrin'deki PKK'lılar, koridor açılarak Fırat'ın doğusuna gönderildi?

Zaten Tillerson ABD Dışişleri Bakanı iken Tayyip Erdoğan ile yaptığı, resmi kayıt tutulmayan 3.5 saatlik görüşmeden sonra "Suriye'nin kuzeyinde kim nereye egemen olacak, önümüzdeki süreçte bunlara karar vereceğiz" demişti!

Gözümüzün önünde bu paylaşım yapıldı. İran, "Fırat'ın doğusuna konsolos gönderin" diye dalga geçiyor ama Türkiye'de halka bu gerçekler söylenmiyor! Haritayı inceleyin lütfen!

Yazarın Diğer Yazıları