Sudan'da virüs üretilen laboratuvar ve seçim gündemi!

Sudan'da devlet başkanlığını da üstlenen ordu komutanı ile milis kuvvetler komutanı arasındaki anlaşmazlık, çatışmalara yol açtı, 459 kişi öldü, 4 bin 72 kişi yaralandı.

İki kuvvet arasında 72 saatlik ateşkes yapıldığı sırada Dünya Sağlık Örgütü, başkent Hartum'daki Ulusal Halk Sağlığı Laboratuvarı'nın ordu veya milis güçleri tarafından ele geçirildiğini ve laboratuvar çalışanlarının tesisten kovulduğunu açıkladı.

Laboratuvarda kızamık ve kolera patojenleri ile diğer tehlikeli maddelerin bulunduğunu ifade eden DSÖ, Hartum'da "yüksek biyolojik tehlike riski" olduğunu duyurarak, laboratuvarın kimin kontrolünde olduğuna dair bilgi vermedi.

DSÖ, personelin laboratuvara girmesine izin verilmediğini de bildirdi.

***

Peki ama Sudan'daki laboratuvarda, bu kadar yüksek dereceli biyolojik tehlike riski taşıyan kızamık ve kolera patojenleri neden saklanıyordu acaba? Dünya Sağlık Örgütü'nün, bu konuya açıklık getirmemesi şüpheli bir durum...

Dünya Sağlık Örgütü, laboratuvarda kızamık ve kolera patojenleri bulunduğunu ve bunların çok tehlikeli olduğunu bildiğine göre, bu merkezin yönetiminde söz sahibiydi... Laboratuvar için "ulusal" diyorlar ama DSÖ'nün yönettiği bir kuruluşa ulusal demek halkı kandırmaktır...

Tıpkı Ukrayna'da ABD'nin kurduğu biyolojik laboratuvarlar gibi. Dünya Sağlık Örgütü, bu ülkedeki laboratuvarların akıbeti hakkında henüz tek kelimelik bir açıklama yapamadı! Laboratuvarları ABD kurduğu için mi acaba? Mesela Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi'ne sebep olan ve Türkiye'de çok sayıda ölüme yol açan virüslü keneler nereden geldi? Yoksa medyaya verilen yönlendirici haberde denildiği gibi virüslü keneleri, gerçekten göçmen kuşlar mı taşıdı?

***

Rusya, ABD'nin Ukrayna'da 30 biyolojik laboratuvarı bulunduğunu açıklamıştı.

Rus ordusuna bağlı Radyasyon, Kimyasal ve Biyolojik Savunma Kuvvetleri Komutanı İgor Kirillov, laboratuvarların Lviv, Harkov ve Poltava kentlerinde kurulduğunu ve Rus ordusu gelmeden önce bunların imha edildiğini söylemişti.

Kirillov, "Laboratuvarlarda veba, şarbon, bruselloz, difteri, salmonelloz ve dizanteri patojenleri izine rastlandı" demişti.

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland "Ukrayna'da biyolojik silah var mı?" diye Senato'da sorulan soruya, "Ukrayna'da biyolojik araştırma tesisleri var. Rusya'nın, bu laboratuvarlarda kontrolü ele geçirmeye çalışmasından epey endişeliyiz. Buna karşı Ukraynalılarla birlikte çalışıyoruz." diye cevap vermişti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mariya Zaharova ise laboratuvarlarda biyolojik silah bileşenlerinin geliştirilmeye çalışıldığını kanıtlayan belgeler bulduklarını öne sürmüştü.

Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Cao Licien da "Ukrayna'daki tüm tehlikeli virüsler, bu laboratuvarlarda saklanıyor olmalı. Bütün araştırma faaliyetleri, ABD tarafından yürütülüyor ve onların izni olmadan hiçbir bilgi açıklanamıyor. ABD'nin laboratuvarlarda hangi virüslerin depolandığı ve hangi araştırmaların yapıldığı gibi bilgileri, en kısa zamanda açıklaması gerekir..." demişti...

***

Şimdi Sudan'da böyle bir tehdidin ortaya çıkması, bütün insanlığı alarma geçirecek derecede önemlidir. Zira yeni bir salgın başlayacağı iddiasında olanlar var! Bu defa hangi laboratuvardan virüs sızacak acaba? Hartum'dan mı?

Türkiye'de AKP iktidarı, "pandemi" döneminde Dünya Sağlık Örgütü ne dediyse uyguladı. Ana muhalefet ise aşı kampanyasını yetersiz buldu, "biz daha iyisini yaparız" dedi. Zaten, pandemi ilanından çok önce "mecburi aşı" için yasa önerisinde bulunan CHP'li bir milletvekili de var!

Almanya da tıpkı Türkiye gibi vatandaşlarının deney faresi veya kobayı gibi kullanılmasına izin verdi ama üç yıl sonra, genetik müdahaleden dolayı geri dönüşü olmayan hastalıklara yakalanmış vatandaşlarına ömür boyu maaş bağlamak zorunda kaldı! Türkiye'nin seçim gündeminde ise seccadeye basmaktan sonra mezhep tartışması gibi konular var!

Yazarın Diğer Yazıları