Subayın şerefi ve milletin şerefi...
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Brüksel''deki NATO Karargâhı''nda, Türk gazetecilere açıklamalarda bulunurken Anadolu Ajansı tarafından görüntüler servis edildi.
İbrahim Kalın konuşurken NATO Türk Askerî Heyet Başkanı Hava Korgeneral Göksel Kahya''nın boş çay bardaklarını topladığı görüldü.
***
Konuyla ilgili bir Twitter mesajını ve cevabını paylaşayım önce...
Rana Pamir diyor ki, "Askerî vesayetti değil mi mevzu? Temsiliyet, düşünce ve karar alanlarından o denli dışarıya atılmış, o denli değersizleştirilmiş ki paşamız, işi paşa çayına kadar vardırmış. Savaş sırasında söz verdiği zamanda tepeyi ele geçiremediği için onur intiharı yapan Reşat Çiğiltepelerden çay servisi yapan komutana nasıl geldik? Toplantı devam ediyor. Kalın konuşuyor ve herkes dikkat kesilmiş. Sen niye o konunun içinde değilsin? Çay mı önemli olan? Servis yapacak bir görevli niye yok ve asıl önemli olan biri bunu çekip servis ediyor gazetelere..."
Bu mesaja yapılan yorumlardan biri de "İnanılır gibi değil, görmez olaydım..." şeklinde...
***
"Askerî vesayeti ortadan kaldırıyoruz" denilerek, Türk subaylarına operasyonların düğmesine basılmak üzereyken yani Türk Ordusu''na kurulan kumpas uygulamaya konulmadan hemen önce 13 Temmuz 2009''da "Türk subayının şerefi ve Doğu Türkistan''ın şerefi!" başlıklı bir yazı yazmıştım... Konuyla ilgili bölümü şöyleydi:
"Türk subayını aşağılayanlar, ''daha fazla demokrasi istiyoruz'' derken, Türkiye Cumhuriyeti halkını da Doğu Türkistan veya Kerkük''teki soydaşlarımızın durumuna düşürmek istiyor. Oysa Türk Dünyası''nın en büyük dayanağı Türkiye Cumhuriyeti Devleti''dir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti''nin en büyük dayanağı da Türk Silahlı Kuvvetleri''dir. TSK, milletin ordusudur; 1952''den beri yaşadığımız NATO sürecine rağmen, millî bir ordudur.
TSK''nın çökertilmesi demek, Türk Milleti''nin Türkiye''de Doğu Türkistanlı, Kerküklü kardeşlerimizin durumuna düşürülmesi demektir.
Onların ordusu ve subayları olsaydı, kimse şereflerine saldırabilir miydi?
Neden Türkiye''den yardım bekliyorlar? Çünkü Türkiye''nin şerefli bir ordusu var.
***
''Subay''ın bir millet hayatındaki yerini Atatürk kadar iyi izah eden ikinci bir kişi hatırlamıyorum. Çünkü bu izah, bağımsızlık mücadelesi verilirken yapılmıştır. Bu sebeple yediden yetmişe herkesin bu sözlere kulak vermesi gerekir.
Bakın Atatürk ne diyor bugünkü subaylara:
''Millet, bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini, ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayların yüce olan vazifesi budur.
Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlâl edilirse bunun vebali subaylara ait olacaktır.
Şahsi ve hususi itibarıyla da subaylar, fedakârlar sınıflarının en önünde olmak mecburiyetindedir. Çünkü düşmanlarımız herkesten önce onları öldürür. Onları aşağılarlar ve hor görürler.
Hayatında bir an bile olsa subaylık yapmış, subaylık izzetinefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü bu muamelelere katlanamaz.
Onun yaşamak için bir çaresi vardır; şerefini korumak! Halbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına almaktır.
Dolayısıyla subaylar için ya istiklâl, ya ölüm vardır. Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız!''
Amerikan askerlerinin, Süleymaniye''de Türk subayının başına çuval geçirmesi, Türk Silahlı Kuvvetleri''ne karşı başlatılan psikolojik harekâtın başlangıcı idi. Bugün, çeşitli kumpaslarla ''örgütlü'' ve ''medya üzerinden'' sürdürülen bu harekâtın sonuç alması, sadece Türk subayının değil, Türk Milleti''nin her ferdinin şerefini kaybetmesine yol açar!"