Soros'un mankurtları TEKEL işçisine karşı!
Bütün Türkiye, destek verirken, küçük bir grup, “Devletin malı denizse biz domuzuz” pankartı taşıyıp, TEKEL işçilerine karşı eylem yaptı.
Sultangaliyev’in tarihi tespitine göre Batı’daki işçi dünyanın geri kalanının sömürülmesine ortak olduğu için Asya, Afrika ve Güney Amerika’daki kölelerden daha iyi durumdaydı! Yıldırım Koç’un, Bilgi Yayınevi’nin Bir Millet Uyanıyor dizisinden çıkan “Batılı İşçi Sömürüye Ortak” kitabı da bu konuyu inceliyor.
Fakat, Batı’da buna rağmen bir işçi eyleminin aleyhinde bulunanlara rastlanmamıştır.
Bu tür robotlar, Türkiye’de yetiştirilmiştir!
* * *
İşçiyi protesto edenler, özel istihdam bürolarının yolunu açan yeni istihdam yasasına karşı bir eylemde bulunmamışlardı. Bu yasa, geçici işçi çalıştırmak isteyen müteahhitlerin taleplerini karşılamak için çıkarılmıştı. Gerçi yasa çıkmadan önce de taşeron sistemi adı altında insan hakları hiçe sayılarak bu uygulama sürdürülüyordu. Ancak, istihdam büroları ile köle pazarlarının yasal temeli atılıyordu.
AKP iktidarı eski Yunan demokrasisinin kurallarına uygun davranıyor, halkın yüzde 10’una imkanlar sağlayıp onları vatandaş yaparken yüzde 90’ını köle durumuna düşürüyor. Sonra da seçim zamanı kömür ve gıda dağıtarak onlardan oy topluyor. Bizim robotlar bu tabloyu görmüyor, gidip işçiyi protesto ediyor.
* * *
Köleliğin illâ da tarihteki gibi resmen tanınıyor olması gerekmez. Bazı insanlar vardır ki, ruhen köleleştirilmiş veya robotlaştırılmıştır.
Nasıl programlamış veya formatlamışsanız, ona göre faydalanabilirsiniz.
Tıpkı, Cengiz Aymatov’un anlattığı mankurt tipi gibi!
David C. Korten, “When Corporations Rules the World” yani “Şirketler Dünyayı Yönettiği Zaman” adlı kitabında “Piyasa serbestleştikçe ve küreselleştikçe, yönetme gücü gittikçe daha fazla oranda milli hükümetlerden küresel şirketlere geçmektedir ve o şirketlerin çıkarları gittikçe halkın çıkarlarından daha fazla uzaklaşmaktadır. Durum neredeyse uzaylıların dünyayı istila ederek sömürgeleştirmesi ve insanları çaresiz işçiler haline dönüştürmesi gibidir” diyor ve ekliyor:
“Piyasanın serbestliği, paranın serbestliği demektir ve haklar, bireyselliğin değil de varlığın bir fonksiyonu olduğunda, o zaman sadece varlık sahipleri hak sahibi demektir. Bugün 358 kişi dünyanın en fakir 2.5 milyar kişisi ile aynı mali güce sahip olduğuna göre piyasanın adaletli ve verimli bir performans göstermesi beklenemez. Modern kölelik başlamıştır. Daha fazla borç aldıkça, dışarıya bağımlılık daha da artmaktadır ve bütün çabalar ekonomik gelişmenin nasıl sağlanacağı konusunda harcanacağı yerde, nasıl daha fazla borç alınabileceğine yöneltilmektedir. Belli bir süre sonra, durum uyuşturucu bağımlılığı gibi olur.”
* * *
TEKEL işçilerini protesto edenler, uyuşturucu kullanmış gibi görünmediklerine göre, tamamen duygusal hareket ediyorlar. Tek tip pankartlar, tek tip kıyafetler, tek tip ayakkabılarla başka eylemlerde gördüğümüz bu gruplar, aslında üniformalıdır. Soros’un üniformasını taşıyorlar. Gençlik çağlarımızda bir arkadaşımız, her konuşmasına “Emperyalizmin paralı askerleri”ni gündeme getirerek başlardı. Şimdiki paralı askerleri görse ne derdi acaba?