Somalili korsanlar değil, doğrudan Amerikan korsanları!
Merkezi Malezya’da bulunan Uluslararası Denizcilik Bürosu, “Somalili korsanlar”ın kontrol edilemez hale geldiğini bildirdi.
Haber, bütün dünyaya bu başlıklarla bildiriliyor!
Somalili korsanlar!
Oysa, açık denizde üstelik okyanusta korsanlık yapabilmek, bir devlet desteği olmadan mümkün değildir. Somali diye bir devlet bırakmadıklarına göre bunu kim yaptırıyor?
Uluslararası Denizcilik Bürosu’nun Korsanları İzleme Merkezi Müdürü Noel Choong “Durum şimdiden kontrol edilemez halde. ABD ve uluslararası toplum bu tehdidi sonlandırmalı” dedi.
Uluslararası Denizcilik Bürosu’na göre, Ocak ayından beri Somali açıklarında ve Aden Körfezi’nde aralarında Türk gemilerinin de bulunduğu 94 gemiye saldırıldı. Şu anda ise 17 kadar gemi, 250 mürettebatla hâlâ korsanların elinde bulunuyor.
* * *
Uluslararası Denizcilik Bürosu, somut olarak kimi yardıma çağırıyor? ABD’yi?
“Somalili korsanlar” kavramını, konu ile ilgili haber veren Amerikan İngiliz haber ajansları bütün dünyaya kabul ettirdi. Şimdi bütün dünya basınında “Somalili korsanlar” ifadesi kullanılıyor. Oysa, korsanlar Somalili olsa bile iki büyük gemide üslenmiş durumda. Bu gemilerin etrafında da NATO gemileri dolaşıyor. Korsan denilen grupların elinde en fazla roketatar var. Yani korsanlığı Amerikan savaş gemileri himaye ediyor.
* * *
2003 yılında İngiltere‘nin en yetkili emniyet görevlisi olan Metropolitan Polis Örgütü Genel Müdürü Sir John Stevens, El Kaide’nin İngiltere içindeki pek çok terör örgütünü kendi amaçları için kullandığını ve en büyük tehlike olmayı sürdürdüğünü açıklamıştı.
İngiltere‘de faaliyet gösteren “İslami terör grupları” nın tümünün El Kaide ile ilişkili olup olmadığının sorulması üzerine, büyük bölümünün öyle olduğuna inandıklarını söyleyen Stevens, Kuzey Afrika orijinli diğer bazı grupların bağımsız faaliyetlerinin de sürdüğünü ifade etmişti.
Halbuki, gerçek şudur: İslami denilen terör örgütlerinin çoğu İngiliz istihbarat servisi tarafından kurdurulmuştu veya kontrol edilmekteydi. El Kaide örgütü de ABD, İngiltere, İsrail, Suudi Arabistan ve Pakistan ortak yapımıdır. El Kaide’nin kuruluşunda beyin görevini İngiltere yapmıştır.
* * *
Türkiye’de halkın en çok tanıdığı istihbaratçı olan Mahir Kaynak’ın “İstihbarat olmadan terör olmaz” tespiti bu korsanlık olaylarını izah ediyor.
Kaynak, “El Kaide diye bir örgüt yok. Eğer bir örgütten bahsediyorsanız, bu örgütün siyasal bir hedefi olması gerekir. Kimse El Kaide’nin hangi somut hedefe ulaşmak istediğini bilmiyor. Oysa İRA, ETA gibi terör örgütlerinin somut hedefleri ve somut coğrafi alanları vardır. Ayrıca bunların bir kadrosu ve bir örgüt yapısı da vardır. El Kaide’de bu unsurların hiçbiri yok. Ne kadrosu var, ne de coğrafi bir alanı. Bütün dünya eylem alanları bunların.
El Kaide, bir istihbarat servisinin yaptığı operasyonun kod adıdır. Bu yüzden de bizim önce yapılan bu operasyonu deşifre etmemiz gerekir. Çünkü El Kaide operasyonuyla dünyada bir siyasi sonuç yaratılmak isteniyor.
El Kaide eylemlerinden çıkan tek siyasi sonuç, Batı dünyasında bir İslam aleyhtarlığının doğuşudur ve İslam’ın terörle özdeşleşmesidir. Böyle bir siyasi sonuç niçin isteniyor ve bunu kim istiyor sorusunun cevabını bulmalıyız” diyordu.
Şimdi de “Somalili korsanlar” kavramını bütün dünyaya kabul ettiren haber ajanslarının ABD ve İngiltere adına bir siyasi sonuca ulaşmaya çalıştığını görmeliyiz.