Sokakta döve döve kadın öldürmek ve Cübbeli fiyasko...

İran''da "örtünme kurallarına uymadığı" için ahlak polisi kadınlar tarafından sokak ortasında tartaklanan ve yere düştüğünde erkek polisler tarafından tekmelenen ve gözaltına alınan 22 yaşındaki Mahsa Amini adlı genç kadın, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Yetkililer "kalp krizinden öldü" derken, yakınları, Amini''nin herhangi bir kalp sorunu bulunmadığını bildirdi. Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, ülkede büyük protesto gösterileri başladıktan sonra, olayın soruşturulmasını emretti.

Dövülerek öldürülen Amini adlı genç kadının da başı örtülüydü ama saçı görünüyordu! Onu tartaklayan kadın polisler ise kara çarşaflıydı... "Sen niçin bizim gibi kara çarşaf giymiyorsun da saçını sergiliyorsun" diye genç bir kadının ölümüne sebep oldular...

Görüntüleri izlerken, Amini''yi itip kakan kadın polislerin, beden dillerine göre mollaların koyduğu örtünme kurallarını uygulamaktan ziyade, sanki güzel bir kadından kendi çirkinliklerinin intikamını alır gibi bir halleri olduğunu düşündüm...

Genç bir kadının kahkülleri görünüyor diye sokak ortasında dövülmesi, din kullanılarak toplumun baskı altına alınmasının sonucudur. Bu politika, kadınların giyimine karışma yetkisi verilen sokaktaki uygulayıcının aşağılık kompleksi ile birleşince işte bu tür olaylara sebep oluyor...

***

Cahil veya şartlandırılmış insanlar yobazlaştırılabilir ama bir ülkenin polisine, kadınların giyimlerini denetleme yetkisi verenler, yobazlıktan değil siyasi emelleri gereği bu yola başvuruyor...

Türkiye''de de benzer zihniyet sahipleri artık alenen gerçek fikirlerini zikretmeye başladı. Dini kullanarak, Anayasal rejimi değiştirmeye çalışıyorlar...

Meselâ kamuoyunda "Cübbeli Ahmet" olarak bilinen Mahmut Ünlü, "Önümüzdeki günler çok hayır göstermiyor. İlerisi hayırdır ama çok vatan haini var. Çok din-devlet düşmanı var. Onun için bir temizlik de icap edebilir" dedi.

Kendileri gibi olmayan insanları, vatan haini, din ve devlet düşmanı saya ve bunların temizlenmesi gerektiğini açık açık söylerken, "halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten hakkımda soruşturma açılır" diye bir korkusu kalmamış... Yargının kontrol altına alındığını biliyor çünkü... Böylece, halka bir korku salmaya çalışıyor...

Her ülkede vatan haini çıkabilir. Yalnız bir kişiye veya herhangi bir topluluğa "vatan haini" diye damga vurmak kimsenin yetkisinde değildir... Böyle bir yetki, hukuk devletinde ancak bağımsız mahkemelerde vardır.

***

Dünyada uygulanmakta olan sağlık ve gıda terörü, "Nakit bulundurun, bir yıllık temel ihtiyacınız kilerinizde bulunsun" denilecek kadar ileri gitmiş olabilir ama bu fırsattan istifade ederek, kin ve nefret saçmak, Türkiye için nasıl bir yönetim tasarlandığını da gösteriyor.

"Yeniden bir İstiklal Savaşı gibi bir Kuvayı Milliye hareketlenmesi gibi yeniden bir vatan müdafaası gibi durumlar icap edebilir yani" dedikten sonra bir vaize düşen, şartlar ne olursa olsun, toplumu birlik ve beraberliğe davet etmek değil midir?

***

Dünyada bir gıda krizi başlamıştır, öyle ki Avrupa Birliği Komisyonu, acil durumlarda iç sınırların kapatılmasını önleme ve şirketlerin üretimlerini belirleme gibi çeşitli yetkiler istedi.

Buna göre, önemli gıda ürünlerinde stratejik rezervler oluşturulacak. Bu rezervler, "hedefli bir şekilde" dağıtılacak!''

Yani gıda krizi öngörülüyor ve Avrupa Birliği, bunun için hazırlık yapıyor... Elbette Türkiye de hazırlık yapmalı ama böyle bir zamanda "temizlik icap edebilir" demenin kime ne faydası var? Toplumu kutuplaştırmak kimin işine yarar?

Sahi, İran''da ahlak polisinin genç bir kadını döverek öldürmesi konusunda, Cübbeli Ahmet neden bir açıklama yapmıyor?

Yazarın Diğer Yazıları