"Siyasi striptiz" ve çapraz sorgu!
Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, yargıdaki sorunların çözülmesi için eğitimin öneminden bahsederken, “Bizde duruşmada sadece duruluyor” dedi.
Pekcanıtez, “Hukuk sistemimize çapraz sorgu getirildi, ancak uygulanmıyor. Çünkü avukatlar, çapraz sorguyu ve nasıl yapılacağını bilmiyor. ABD’de bir avukat 2 ay düşünüyor bir soru soruyor ve davayı bitiriyor. Bizde ise böyle değil. Biz gereksiz teferruatlarla uğraşıyoruz. Hakim, duruşmada taraflara soruyor, ‘bir diyeceğiniz var mı?’ diye. Avukat söz alıyor ve ‘bir diyeceğim yok, dilekçemi tekrarlıyorum’ diyor. Diğer tarafa da soruyor o da ‘ben de cevap dilekçemi tekrarlıyorum’ diyor. Sadece bununla yetiniyorlar. Peki bu, böyle mi olmalı? Bütün bunları eğitimle halledebiliriz” diye konuştu.
Canıtez’in açıkladığı durum hukukçuların meselesi. Tabii, dolayısıyla halkın da meselesi oluyor. Ancak bundan daha önemli bir eksiğimiz var toplum olarak!
Siyasilere yönelik çapraz sorgu yapmayı bilmiyoruz.
Bilmediğimiz için de seçimlerden kısa bir süre sonra “Elim kırılsaydı da oy vermeseydim” gibi feryatlara başlıyoruz.
* * *
Başbakan Tayyip Erdoğan, son mitinglerde Özal’ın inişe geçtiği dönemlerdeki gibi cümlelerinin sonuna “be” diye bir takı getiriyor. Hatırlarsanız Özal da halkın tepkisi ile karşılaşınca “Bende mangal gibi yürek var beee” demişti.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da bu durumu fark etmiş ki Erdoğan’ın ciddi bir tedirginlik içinde olduğunu gördüklerini kaydederek, bu tedirginliği herkesi suçlayarak gidermeye çalıştığını söyledi.
Baykal, “Eski defterleri karıştırıyor. ‘İflas etmiş tüccar eski defterlerden medet umar’ derler. Başbakan da İsmet Paşa’dan başlayıp, bize kadar uzanıyor. Buna alıştık artık, bunlar Başbakan’ın söyleyecek sözü olmadığını ortaya koyuyor” dedi.
* * *
AKP Grup Başkanvekili Nihat Ergün ise CHP’nin açılımlarını değerlendirirken, “Bu popülist hareketlere seçim striptizi demek de mümkündür” gibi bir laf etti!
Çapraz sorgu bu seviyesiz laflara karşı da devreye girmeli ve denilmeli ki; “Milli görüş gömleğini çıkarırken yaptığınız iş de siyasi striptiz miydi? Türkiye’nin varını yoğunu yabancılara satarken yaptığınız iş de siyasi striptiz miydi?”
Tabii benzer sorular çoğaltılabilir. Fakat asıl mesele, Türkiye’de uzun zamandır seçimlerin, atanmışların onaylanması işlevini görmesidir. Milletvekili adayı da belediye başkan adayı da partilerin genel başkanları tarafından atandıktan sonra halk tarafından onaylanıyor!
Önseçim yapılsa bile delegeleri kaydeden kişiler öne çıkıyor. Sistem tam bir sahtekârlıktan ibaret!
Herkes birbirini kandırıyor.
Bu durumu çapraz olarak sorgulamak kime düşer?
Elbette öncelikle ülkenin aydın kişilerine düşer. Ancak halkın da böyle sahtekâr bir düzenin parçası olmaması gerekir ki, yeni bir düzen kurulabilsin. Halkın içinden uyanık geçinen birileri, o parti senin bu parti benim dolaşır durur, daha çok olağanüstü dönemlerde dış destekle kurulan yeni partilere kapağı atarlar. Tıpkı ANAP ve AKP’ye kapağı attıkları gibi. Sonra da ülkeyi parsellemeye başlarlar!
Çapraz sorgunun tam zamanıdır.