Siyasette yüz tanıma sistemi!

İngiltere''de Southern Co-op adlı bölgesel bir tüketici kooperatifi, kurduğu market zincirine ait 35 markette, içeri giren kişilerin yüzlerini kameralarla kayıt altına aldığı için İngiliz sivil özgürlükler sivil toplum kuruluşu Big Brother Watch tarafından Bilgi Komisyonu Ofisi''ne şikâyet edildi.

Şikâyetin yapıldığı kuruma bakılırsa, konunun sanki bir tüketici hakları ihlali gibi ele alındığı anlaşılıyor. Kim bilir belki de konu kamuoyunda böyle anlaşılsın diye söz konusu kurum seçilmiş...

Nitekim Big Brother Watch yöneticisi Silkie Carlo, "Kooperatif, herhangi bir yasal süreç olmaksızın müşterileri izleme listelerine ekliyor. Bu da alışveriş yapanların gözetlenebileceği, birçok mağazada kara listeye alınabileceği ve masum olmalarına rağmen alışveriş haklarının reddedilebileceği anlamına geliyor." diye konuştu.

***

Çin''de yüz tanıma sisteminin artık günlük hayatın bir parçası olduğu biliniyor. Çin''deki büyük birader, toplumu bu şekilde kontrol etmeye çalışıyor ama sistem, Henan eyaletindeki dört bankada, 400 bin kişinin mevduatından oluşan 6 milyar Dolar tutarındaki paranın hortumlanmasını önleyemedi... Üstelik mevduat sahipleri protesto gösterisi yaparken etrafları beyaz gömlekli gençler tarafından çevrildi... Polis, ancak iki taraf birbirine girince müdahale etti ama saldırganları değil protestocuları yakalayıp götürdü! Protestocular, Çin Devlet Başkanı Şi''ye "Henan''ı soruştur" diyordu, o kadar...

Aslında her toplum layık olduğu şekilde yönetiliyor. İnsanlar, kendilerine benzeyen liderleri işbaşına getiriyor... Çin''in sistemi ne olursa olsun, yönetim sistemi ve liderleri, ülke halkının ortalama karakterini yansıtıyor! İktidarın serbest seçimlerle belirlendiği ülkelerde de herkes kendi hayat felsefesine en yakın liderin partisine oy veriyor. Kısacası liderin lider olması, tencerenin yuvarlanıp kapağını bulması gibi bir durumdur.

Veya "Bana liderini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim" de denilebilir...

Kimileri varoşları temsil iddiası ile gelir ama iktidar olunca kendisi ve çevresini dünyanın en büyük kapital sahipleri arasına sokar. Kimileri millî, kimileri dini idealleri kullanarak toplumu aldatır ve eline bir yetki geçtiğinde kendi gizli gündemini uygular. Bazen böyle liderler, idealist insanların karakterinin topluca bozulmasına yol açar! Hrant Dink''in "kirli kan" dediği işte bu bozulmaydı... Kimliğini gizlemiş olan Ermenilerin kanının kirlendiğini söyleyerek, onları bu çift kişilikli durumdan kurtarmaya çalışıyordu ki bu sebeple hayatından oldu! Dink, kimliğini gizleyen Ermeni asıllıların listesini tutuyordu... Ölümünden sonra kaybolan bilgisayarının hard diski nerede sahi?

***

Doğru ve yanlış aslında bütün insanlar tarafından ayırt edilebilir. İnsanın yaradılışında bu yetenek vardır... Üstelik dinler, doğruyu yanlış, yanlışı doğru gibi göstermek için kullanılabilir! Mesela, Türkiye''ye 10 milyon civarında yabancının doldurulması, "ensar-muhacir" söylemiyle izah ediliyor. Oysa herkes görüyor ki böyle giderse, ortada Türkiye diye bir ülke kalmayacak. Çünkü ülke nüfusu değiştirilmiş olacak...

Veya enflasyon politikası uygulamak, iktidarların bir tercihidir. "Altta kalanın canı çıksın politikası" da denilebilir... Bu da her türlü millî ve dini öğretiye aykırıdır. Durum böyle olduğu halde, iktidarı oluşturanlar, hem yerliliği ve millîliği hem de dini öğretiyi kendi tekelinde tutmaya çalışır...

"Bizim Allah''ımız var" ne demektir... "Karşı tarafın Allah''ı yok, öyleyse her türlü zulme müstahaktır" demektir!

Halk, aslında kendisi ile yüzleşmelidir. Bilge Kağan''ın dediği gibi halk "İlli millet idim, ilim var ama gücüm hani? Kime il kazanıyorum? Kağanlı millet idim, kağanım hani? Hangi kağana işimi gücümü veriyorum? Töreli millet idim, törem hani? Kimin töresine uymaktayım?" diye kendisine sormalıdır...

Yazarın Diğer Yazıları