Siyasette ''sahte anı'' üretme yöntemi!

Türkiye, "çözüm süreci" adı altında bir "cinnet süreci" yaşadı değil mi? Terör örgütü üyelerine sınırda karşılama yapıldı, çadır mahkemesi kurulup, suç teşkil eden sözler söylemelerine rağmen ifadeleri zapta geçirilmeyerek serbest bırakıldılar ve Habur''dan Diyarbakır''a kadar bir aracın üstünde, yollara dizilenleri, zafer kazanmış komutan gibi selamladılar... Terör örgütünün başındaki kişinin mektubu, Diyarbakır''da bir milletvekili tarafından açık hava toplantısında okundu. Dolmabahçe''de iktidar ve terör örgütünün siyasi uzantısı arasında Abdullah Öcalan''ın yazdığı on maddelik metin üzerinde mutabakat da sağlandı...

Terör operasyonları durduruldu. Bundan faydalanan terör örgütü, şehirlerin etrafına belediye araçlarıyla hendekler kazdırarak kurtarılmış bölgeler oluşturdu. Vergi koydu, kaymakam atadı, mahkeme kurdu...

İktidar seçimi kaybedince de çözüm sürecinden vazgeçti ve işgal edilmiş şehirlerin geri alınması için operasyonlar başlattı. Sadece bu mücadelede 800''den fazla vatan evladı şehit oldu.

Şimdi bütün bunları bir kenara bırakarak karşı tarafı aynı siyasi uzantı ile işbirliğinden dolayı suçlayanlar da iktidarın sözcüleri veya destekçileri...

***

Tamam, toplumsal bellek unutkandır ama bu kadar da değil. Öyleyse insanlar nasıl olup da bütün bu skandallar yaşanmamış gibi kendilerinin yerli ve milli olduğunu, karşı tarafın ise terörle işbirliği yaptığını söyleyebiliyor?

Terör örgütünün siyasi uzantısı ile işbirliği yapmak kötüyse, iktidarın yaptığı başka bir şey miydi? İktidar da yapsa, siyasi rakipleri de yapsa kötü değil mi?

Hadi siyasilerin yalanlarını bir tarafa bırakalım, çeşitli unvanlara sahip insanlar nasıl olup da oluşturulan sahte algılara anında sahip çıkabiliyor?

Goebbels''in "Yeterince büyük bir yalan söyler ve onu tekrar etmeye devam ederseniz, insanlar sonunda ona inanmaya başlar" şeklindeki "Büyük Yalan Yöntemi"ni uyguluyorlar ama herkesin bildiği gerçekleri saptırarak sonuç alabileceklerine ve seçmen davranışlarını etkileyebileceklerine nasıl inanabiliyorlar?

***

Hollanda''da yapılan yeni bir araştırmada, "İnsan beyni, göz açıp kapayıncaya kadar sahte anı üretebiliyor" sonucuna varıldı. Konumuza da ışık tutuyor...

Anadolu Ajansı''nın, Science Alert sitesinden naklettiği habere göre, Amsterdam Üniversitesinden bilim insanlarının öncülüğünde yapılan deneylerde, araştırmaya katılan 534 kişiye, Latin harflerinin gerçek ve aynada yansıtılmış (C ve ters C gibi) şekilleri gösterildiğinde, insanların yansıtılmış harfi gerçek haliyle hatırlamaya yatkın olduğu belirlendi.

Araştırmada, katılımcılara harfler ters olarak gösterildiğinde, insanların "göz açıp kapayıncaya" kadar yansıtılmış harfi, gerçek bir harf olarak hatırlama olasılıklarının daha yüksek olduğu tespit edildi.

Araştırmayı yapan uzmanlar, insan beyninin görmeyi beklediği şeylere göre anılarını "sahte anılarla" değiştirdiğini ve katılımcıların, Latin harflerine aşina olması dolayısıyla beyinlerinin gösterilen harfleri yansıtılan halleriyle değil normal yazılmış şekillerinde görmeyi beklediklerini belirtti.

Araştırmanın yazarları, "kısa süreli belleğin her zaman az önce algılanan şeyin doğru bir temsili olmayabildiğine" ve "belleğin, aslında görmeyi beklediğimiz şey tarafından şekillendiğine" işaret etti.

***

Bizim ele aldığımız konuda ise iktidarın bir zamanlar kendi işlediği suçları, siyasi rakiplerine yansıttığını, iktidar destekçilerinin de bu propagandayı samimiyetle ve aynen tekrarladığını görüyoruz.

Suçu işleyen siyasilerin, aynı suçla rakip siyasileri suçlamasındaki mantık, taraftarların sahte anı üretmesi ve anında buna kendisini inandırmasına dayanıyor olabilir.

Kendi söyledikleri yalanlara kısa bir süre sonra inanıyor da olabilirler.

Kuru gürültü ile yalanlara dayalı bir propaganda ne kadar sürdürülebilir?

Muhalefete, "Bizim işlediğimiz suçu siz işlemeyin" deseler, olmayacak; bu sebeple kendi suçlarını yok sayıyorlar!

Yazarın Diğer Yazıları