Siyasette "Ahde Vefa"
Meşhur fıkradır: Yahudi tüccar yurt dışındayken telgraf gelir; "Tahtakale'deki 7 numaralı dükkan yandı. Sigortadan iyi para aldım". İmza yerinde "oğlun" vardır. Bunları ikinci, üçüncü hatta dördüncü yangın haberleri takip eder. Bir yandan paralar istiflenmektedir. En sonda babadan evlada cevap; "Ateşe devam". Milletvekili aday listeleri kesinleşti ama ekran bülbülleri aynı yolda şakımayı sürdürüyor. "Ateşe devam". Anlayacağınız parti borazanlığına devam ediyorlar. Tek fark, bazılarının desibelinin düşmesi. Yani, sesler zayıfladı.
Yatırıma devam
İktidarın en sadık isimlerinden biri İhsan Aktaş. Bu bağımlı araştırmacı GENAR'daki sipariş anketlerine devam ederken, ekran görevini de sürdürmekte. Israrla HDP'yi baraj altı yapmak için çaba gösteriyor. "CHP'den İYİ Parti'ye giden oylar Muharrem İnce sayesinde geri döndü" diyecek kadar programlı. Hiçbir zaman söylemeyi unutmadığı cümle "Ak Parti'linin morali sağlam". Bu kez işi bir tık daha ileri götürdü; "Taban listeyi olumlu buldu". Bunu söylediği zaman diliminde, ortada henüz net bir şey yoktu.
Ali Saydam da NTV'de Doğrudan Siyaset'teydi. O da yakın dönem yakaladığı çizgiyi koruma peşinde. Ayrıca Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın Fan Kulübü'nü kurarsa şaşırmam. Ballı kaymaklı sözlerinin tamamını Damat Bey için kullandı. Arada kayınpedere ayıp olmasın diye "Erdoğan, iyi bir takımla sahaya çıktı" dedi.
Arzuya göre
Sahibinin Sesi anketlerden biri HaberTürk'te dillendirildi. Mahmut Övür'ün anlattığına göre sırf Doğu ve Güneydoğu'da anket yapan bu kuruluşun saptaması; bölge oylarının yüzde 39-40'ı hâlâ Ak Parti'de. Diğer tespitte ise HDP tam 9 puan kaybetmiş! Dedik ya, tam bir "kendin pişir, kendin ye" anketi.
Türkiye'nin Nabzı'nda iki bayan unsuru vardı. Sevilay Yılman'ın sağa sola yatışlarını izlemekten ne dediğini anlamakta zorlandık. Nagehan Alçı, CHP Genel Başkanı'nı "Kılıçdaroğlu, sadece parti içi hesaplar yapıyor" diyerek değerlendirdi. Buyurun siz yorumlayın.
Hakan Bayrakçı, fazla lafa girmedi. Bu önemli ismin -çizgisinde kırık yok-. Rüzgâra göre yön değiştirmeyenlerden.
Her zamanki konuk
Tartışma programlarının olmazsa olmazı Erdoğan. Tek bir gece yok ki, onsuz geçsin. Mutlaka bir yerlerden bağlanıyor. Sayesinde uzun molalar veriliyor. Onu dinlemek mecburi. Zaman zaman Yıldırım da ortaya çıkıyor.
Tarafsız Bölge'nin diğerlerinden sayıca fazla katılımcıları ara vermelere alıştılar. Ben yönetici olsam, böylesi durumlarda neler konuşulduğunu kayda alırım. Canlı yayında birbirlerine hakaret edenlerin antraklarda "can ciğer kuzu sarması" olduklarından eminim.
Ahmet Hakan Coşkun'un rahat hali şaşırtmadı. Son yıllarda fazla yük almıştı. Kanal D'yi üstünden atınca, yüzü gevşemişti. Gazete yazıları ve haftada bir gün Tarafsız Bölge yeterli. En beğendiğim programını yaptı. Dr. Av. Sarı katıldığım laflar edip beni hayrette bıraktı. Zülfü Tolga Ağar'ın aday olmasına destek verdi. -Zülfü ismi dedesinindir. Bilmeyenler için yazayım, merhum Zülfü Ağar, Cevdet Sunay'ın koruma müdürlüğünü yapmış çok başarılı polisti.- Sarı'nın "Mehmet Ağar'ın Elazığ başta Türkiye genelinde önemli ağırlığı var" şeklindeki sözlerine aynen katılıyorum. Ağar'ın Ak Parti'ye vereceği destek BBP'den çok daha fazla olacaktır. Bırakın hemşeri dayanışmasını, devlet hizmetinde birlikte görev yaptıklarının gönüllerinde her zaman yeri var. Her şeyden önce özel insandır. Herkesin yardımına koşar, "Ahde vefa" sözü onun içindir...
Elenenler
Erdoğan'ın Burhan Kuzu, Mehmet Metiner, Metin Külünk, Salim Uslu ve Şamil Tayyar'ı liste dışı bırakmasını "dikensiz gül bahçesi" isteğine bağlıyorum. Fark ettinizse aynı uygulama CHP'de de yaşandı. Burada tek farklı durum İbrahim Tatlıses'inki. Kendi ipini kendi çekti. Askere moral turlarındaki tavrı onu adaylıktan etti. İnsan susmasını da bilecek. Hele Cumhurbaşkanının her sözüne limon sıkarsan bu sonucu hak etmişsin demektir.
***
Son başarı
En önemli tercihimiz ayak topu. Kıyamet kopsa bu spordan vaz geçmiyoruz. TRT Spor'un Yüz Yüze Futbol'unda işlenen konular arasında ana unsur buydu. Bence Ömer Üründül'ün Millî Takımla ilgili önerileri mutlaka Lucescu'ya tercüme edilmeli. Üstüne basa basa vurguladığı gibi son uluslararası başarı 2008 Avrupa Şampiyonası finallerinde kaldı. Aslında Üründül'ün formülü çok basit; "Millî Takımın oyun sistemi bir an önce belirlenmeli. hazırlık maçları da mutlaka ciddiyetle oynanmalı."