''Sivil-asker mekanizması çökertildiği için...''

Depreme müdahalenin gecikmesi konusu hâlâ tam olarak aydınlatılmış değil... Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak, Adıyaman''da yaptığı konuşmada "Sarsıntıların yıkıcı etkisi, olumsuz hava nedeniyle ilk birkaç gün Adıyaman''da arzu ettiğimiz etkinlikte çalışma yürütemedik. Bunun için helallik istiyorum." dedi.

Olumsuz hava şartları, birkaç günlük gecikmeyi izah etmeye yeter mi?

***

Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar''ın tam da bu konuda Erdoğan''dan önce yaptığı açıklama ise düşündürücü...

"Merkez üssü Kahramanmaraş''ın Pazarcık ilçesi olan ilk deprem saat 04.17''de gerçekleşti. Millî Savunma Bakanlığı''nın yanı sıra Genelkurmay, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin harekât merkezleri süratle yapılması gerekenleri yaparak saat 04.30''da birliklerden rapor istedi. Aynı saatte Türk Silahlı Kuvvetleri İnsani Yardım Tugay Komutanlığına ''hazır ol'' emri verildi. Saat 04.50''de 2. Ordu Komutanı Orgeneral Metin Gürak görevinin başındaydı ve birliklerden durum raporu almaya başladı. Saat 05.00''te Bakanlığımız bünyesinde Afet Acil Durum Kriz Merkezi teşkil edildi. Eş zamanlı olarak kriz merkezleri Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıklarında da çalışmaya başladı." diyen Akar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile saat 05.10''da telefon görüşmesi yaptıklarını ve hava, kara ve deniz birliklerinin koordineli olarak sevke hazır hale geldiğini ifade etti. Akar, saat 10.00 itibarıyla depremden etkilenen Hatay''daki 8''inci Komando Tugayı''nın arama-kurtarma çalışmalarına başladığını bildirdi...

***

Kızılay Başkanı Kerem Kınık''ın şu itirafları da asıl gerçeği ortaya koyuyor:

"Askerler zaten olağanüstü durum için, afet için yetiştirilmiş insanlardır. Siz afet operasyonunun içerisinde askeri konumlandırmazsanız, askerî kapasiteyi konumlandırmazsanız yanlış yaparsınız. Siz bir taraftan uluslararası bir afet yardım çağrısında bulunuyorsunuz ama kendi içinizde sivil-asker iş birliği mekanizmanız maalesef geçmiş dönemlerde çökertildiği için bu mekanizmadan faydalanamıyorsunuz."

***

Askerlerin neden ilk andan itibaren bütün güçleriyle sahaya gönderilmediği konusunda bir de emekli askerî hakim albay Zeki Üçok''un Cumhuriyet''ten Barış Terkoğlu''na yaptığı açıklama var. Üçok, "Benim şöyle bir duyumum var. 2. Ordu Komutanı, ''bir an önce depreme müdahale etmemiz'' lazım demiş. ''Beklemede kalalım'' denilince üzüntüden ağlamış." dedi...

Muhataplardan ses yok!

***

Enkaz altında kalanların bir kısmı hâlâ canlıyken, devletin müdahale etmekte birkaç gün geciktiğini Cumhurbaşkanı kabul ediyor.

"Birkaç günlük gecikme"nin çeşitli sebepleri var. Hava durumu mazeret değil! AKP iktidarının "asker korkusu" dışında en az o kadar vahim bir gerçek daha var: Deprem bölgesinde haberleşme kesildiği için mesela Antakya''daki felaketin boyutları ilk iki gün anlaşılamadı!

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş bile şokta olduğu için canlı yayınlarda durumu olduğu gibi yansıtamadı. Antakya''dan ilk televizyon yayını yapan gazeteciler dahi durumun farkında değildi. Ne zaman ki eski millî futbolcu ve Hatayspor Teknik Direktörü Volkan Demirel ağlayarak konuştu, ancak o zaman Antakya gerçeği bütün yurtta hissedilmeye başlandı...

***

Tabii felaketin büyüklüğünün anlaşılamaması mazeret değildir. Türkiye 17 Ağustos depreminde de aynı şoku yaşamıştı. O zaman da haberleşme yoktu. O zaman da gün ağarıp gazeteciler havadan çekimler yapana kadar felaketin boyutları bilinmiyordu. Buna rağmen, Başbakan Bülent Ecevit ilk gün deprem bölgesindeydi. Ondan önce İçişleri Bakanı Sadettin Tantan, Jandarma Genel Komutanı Rasim Betir, İstanbul milletvekili Nazif Okumuş ve Sakarya milletvekili Ersin Taranoğlu sabah erkenden, askerî helikopterle bölgeye gelmişti. Bayındırlık Bakanı Koray Aydın, depremle uyanıp kara yolundan harekete geçmiş ve önce Düzce ve Adapazarı''nda durum tespiti yapmıştı. Silahlı Kuvvetler, 24 bin askerle müdahaleye başlamıştı...

Yazarın Diğer Yazıları