Şişirilmiş Türkiye Büyük İsrail'e götürür; uyanın!
AKP iktidarının Ermenistan ve PKK açılımları, Suriye ve Irak ile çok yakın ilişkiler kurulması ile paralel geliştirildi. Öyle ki, Azerbaycan ile “iki devlet tek millet” anlayışı yıpratılırken, Türkiye “tek devlet, tek millet” anlayışından, iki millet, üç millet, hatta “imparatorluk bakiyesi” denilerek “tek devlet 72 millet” kabullüne doğru kaydırılmaya başlandı.
Prof. Dr. Mahir Kaynak bir süre önce bu durumu şöyle incelemişti:
“Açılım kültürel alanda gerçekleşiyor gibi görünse de sonuçları açısından bölgesel dengelerde değişime yol açıyor ve Türkiye’yi çevre ülkelerle ayrıştıran duvarlar etkisizleşiyor. Cumhuriyetin kuruluş felsefesini değişmez kabul edenler açısından bu değişim süreci kolay kabul edilebilecek cinsten değildir.”
Mahir Kaynak Cine-5’teki kırmızı hat programında da benzer görüşleri savundu. Kendisine “Peki Türklük ne olacak?” diye sordum, “Devletimiz büyüyecek” diye cevap verdi.
* * *
Değişimin boyutlarını Birleşik Arap Emirlikleri’nde yayımlanan el Halic gazetesindan Husam Kanafi ise
“Türkiye’nin son dönemde aldığı kararlar -devletin laik yapısına rağmen- Ankara’yı İslami lider konumuna getirmektedir. Türkiye’nin yeniden Orta Doğu’da harekete geçmesi, sanki Osmanlı İmparatorluğu’nun küllerinden yeniden doğuşu bekleniyormuş gibi bütün dikkat ve umutları üzerine topladı” diye yazdı.
Sabah gazetesine Washington’dan yazan Ömer Taşpınar da “Türkiye kabuklarını kırıyor” sloganının kullandı. Bu slogan, Türkiye’nin rejimini değiştirmek isteyen herkesin dilindedir.
Taşpınar, “Türkiye’nin son dönemde gerçekleştirdiği açılımlara bir bakın. Ermenistan’la barışan, Suriye ile kucaklaşan, Kıbrıs’ta çözüm arayan, AB’ye tam üye olmak için uğraşan, hem Rusya hem de Amerika ile ortak ekonomik ve siyasi çıkarlar peşinde koşan, küresel öneme sahip enerji projelerine imza atan, dünyanın en kalkınmış ülkeleriyle G-20’de aynı masada oturan bir Türkiye var artık” hatırlatmasında bulundu.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da bütün bu tespitleri doğrularcasına El Cezire televizyonuna “Eğer bir şeyler yanlış giderse, bölgede önder bir ülke olarak sessiz kalamayız, olanları seyredemeyiz, sivillerin ölmesine izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
Davutoğlu, “Türkiye’nin bölge için ne tür bir düzen oluşturmaya çalıştığı” sorusuna, bunun sadece bir bölge, Orta Doğu için olmadığını, Balkanların ve Kafkasların da Türkiye’nin özel ilgi duyduğu bölgeler olduğunu belirterek, herkes için ortak güvenliğin olduğu bir anlayış temelinde bir düzenden yana olduklarını söyledi. Davutoğlu, “Büyük güç, küçük güç meselesi değil, fakat katılımcı bir sistem kurmak istiyoruz” dedi.
* * *
Türkiye’nin kabuğunun gerçekten kırıldığını görüyoruz. Kabuktan kabuğa fark var. Kuluçkadaki yumurtanın kabuğu 21gün sonra çatladığında civciv dünyaya gelir. Kaplumbağanın kabuğu ise üzerinden tank geçse kırılmayacak kadar sağlam ve koruyucudur.
Bence Türkiye Cumhuriyeti Devleti büyütülmüyor, şişiriliyor!
Bölünmesi bu şekilde daha kolay olsun, mümkünse içinden Mezopotomya çıkarılsın diye!
Patlayana kadar da şişirilecek! Türklük Osmanlı’nın son dönemleri gibi yine hakir görülecek.
Devletin sermayesi mi?
Yahudi sermayesi ne güne duruyor?
İsrail ile uyduruk bir kriz çıkaran hükümet, ülkenin bütün ağırlıklarını Yahudi sermayesine satmadı mı?
Bence oynanan oyun, Türklerin sırtından Büyük İsrail’i bedavaya getirmektir! Gözlerini sadece Mezopotamya’ya değil, İstanbul’a da dikmişlerdir artık.