Sıra Erdoğan'ın mazbatasında mı?

Yasama, yürütme yargı ve medya gücünü elinde tutan irade, İstanbul'da Ekrem İmamoğlu'nun kazandığı seçimleri tekrarlatmak için karar çıkardı.

Biz, "Kazanılmış seçimi, Yüksek Seçim Kurulu üzerinde baskı kurarak tekrarlatmak, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı'nın meşruiyetini tartışmaya açar. Hem de sadece Türkiye'de değil bütün dünyada! Asıl kaos o zaman çıkar! Elbette böyle bir tartışmadan zararını sadece Erdoğan görmez, Türkiye büyük bir itibar kaybına uğrar ki bunun telafisi yoktur!" diye uyarmıştık.

"Meşruiyetinizi tartıştırmayın" demiştik.

Nitekim CHP, İstanbul'daki ilçe seçimlerinin yanı sıra 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin iptali için YSK'ya başvurdu.

****

CHP adına başvuruyu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek yaptı.

Başvuru sonrası basın açıklaması yapan Muharrem Erkek, "Sayın İmamoğlu'nun mazbatasını iptal ettiyseniz sayın Erdoğan'ın da mazbatasını iptal etmek zorundasınız. 24 Haziran'da sandık kurullarında görev yapan tüm kişileri de incelemek zorundasınız. Aynı zarf içinden çıkan tüm oyların seçimlerin iptalini de talep ettik. Tam kanunsuzluk başvurusu yaptık. Tam kanunsuzluk başvurusunda süre kesinlikle aranmaz." dedi.

Bu başvurudan sonuç çıkar veya çıkmaz, bu ayrı bir konu ama sonuçta Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı mazbatası da İmamoğlu'nun mazbatası gibi tartışmaya açılmıştır.

Tartışma başlayınca üç yıllık okuldan mezun olup dört yıllık fakülteden diploma almak gibi konular dahil her türlü veri gündeme getirilebilir.

***

"Yapmayın, etmeyin, seçim sistemini tartışmalı hale getirmeyin" diye de uyarmıştım, değil mi?

Hatta Rand Corporation, Pentagon desteğiyle bir araştırma yapmış, ben de bu sütunda konuyu incelemiştim.

Amerikalı uzmanlar Rusya'yı zayıflatacak birçok konu yanında "Rusya'ya karşı alınacak ideolojik önlemler" başlığı altında bakın hangi konuları araştırmıştı:

*"Rus seçim sistemine olan inancının azalması, çoğu medya kaynağı üzerindeki devlet kontrolü bulunması sebebiyle zor olacaktır. Bunu yapmak rejimden hoşnutsuzluğu artırabilir, ancak Kremlin'in baskıyı artırması veya bunun da dışına çıkıp Batı'nın çıkarlarına aykırı olabilecek yurt dışı tehlikeli bir çatışmaya yol açması gibi ciddi riskler taşıyor.

*Rejimin halkın ilgisini çekmediği algısının yaratılması, yaygın, geniş çaplı yolsuzluğa odaklanabilir ve devletin meşruiyetini daha da zorlaştırabilir.

*Yerel protestoların ve şiddetsiz direnişin teşvik edilmesi, Rus rejiminin dikkatini dağıtmaya veya istikrarsızlaştırmaya ve yurt dışında agresif eylemler gerçekleştirme ihtimalini azaltmaya odaklanacak, ancak riskleri yüksek...

*Rusya'nın yurtdışındaki olumsuz imajının altını çizmek ve diğer yaptırımlar... Rusya'nın BM dışındaki uluslararası forumlardan çıkarılması ve Dünya Kupası gibi organizasyonlarda boykot edilmesi, Batılı devletler tarafından uygulanabilir ve Rus prestijine zarar verilebilir. Ancak, bu adımların Rus iç istikrarına ne derece zarar vereceği belli değil.

*Bu önlemlerin hiçbiri yüksek bir başarı ihtimaline sahip olmasa da herhangi biri veya tümü Rus rejimine zarar verebilir ve Rusya'nın yurtdışındaki aktif dezenformasyon kampanyalarını azaltmak için caydırıcı bir tehdit olarak kullanılabilir."

***

Şimdi, Yüksek Seçim Kurulu kararı, hem Türkiye'nin seçim sistemine ve rejimine olan güveni sarsıyor, hem Cumhurbaşkanı'nın mazbatasını tartışmaya açıyor, hem de bu tartışmalar yüzünden Türk Lirası değer kaybediyor; Türkiye itibar kaybediyor ve ekonomik bir çöküşe doğru sürükleniyor!

Rand Corporation, Rusya'nın yükselişinin nasıl durdurulabileceğine dair önerileri araştırdı. Sanki Rusya'yı değil de Türkiye'yi araştırmışlar da bütün öneriler Türkiye'de uygulanıyor gibi değil mi?

Fakat Türkiye bu yola kendi kararlarıyla; en son YSK kararıyla girdi! Kendi düşen ağlamaz!

Yazarın Diğer Yazıları