Sınırlı askerî harekât için ABD'ye ne verildi?

ABD Başkanı Trump'ın "30 gün içinde IŞİD'i bitireceğiz" diye bir açıklama yapmasının hemen ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, birkaç gün içinde Fırat'ın doğusuna yönelik askerî harekât başlatılacağını duyurdu.

Erdoğan, "Hedefimiz asla Amerikan askerleri değildir, bölgede faaliyet gösteren terör örgütü mensuplarıdır. Fırat'ın doğusunu da huzurlu ve yaşanabilir yerlere dönüştürme konusunda kararlıyız. Bunu İdlib'de Rusya ile başardık. Aynı durumu Fırat'ın doğusunda Amerika'yla da yapalım" dediğine göre ABD ile harekât konusunda anlaşmaya varıldı!

Gerçi Erdoğan, "Türkiye'nin meşru müdafaa hakkını kullanma ihtimaline karşı Amerikan askerleri de teröristlerin arasına serpiştirilmiştir. Amaçları ülkemizi teröristlerden korumak değil, teröristleri ülkemizden korumaktır." diye bizim de kullandığımız ifadelerle ABD'yi suçladı ama harekât sırasında ABD ile birlikte çalışılacaksa, harekâtın sınırları konusunda uzlaşmaya varılmışsa ve ABD bu suçlamalara hiç cevap vermiyorsa bunun üzerinde durmamız gerekir!

***

Erdoğan, "Terör koridorunu orada inşa etmenin gayreti içerisindeler. Bizim stratejik ortaklarımız 'bunlar terörist değildir' diyor... Bunlar PKK'nın yan kolları, niçin kabul etmiyorsunuz? Amerikalılara bunun sürdürülemez olduğunu ifade ettim. DEAŞ'a karşı bir şey yapacaksanız gel beraber yapalım bırakın bu teröristleri... Şimdi '30 günde bunların hepsini temizleyeceğiz' diyorlar, göreceğiz..." diyor.

Hatta, "Şimdi 30 bin teröristi bölgede eğitiyorlar. Bununla da kalmadılar onların paçavrasını sallıyorlar. Ortak devriye ortak eğitim aşamasına kadar getirdiler işi... Ne yaptığınızın farkında mısınız? Kimi uyutuyorsunuz ya. Bize bu ifadeleri Irak'ta da kullandınız. Ve Irak'ta silahlarınız PKK'nın elinden çıkıyor. Neymiş Suriye Demokratik Güçleriymiş. Siz kimi uyutuyorsunuz ya." diyor.

***

Gerçekten de Amerikalılar, Erdoğan'ın son aylarda dünya kamuoyu önünde yaptığı bu tür açıklamaları dikkate aldı ve bir plan geliştirdi.

ABD düşünce kuruluşları, bölgede "Bir Kürt özerk devletinin kurulması için Türkiye'nin bir şekilde ama mutlaka ikna edilmesi gerektiği" üzerinde duruyordu. Herhalde ABD yönetimi üzerinde etkili oldular ki Türkiye'ye sınırlı bir harekât için yol verildi.

Konuyu değerlendiren askerî strateji uzmanı Nejat Eslen, "James Jeffrey'in Ankara temasları sırasında uzlaşma sağlandığını söyleyebiliriz. Demek ki Orta Doğu'da yeni çizilecek sınırlar, James Jeffrey adı ile anılacak. Sanıyorum, Türk askerinin, Suriye'nin kuzeydoğusuna girişi sırasında, sınır hattında bulunan Amerikan askerleri geri çekilecek. 30-40 kilometre derinliğe kadar girilecek. PYD/YPG ile çatışmalar da olacak ama onlar da güneye doğru çekilecek. Sonuçta sınır boyunca bir tampon bölge oluşturulacak ama bu şeridin altında PYD devleti kurulacak! Amerikalılar kendi nihai hedeflerine ulaşmak için Türkiye yönetimine seçim öncesinde böyle bir taviz veriyor." dedi.

***

Aklıma Hatay'da bir gece sabaha kadar seyrettiğim ünlü aba güreşçisi rahmetli Hikmet Sabuncu'nun taktiği geliyor. Sabuncu, altına aldığı genç rakibini bir süre zorlayıp sonuç alamayınca mengene gibi kollarını gevşetirdi. İşte o anda ayağa kalkmaya çalışan rakibinin açığını bulur, sırtını yere yapıştırırdı.

ABD, kuşatma altına aldığı Türkiye'nin yönetimine, geçici bir avantaj sağlıyor gibi görünüyor. Baskıyı gevşetiyor! Harekât başlayınca elbette hepimiz destekleyeceğiz. Mahalli seçimler, bir zafer havası içinde yapılacak! Seçim sonuçları ise Cumhurbaşkanlığı sisteminin devamı için halkın onayı olarak kabul edilecek.

Böylece ABD, bir taşla birkaç kuş birden vuracak. Hem Suriye'de bir Kürt devleti kuracak hem de iyi anlaştığı Türkiye'deki yönetimin devam etmesini sağlamış olacak!

Kaybeden kim olacak? Siz kimi uyutuyorsunuz ya!

Yazarın Diğer Yazıları