Sınır aşan Yunan ineği devlet malı sayılacak, ya PKK!

TÜSİAD, Arzuhan Doğan Yalçındağ ve Ertuğrul Özkök üzerinden DTP ve Abdullah Öcalan ile temas noktası arıyor! Bugünlerde Özkök’ün yazılarını okursanız, öyle bir duygusallaşırsınız ki AKP’li İhsan Arslan’ın önerdiği gibi ölen teröristlerin annelerine maaş bağlamak bir yana teröristlerin kendilerine de asteğmen maaşı bağlanmasını isteyebilir, hatta tasfiye edilmekte olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yerine PKK’nın ordu görevi yapmasını da önerebilirsiniz!
Kimse “bu kadar da olur mu?” diye düşünmesin! Daha düne kadar terörle mücadele ederken hayatını ortaya koyanlar, PKK’lı itirafçıların gizli tanıklığı ile vatan haini muamelesine tabi tutulmuyor mu? Bir devlet bundan daha aciz bir duruma başka nasıl düşürülür? Bütün tersaneler zapt edilmiş, memleketin her köşesi bilfiil işgâl edilmiş değil mi zaten!
Geriye ne kalıyor?
Bütün orduların dağıtılması!

* * *

Fakat bu işin içinde başka bir iş var? TÜSİAD sermayesi ne diye Abdullah Öcalan’a danışmanlık yapsın? Barzani’yi rahatlatmak için olmasın?
Her ne kadar Irak hükümeti, Kuzey Irak’taki Barzani yönetiminin yabancılarla yaptığı petrol ve doğalgaz anlaşmalarını tanımasa da Türk şirketleri fiilen işe başlamış durumda. Karamehmet’ten sonra Aydın Doğan da Kuzey Irak’ta petrol çıkarmak için çaba sarf ediyor!
Dolayısıyla, bölgedeki gerginliğin bir an önce bitmesini istemeleri gayet normal! Bunun için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Abdullah Öcalan’ı muhatap almaya zorluyorlar!
Peki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, böyle radikal bir adım atabilir mi?
İhsan Arslan’a bakarsanız daha fazlasını bile yapabilir.
Fakat kimse o kadar umutlu olmasın!
Hayır hayır, “askerler bu işe ne der?” gibi bir yaklaşım içinde değilim. Terfi sırası gelmiş, sicili parlak generaller, özel hayatları ile ilgili şantajlardan dolayı patır patır istifa ediyor, devletin yargı mekanizması PKK’lı itirafçıların “Türk subayları katliam yaptı” iddialarına itibar ederek, askeri birliklerde kemik kazısı yapıyor; diğer taraftan, yerli, yabancı istihbarat servisleri, Türk subayı öksürse kaydediyor ve İnternet’te veriyor. Sivil direnç odaklarının çoğu ise zaten ele geçirilmiş durumda. Ülkenin parçalanması tartışılıyor, milliyetçilerin ciddi bir eylemi bile yok! Kuzuların sessizliğini oynuyorlar.
Peki neye güvenerek “kimse o kadar umutlu olmasın” diyorum? Anadolu Ajansı’nın haberini okursanız bana hak verirsiniz sanıyorum.

* * *


12 gün önce bir inek, Yunanistan’ın Kastaneis kasabasında Arda Nehri’nin kenarında otlarken, Türkiye’ye girdi. Yani sınırı aştı. Sınırda nöbet tutan askerler tarafından yakalanan ineğin Yunanistan’a iade edilmesi için gerekli yazılı girişimler başlatıldı. Yunan makamlarından cevap gelmedi. Gümrük yetkililerine teslim edilen ineğe pasaport sorulamayınca oradan Edirne Tarım Müdürlüğü’ne devredildi. Herhangi bir hastalığı olup olmadığının tespiti için Edirne Canlı Hayvan Borsası’nda karantinada tutulan inek, 21 günlük karantina süresi sonrasında Yunan makamlarınca geri alınmaması halinde, “devlet malı sayılacak. Bu durumda da tasfiye mevzuatına göre işlem görüp, satılacak. Tarım İl Müdürlüğü yetkilileri, ineğin Yunanistan’a canlı hayvan girişleriyle ilgili mevzuata uymayacağı gerekçesiyle geri alınmayacağı yönünde tahminleri olduğunu belirtti!

* * *


Şimdi bir ineği bile sahibine teslim edemeyen bir devlet bürokrasisi, 30 yıldır süren bir mücadelenin sonunda, Amerika ve TÜSİAD istiyor diye hemen harekete geçer mi? Avuçlarını yalarlar!
Sınır ötesinden gelen bir ineği sahibine iade edemeyen devlet, sınır ötesinde yuvalanan terörle de böyle mücadele eder işte! Bakarsınız tasfiye edilemediği için PKK da devlet malı sayılır olur biter! Zaten PKK’yı Gladio’nun kurduğunu bilmeyen kalmadı!

Yazarın Diğer Yazıları