Şimşek’in işi daha da zorlaştı
Mehmet Şimşek’in işi geçen haftaya göre daha da zorlaştı. Maddeler halinde yazalım:
1-Merkez Bankası iletişim sorunu yaşıyor. Faiz kararından önce tahminler o kadar dağılmıştı ki, 5 puandan 40 puana kadar uzuyordu. Bunun mahsuru şu, faiz kararını verdiğinizde piyasa yanlış beklentilere yoğunlaşmış ise amacınız kuru düşürmekken bir de bakmışsınız kur yükselmiş…
Ne yapılması gerekirdi? İletişim kurarak, nabız yoklaya yoklaya, vereceğiniz karara piyasayı hazırlamak olmalıydı.
Faizin 15’e gelmesi az bir hareket değil ama beklentiyi 20 üzerinde yoğunlaştırırsanız ne olur? Algı bozulur, kuru tutmak imkânsız görüşü yerleşir, yabancı yatırımcının kafası karışır Türkiye’ye gelmekten vazgeçer…
2-Erdoğan hâlâ gerçeklikle barışmış değil. İnat ediyor. Benim dediğim doğru diyor. Şimşek’e destek verecekti ama daha faiz kararı öncesi Şimşek’e darbeyi vurdu. Ne demişti Azerbaycan dönüşü uçakta: Tabii bazı arkadaşlar 'Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor' gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben burada aynıyım.
Bu, yeni bir bakan iş başı yapmışken denilecek laf mıydı? Böyle destek verilir mi? Piyasanın bu cümleyi okuması, “Erdoğan sıkıştığı için Batı piyasalarından geçici olarak nakit getirecek ‘Ortodoks görünümlü Heterodoks’ uygulayıcı buldu” şeklinde oldu.
Piyasanın bu algısını eski başkanın BDDK başına getirilmesi de perçinledi. Yeni bir sayfadan bahsediyorsunuz ama bir türlü sayfayı değiştirmiyorsanız size kim inanır?
3-Merkez Bankası karar metni de zafiyet gösterdi. Karar metni diyor ki, ‘Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.’
Bu cümlede faizin enflasyona kadar yükseltileceğine dair kararlı bir duruş hissedilmiyor. İletişimi bozuk tutup faiz beklentilerini saçmışsınız, ülkenin başkanı fazla faiz beklemeyin demiş, faizi artırmışsın ama hâlâ enflasyonun altında, negatif reel faiz vermeye devam ediyorsun, yağmasan da gürlemen gereken ‘karar metninde’ yumuşak ifadeler kullanıp zafiyet gösteriyorsun! E ne olacaktı? Kur mu düşecekti?
4-Ekonomi bürokrasisi atamaları samimi bulunmadı. Şimşek geldi, sil baştan yapamadı! Merkez’de dün faiz indirmiş üyeler bugün faiz artışı kararında karşımıza çıkıyor! Bu durumun samimiyetine yani yeni bir yönetimin yeni işler yapacağına piyasa inanır mı?
Şimşek yardımcılarını bağımsız şekilde seçebildi mi? Kilit bürokratları belirleyebildi mi? PPK üyeleri tazelendi mi?
5-Şimşek’in BAE ziyareti eski alışkanlıklar devam mesajı verdi. Faiz kararı öncesinde Merkez’in usul usul dolar topladığı, faiz kararı sabahı kamu bankalarının döviz aldığı haberleri çıkmıştı. Peki, faiz artırarak sermaye çekilecekse kamu kurumları neden böyle bir iş yapar? Ülkenin bakanı BAE’ye neden gider?
Demek ki siz, faizde piyasanın beklediği gibi kararlar almayıp eski ‘Taşıma suyla değirmeni döndürme’ politikanıza devam edeceksiniz. Faiz artışınız ise zaten karar metnine yazmadığınız ama okunduğu zaman anlaşılan ‘Her an durabiliriz, vazgeçebiliriz’ modunda, tamamen zorda kaldığınız, yangın birazcık dinsin, kaldığımız yerden devam ederiz anlayışını yansıtıyor.
BAE ziyaretine karşı değiliz. Karşı olduğumuz nokta şu, eskide ısrar etmek için, kura basmak için, yeni cephane arayışı içine girilmesidir. Yoksa BAE, Katar, yabancı sermaye gelsin Türkiye’de fabrika kursun, buna karşı çıkmak için deli olmak gerekir.
6-Orta Vadeli Program samimi ise ilan edin vakit kaybetmeyin. Bugün ülkenin başına gelenler tarımda kendine yeten bir ülke olma özelliğini kaybetmesi, sanayide ise dışa bağlı üretim şeklidir. Bunu değiştirmek için yapılacaklar belli. Ne bekleniyor? Yapısal çözümler olmadan ülkede rezerv birikmez.
Sürekli söylüyoruz, yüksek teknoloji üretimini artıramayan Türkiye sürekli faiz artırarak kuru kontrol etti. Ama faiz arttıkça üretim darbe yedi. 1970’lerden beri aynı kısır döngüde ülke milyarlarca dolarını ve zamanını kaybetti. Faiz arttı, kur düştü, ama üretim durdu, faiz düştü, üretim arttı, ithalat patladı, kur yukarı gitti…
AKP bu kısır döngüye Arap sermayesini ekledi. Joker gibi her sıkıştığında kullandı. Ama üretim biçiminde sona geldiğimizi anlayamadı. Zombi firmaları daha ne kadar ayakta tutacak?
Zombilere enflasyon altında krediyi verirken, bu düşük faizin gerçek bedelini halk ödemiyor mu? Halktan al, patronlara ver, halka da aman bizden vazgeçmeyin diğerleri kâfir ve sapık de, peki bu halk nereye kadar bu yalanı yutacak?
Yönetimin eli aslında bu konuda sağlam. Zira soğan yerim oyumu veririm diyenler var, öte tarafta taht kavgasına düşmüş halkı unutmuş bir muhalefet var, bu da yönetimin içeride ekonomi ve siyasette bildiğini okumasına izin veriyor ama dışarıda bizim şirketlerimiz rekabet yeteneğini her gün biraz daha kaybediyor.
Bu ülkenin şanssızlığı bilge yöneticilere değil, popüler yöneticilere sahip olması. Arap ve Afgan iş gücüne dayanarak maliyetleri düşürmeyi başarı sanan, ama sadece düşük teknoloji içeren ürünler üretip sonunda küresel rekabette her gün geri düşen bir sistemin kur ve enflasyon sorunu yarattığını bilmeyen bir yönetici grubu var.
Ben Sayın Şimşek’in göreve gelirken umduklarının bu tablo olduğunu sanmıyorum. İçinden belki nereden bulaştım da diyebilir. Ama işi artık çok zor çünkü piyasaların açtığı krediyi çok çabuk tüketiyor.