Ekonomide enflasyondan korkmuyorum. Dolar/TL artışından endişeye kapılmıyorum. Bütçe ya da cari açık da bende kaygı yaratmıyor. Çünkü bütün bunların doğru işlerin yapılması halinde düzeleceğine inanıyorum.
Ama tek korkum var: Bir sabah uyandığımda Mehmet Şimşek’in sağlık nedenleri ile istifa edip Londra’ya dönme ihtimali; işte bu uykularımı kaçırıyor.
Mehmet Şimşek 2018 yılında Uludağ Ekonomi Kongresi’nde “Çatıyı güneşli günlerde onarmak gerekir” demiş, ekonomideki yüksek borçluluk ve rekabetçilikten uzak büyüme gibi sorunlara dikkat çekmişti. Ancak bu çıkışları sonrası, enflasyon yaratan, döviz yakan saçma sapan, sahte bir büyüme anlayışına kurban edilmişti.
Olan oldu, biten bitti… Önümüze bakıyoruz.
Geçen gün rakamlar açıklandı ve bütçe Mayıs ayında 118,9 milyar TL fazla verdi. Ancak bunun kurumlar vergisindeki istisnaların kaldırılması ve erkene çekilen süreç ile ÖTV gelirlerine bağlı olduğunu gördük.
Bir aylık tabloyu bir kenara bırakırsak, iş bence çok ama çok ciddi. Zira bütçe açığı 1 trilyona vuracak ve bu da muazzam zamlarla kapanacak. Zam demek, enflasyon demek. Enflasyon demekse liranın değer kaybı anlamına geliyor.
Dönüp cari açığa baktığımızda 57,8 milyar dolarla Temmuz 2012’den beri gördüğümüz en büyük açık oldu. Bunun anlamı da şu: Elimizde döviz kalmıyor, ithalat ne var ne yok tüm dövizi kazımış. Güven olmayınca, ülkeye açığı kapatmaya yardım edecek döviz de girmiyor. O zaman bu açık doları daha da kıtlaştırarak fiyatını artırıyor.
Dolar kıtlığı nedeniyle kurda 28’in geçilmesine karşı elimizdeki tek koz Sayın Şimşek…
Ancak Sayın Şimşek ben bu yazıyı yazarken hâlâ bakan yardımcılarını atamamıştı…
Üst düzey bürokratlar belli değildi…
Kısa vadeli patika piyasa ile paylaşılmamıştı…
Sorun nedir? Kendisine AKP içinde savunma mı yapılıyor? Teklif ettiği isimler mi gelmiyor? Hasar beklediğimizden çok daha mı büyük?
Şimşek piyasa ile iletişim kurmalı…
Sorunlar büyük olabilir ama iletişimle Sayın Şimşek bunları aşabilir.
Kafasında bir plan ve yaptıkları olduğunu tahmin edebiliyoruz ama bunu tüm ülke ile de bir röportajla, basın toplantısı ile paylaşmalıdır.
Bütün bunlardan önemlisi ise Sayın Şimşek’e AKP içinden kesinlikle karışılmamalıdır. Mümkünse ekonomi hakkında fikir beyanları kabinenin ekonomi kurmaylarına bırakılmalıdır.
Zira Şimşek, ödemeler dengesi krizinden önceki son çıkıştır.
