Şimdi TSK'ya saldırı bitti mi?
Ergenekon davasının bütün sanıkları beraat etti. Mahkûm edilen üç kişi, dosyaları bu davayla birleştirilen Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine saldıranlar… Davada yargılanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Ergenekon davasının kurgulanmış ve planlanmış bir süreç olduğunu belirterek "Aslında hedef büyük güçlü Türk Silahlı Kuvvetleriydi. Sonuçta Türkiye Cumhuriyeti bu Ergenekon davası ile mağdur edildi." diye konuştu.
Tolon, "FETÖ'cülerin kurmuş olduğu kumpasın bir mağduru olarak esir kaldım. 4 seneye yakın. FETÖ ve şürekası 15 Temmuz iğrenç kalkışmasını, kanlı kalkışmasını Türkiye'nin başına getirdi. Bir darbe teşebbüsünde bulundular. Ne kadar lanetlenseler ne kadar suçlansalar bana göre azdır." dedi.
***
Herkes FETÖ'yü suçluyor! İyi de FETÖ denilen cemaat siyasi iktidarın koalisyon ortağı değil miydi? Ne İsterlerse verilmiyor muydu? Yine Ergenekon sürecinde, bazı gazete yazarları, Türkiye'nin Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinden vazgeçtiğini, Güneydoğu'da fiili bir Kürt bölgesi kurulduğunu yazmıyor muydu?
Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise isim vermeden MİT müsteşarının "ulus devletlerin sonu geldi" açıklamasını eleştirmemiş miydi:
"Son zamanlarda yeni bir söylem geliştiriliyor; 'Artık globalleşme çağındayız, böyle bir ortamda artık milli, ulusal devlet dönemi geçmiştir, milli devletin modası geçmiştir' anlayışı, Türkiye'de bir süreden beri bilinçli, plânlı olarak yaygınlaştırılmak isteniyor. Bu, Türkiye'yi de Ortadoğululaştırmak sürecinin bir parçasıdır. Türkiye, bu coğrafyada ancak bir milli devlet olarak ayakta durur.
Bütün milletimizi çok dikkatli olmaya çağırıyorum, sakın ha o söylemlerin tuzağına düşmeyin. 'Ulus devletin modası geçti' diye diye Türkiye'nin içinden bir ulus devlet çıkarmaya çalışanların tuzağına düşmeyelim."
***
Davanın savcılığını dönemin başbakanı üstlenmemiş miydi? Davanın fiili savcıları bugün yargılanıyor. Haklarına açılan davanın iddianamesinde "Sanıkların TSK'nın üst düzey subaylarının tasfiye edilerek yerlerine FETÖ/PDY üyesi subayların yerleştirilmesine, bu subayların da 15 Temmuz 2016'da anayasal düzen ve meşru hükümete karşı darbe girişiminde bulunmalarına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin caydırıcılığının zafiyete uğramasına neden oldukları tespit edilmiştir" suçlaması yapılıyor.
Durum böyleyken Ergenekon davasında yargılananların, Türkiye'ye yönelik böyle ciddi bir saldırıdan sadece FETÖ'yü sorumlu tutmaları ilginçtir.
Elbette FETÖ de sorumlu ama onları kullananlar kimdi?
***
Bakınız bugün TSK'ya yönelik saldırı, orduların dağıtılmasına kadar gelmiştir. Bu sürecin temelleri Ergenekon davasının sürdüğü yıllarda atılmıştır.
AKP Hükümeti, 1 Temmuz 2009 günü Meclis'e sevk ettiği "Silâh Kanunu" ile MİT'e ve polise "askeri silâh" ithal etme yetkisi vermek istiyordu. Tasarı kamuoyuna "bıçak ve biber gazına düzenleme" diye yansıtılmıştı. Yeni Silâh Kanunu'yla askerlerden de silâh ruhsatı işlemleriyle ilgili valiliklerden izin ve onay alması isteniyordu!
Mümtaz'er Türköne, "Mevcut ordu dağıtılmalı, yeni bir Nizam-ı Cedit ordusu kurulmalı, jandarma bütünüyle lağvedilmeli" diyordu!
Biz o zaman "Türk Ordusu'nun dağıtılması, Mondros mütarekesinin en önemli şartları arasındaydı. Dağıtma sırasında da Çanakkale ile İstanbul Boğazları açılacak ve buralardaki savunma tesisleri İtilaf Devletlerince işgal edilecekti. Osmanlı Ordusu terhis edilecek, silâh ve cephaneleri, galip devletlere verilecekti. Donanma teslim edilecek ve belirlenen bir limanda demirli olarak tutulacaktı. Toros tünelleri yabancı devletlerin işgaline terk edilecekti. Telsiz-Telgraf, Osmanlı kontrolünden çıkarılacaktı. Aynı durum demiryolları için de geçerli idi. İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durum ortaya çıktığı zaman stratejik bölgeleri işgal edebileceklerdi." diye yazıyorduk.
Şimdi de cebren değil ama hile ile Türk ordusu dağıtılmak, yerine başka bir ordu getirilmek istenmiyor mu?