Kanada Dışişleri Bakanı François-Philippe Champagne, ülkesinde üretilen Silahlı İnsansız Hava Araçları teknolojilerinin Dağlık Karabağ'da kullanıldığı yönündeki iddialar üzerine, Türkiye'ye ihracat izinlerini askıya aldığını duyurdu.
BBC haberinde ise "Baykar'ın TB2'ler için Kanada merkezli L3Harris Wescam'ın kameralı sistemlerini kullandığı biliniyor. Baykar, Wescam'ın Türkiye'deki tek ve dünyadaki 12 Wescam lisanslı yetkili tesisinden birisi... Baykar, hem yurt içi hem yurt dışı ortaklarına MX-15D ve CMX-15D modellerine yönelik her türlü bakım-onarım desteği sağlamakta." denildi.
Yine Kanada merkezli silahlanmayı denetleyen sivil toplum kuruluşu Project Ploughshares, Bakü yönetiminin paylaştığı hava saldırıları görüntülerine bakıldığında Kanada merkezli L3Harris Wescam tarafından üretilen teknolojilerin kullanıldığının anlaşıldığını öne sürdü.
The Globe and Mail gazetesi de, L3Harris Wescam şirketinin bu yıl Bayraktar ailesine ait Türkiye merkezli insansız hava aracı üreticisi Baykar şirketine yedi sistem satmak için izin aldığını yazdı.
***
Konuyla ilgili dünkü yazımda, "Türkiye'de insansız hava aracı üreten Baykar şirketi, 'Bayraktar TB2nin tüm sistemleri yerli ve milli olarak üretilmektedir.' diyor." diye bir bilgi paylaşmıştım. Bu bilgi, Baykar'ın İnternet sayfasında halen yayındadır... Hatta "Sistem, Bayraktar TB2 S/İHA Platformu, Yer Kontrol İstasyonu, Yer Veri Terminali, Uzak Görüntü Terminali, İleri Üs ve Jeneratör ile Römork modüllerinden oluşur." da denilmektedir.
Baykar'ın ürettiği, Bayraktar adlı SİHA'ların, gerek terörle mücadelede gerekse yurt dışı operasyonlarda Türk Silahlı Kuvvetleri'ne üstünlük sağladığı bir gerçektir. Türkiye, Azerbaycan'a bu SİHA'lardan satmışsa bu da işgal altındaki Türk topraklarının geri alınmasına hizmet eder. Yani, Baykar'ın SİHA üretimi, Türkiye için hayati derecede önemli ve değerlidir. Zaten, halk da bu şirketin arkasındadır. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de TRT'ye verdiği röportajda, "Türkiye'nin üst düzey SİHA'ları sayesinde can kayıpları azaldı" dedi.
***
Yalnız, Kanada medyası ve hükümeti, Baykar şirketinin Türk kamuoyuna verdiği, "Bayraktar'ın tüm sistemleri yerli ve milli olarak üretilmektedir." bilgisinin doğru olmadığını iddia etmektedir.
Bu bakımdan şirket yetkililerinin bir açıklama yapması gerekirdi. Açıklama ise Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi ve "Kanada, özellikle Barış Pınarı Harekâtı'nı başlattığımız dönemden bu yana, müttefiklik ruhuna uymayacak şekilde, ülkemize yönelik askeri malzeme ihracat izinleri konusunda engeller çıkarmaktadır" denildi!
***
Konu hakkında bana gönderilen iki mesaj ise şöyle;
BİRİNCİ MESAJ: Arslan Bey, merhaba, kısa ve öz yazayım. (…) Tüm kritik parçalar ithal edilmektedir. Nokta. (…) Bu sistemleri yüze 100 yerli üretmemiz için bunu üreten ülkelerin kalitesinde eğitim sistemi ve üniversiteler olmalı. Hemen yarın mümkün kılsanız o parçaları üretebilecek seviyeye gelmek 10 yıl sürer.
Çin min diyorlar; Çin bu yüzden patates oldu ama medyada düzgün şekilde yazan yok.
Çin'in, teknolojisi kendisine ait bir tane bile mikroçip işlemcisi yok! Evet yok.
Çin hükümeti yani Çin Komünist Partisi, başta Huawei olmak üzere kendi yerli şirketlerine baskı yaptı "Bunu siz üretin" diye… Verdikleri cevap şudur: "Bizim de Amerika'daki MIT, Stanford, Harvard gibi üniversitelerimiz olursa ancak o zaman yapabiliriz." Özgür bilimsel düşünce ne büyük bir güç değil mi Arslan Bey? (Steve Stone)
İKİNCİ MESAJ: Arslan Bey, ASELSAN, kamera ve hedefleme sistemini yeni geliştirdi. Bundan sonra ANKA ve Bayraktar adlı SİHA'larda kullanacağız. (Av. Adil Yaman)
Hadi hayırlısı…
