Sigortaların dağ kanunu
Türkiye’de yıllardır süren bir özel sağlık sigortası terörü esiyor.
Sağlığını teminat altına almak için her yıl yemeyip içmeyip primleri ödeyen vatandaşlar korumasız ve tamamen sigorta şirketlerinin vicdanına terk edilmiş durumda.
İşte bir şikâyet:
“13 yıldır eşim ve çocuklarımla beraber sağlık sigortası yaptırmaktayım. 2011 yılında sigortanın yenilenmesi için istenen ücrete % 300’ü geçen zam yaptılar. Artık sigortamızı başka bir şirkete devredemeyeceğimizi bildiklerinden sigorta kapsamından çıkarmak için bu haksız zam oranını uyguladılar. Bizim için bu şirket güvenilir ortak olmaktan çıkmıştır.”
Yine bir başka şikâyet:
“Bir özel hastanenin kendi sigorta şirketini tercih ettik. 12 yıldır prim ödüyoruz. 60 yaşına gelince sigorta şirketi poliçemizi yenilememek için 2 bin lira olan primimi 11 bin liraya çıkarttı. 60 yaşının üstünde başka sigorta şirketleri de beni kabul etmeyeceği için tam bana lazım olacağı zaman güvencesiz kaldım.”
Buna benzer daha binlerce şikâyet.
Türkiye’de 30 yıldır sağlık sigortası var. Ancak son 2 yıldır bazı sigorta şirketleri artık vatandaşa eziyet etmeye başladılar.
Türkiye’de enflasyon yüzde 10’un altında iken bu sigorta şirketleri kendilerine mecbur kalan vatandaşlara öyle fahiş primler çıkartıyor ki, bu parayı ödeyemedikleri için poliçeleri iptal oluyor. Yani 15-20 yıl ödediğiniz primler günü geldiğinde hiçbir işinize yaramıyor.
Sorun küçük sigorta şirketlerinde
Bu sorun en çok küçük ölçekli sigorta şirketlerinde yaşanıyor.
Büyük, uluslararası alanda faaliyet gösteren sigorta şirketlerinde bu tür sorunlar yaşanmazken, küçük ölçekli sigorta şirketlerinde neredeyse her 100 poliçeden 80’ninde yaşanmakta. Vatandaş hiç kullanmıyor, hasar ödemesi yok, ama yıl sonu gelince yüzde 300 zam yapılıyor. İtiraz edince poliçenizi iptal edin diyorlar.
Akıl almaz hastalıklar
Bazı sigorta şirketlerinin kullandığı bir başka ahlâksız yöntem ise başka sigorta şirketine geçmek istediğinizde hakkınızda yazılan çürük raporlar. Geçmek istediğiniz sigorta şirketi eski sigorta şirketine yazı yazıyor ve hasta geçmişini istiyor. Sigortalının kendisinden gitmesini istemeyen sigorta şirketi bu rapora akıl almaz ve ahlâksızça hastalıklar yazıp geçişe engel oluyor.
İşte bu konuda bir şikâyet:
“11 yıl aynı sigorta şirketine prim ödedik. Hiçbir rahatsızlığımız olmamasına rağmen yüksek prim nedeniyle başka bir sigorta şirketine geçmek istediğimizde şirket beni bir anda kalp ve yüksek tansiyon hastası yaptı. Doğal olarak yeni şirket riskli sigortalı olarak beni kabul etmedi. Oysa ben öyle bir rahatsızlık geçirmedim. İtiraz ettiğimde 7 yıl önce gıda zehirlenmesinden doktora gittiğimde tansiyonumun ve kalp atışımın yükselmesi gerekçe gösterildi. İyi de zehirlenen herkeste bu tür belirtiler olur.”
Sigorta şirketlerinin ahlâksız yöntemlerinden biri de hastanın geçmişi. Bel ağrısı şikâyeti ile doktora gittiğinizde doktorun daha önce beliniz ağrıyor muydu sorusuna “evet” dediyseniz yandınız.
Ankaralı bir okuyucumun başına gelen “pes” dedittirecek türden.
“10 yıldır özel sağlık sigortası yaptırıyorum. Geçen belim ağrıdı, doktora gittim. Doktor eskiden de ağrır mıydı dedi. Ben de hayır, sadece askerden önce bir kez ağrıdı; 20 yıldır hiç ağrımadı dedim. İşte bu sigorta şirketine yetti. Geçmişten gelen hastalık gerekçesiyle hiçbir rahatsızlığımı ödemiyor.”
Buna benzer yüzlerce değil on binlerce şikâyet internet sitelerinde yazılmış durumda.
Çare yok!
Vatandaşın bu sigorta şirketlerini şikâyet edecekleri hiçbir yetkili makam yok.
Sağlık Bakanlığı bizi ilgilendirmez diyor.
Sanayi Bakanlığı bizimle alâkalı değil diyor.
Hazine Müsteşarlığı şirketlerin kararını etkileyemeyiz diyor.
Ya vatandaş ne olacak?
Sahipsiz ve tokatlanan, sömürülen olacak!
Siz siz olun özel sağlık sigortası yaptırmadan size poliçe satmak isteyen şirketi internette soruşturun.