Şeytanın aklına taş düşürmek!

Dışişleri Bakanlığı, Amerika'da Senato Dış İlişkiler Komisyonu'nun, Rusya'dan S-400 füze savunma sistemi alınması ve Suriye operasyonu nedeniyle Türkiye'ye yaptırım uygulanmasını isteyen tasarıyı kabul etmesine, tepki gösterdi. Açıklamada "Tasarının hangi saiklerle kabul edildiğini biliyoruz. Bunun nedeni, uzun zamandır itinayla hazırlanan projeye indirdiğimiz ağır darbeden kaynaklanan derin hayal kırıklığıdır" denildi.

Bakanlık açıklamasında "ABD Kongresini, Türk-ABD ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik olarak geçtiğimiz haftalarda en üst düzeyde teyit edilen ortak hedeflerimize zarar vermeyecek yapıcı bir tutum benimsemeye ve aklıselimle hareket etmeye çağırıyoruz" ifadeleri de yer aldı.

***

Sahi, Türkiye'nin ABD ile ne gibi bir ortak hedefi var? Geçmişte "Sovyet yayılmacılığını durdurmak" gibi bir hedefin varlığından belki bahsedilebilirdi ama ABD, uzun süredir, Türkiye'yi askeri olarak kuşatmakla meşguldür. Öyle ki ABD, Yunanistan'daki üsleri dışında bütün Balkanlara yeni üsler kurdu. Bulgaristan'da Türkiye sınırına zırhlı araçlarla birlikte asker yığdı. Doğuda da benzer bir üslenmeyi Gürcistan'da yaptılar. İki ülkeden Türklerin çektiği görüntüler var. Güney'de ise Türkiye'ye karşı Irak'ta Barzani, Suriye'de YPG orduları kuruldu. İsrail ve Kıbrıs Rum devletine verilen destekler belli. Denizde de 6. Filo var.

***

Haluk Dural'a göre, ABD, savaş gemilerini Karadeniz'e çıkararak Gürcistan'daki varlığını artırmak, böylece Türkiye ile Rusya arasında, Birinci Dünya Savaşı'nda İngiltere'nin kurduğu ama Türkiye-Rusya iş birliği ile sökülüp atılan Kafkas seddini yeniden kurmak, böylece Rusya, İran ve Türkiye'yi kuşatmak projelerini uygulamak istiyor. Dural, Kanal İstanbul tartışmalarının da Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni tartıştırmak için yapıldığını yazdı.

Durum bu merkezdeyken, Türkiye ile ABD geçtiğimiz haftalarda en üst düzeyde hangi ortak hedefleri teyit etmiştir?

***

Kant'a göre, amaçları açıklıkla bağdaşmayan eylemler hukuk dışıdır. Türkiye adına ABD ile varılan anlaşmalar, belirlenen ortak hedefler gizli tutulmaktadır. Bu hedefler meşru olsaydı, kamuoyuna açıklanırdı. Açıklanan NATO hedeflerine ise artık Makron bile inanmıyor, beyin ölümünden bahsediyor!

Türkiye'nin gerçek karar mekanizması TBMM'dir ama her konuda devre dışıdır. Çünkü Siyasi Partiler, lider etrafında kurgulanmıştır. Yeni gelen genel başkanların yaptığı ilk iş, delege yapısını tamamen kendi lehine düzenlemek için üye kayıtlarını sıfırlamak ve yeniden üye yazmaktır. Yeniden seçilmek garanti olsun diye... Yani önce delegeleri kendileri seçiyor, sonra da kendi seçtikleri delegelere kendilerini seçtiriyorlar! Buna da demokrasi diyorlar! Türkiye, bağımsızlığını bu noktalarda kaybetmeye başlamıştır. Alt yapısı halk iradesine dayanmayan siyasi partiler, sonuçta Türkiye'nin egemenliğini de ABD'ye ciro etmiştir.

Buna rağmen, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Biz her türlü yapıcı yaklaşımda bulunuyoruz ancak bir konu var ki kırmızı çizgimiz, bizim egemenlik haklarımıza müdahale etmelerine izin vermiyoruz" diyebiliyor. Öyleyse "ABD ile en üst düzeyde teyit edilen ortak hedefler"in ne olduğunu ve görüşmelerin içeriğini de açıklasın!

***

Bu arada ABD Temsilciler Meclisi'ne Türkiye'nin nükleer silâh sahibi olmasını engellemeye yönelik bir tasarı sunuldu. İki Kongre üyesi tasarılarını sunarken, Tayyip Erdoğan'ın "Bazı ülkelerin nükleer başlıklı füzeleri var. Ancak Batı bizim bunlara sahip olamayacağımız konusunda ısrarlı. Bunu kabul edemem" şeklindeki açıklamasını gerekçe olarak gösterdi.

Şeytanın aklına taş düşürmek işte budur! Türkiye, sanki nükleer başlıklı füze mi geliştirdi de bu konu gündeme getirildi? Böyle önemli hedefler, açıklanmaz; yapılır!

Yazarın Diğer Yazıları