“Sevil Başbuğ’un başkanlığında...”

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un eşi Sevil Başbuğ başkanlığında bir araya gelen general, amiral, subay, astsubay ve uzman erbaş eşleri ile bayan sivil memurlardan oluşan heyet, Anıtkabir’i ziyaret etti.
Sevil Başbuğ, Anıtkabir Özel Defteri’ne “Bugün güzel yurdumuzun her köşesinde yıllarca gururla görev yapan, kutsal vatan toprağını canı pahasına koruyan, eşleri yerine bazen babalık sorumluluğunu da üstlenerek Türk kadınına yakışır şekilde çocuklarını yetiştirmeye çalışan asker eşleri ve çağdaş Türk kadınları olarak huzurunuza çıkmanın en derin mutluluğu içerisindeyiz” diye yazdı.
***
Subay-astsubay eşleri, özellikle Genelkurmay Başkanı’nın eşi başkanlığında bir araya geliyor ve Anıtkabir’e gidiyorsa bunun bir sebebi vardır elbette.
Evet, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra, tazminatları ABD tarafından verilmek suretiyle emekliye sevk edilen binlerce subay olmuştur ama Cumhuriyet tarihinde hiçbir dönem bugünkü gibi subay-astsubay tutuklamaları yaşanmamıştır.
Atatürk 90 yıl önce, 31 Temmuz 1920 tarihinde, Afyonkarahisar kolordu dairesinde subaylara hitaben yaptığı konuşmada şöyle diyordu.
“Millet, bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini, ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. İşte subayların yüce olan vazifesi budur. Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlal edilirse bunun vebali subaylara ait olacaktır. Subaylar, izah ettiğim yüce, mukaddes ve bütün açılardan üzerlerine düşen vazife itibarıyla, bütün mevcudiyetleriyle ve bütün dikkat ve felsefeleriyle, giriştiğimiz bağımsızlık mücadelesinde birinci derecede faal ve fedakâr olmak mecburiyetindedirler. Şahsi ve hususi itibarıyla da subaylar, fedakarlar sınıflarının en önünde olmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten önce onları öldürürler. Onları aşağılarlar ve hor görürler..”
***
Bugün Türk subaylarının şerefi ne durumdadır? Sürdürülen soruşturmalar sebebiyle, henüz ortada kayda değer bir mahkûmiyet kararı olmadan bütün Türk subayları, iktidar yandaşı medyanın hakaretlerine maruz kalmaktadır.
Öyle ki Türk subaylarının bu durumu, işgal altındaki İstanbul’da tutuklanarak önce Bekirağa bölüğüne kapatılan, sonra Malta’ya sürgün edilen asker, sivil Türk aydınlarına yönelik baskılara benzetilmektedir.
O dönemde işgal ordularına karşı milli direniş başlatabilecek aydınlar tutuklanmış ve sürgün edilmişti. Bugün da Türkiye bir işgal harekatı ile karşı karşıyadır.
Ekonomi ve kültür alanları işgal edilmiş, sıra orduya ve yargıya gelmiştir. Bu da apaçık görünen bir gerçektir.
Elbette suça karışanlar vardır ve yargılanmaları gerekir. Fakat yandaşların aleni arzusu, ordunun tasfiyesi ve yeni bir ordunun kurulmasıdır.
Öyle ki Newsweek dergisi “Ordu Yenildi” başlıklı analizinde “ABD’nin İslamcıları selâmlaması” gerektiğini savunuyor. İslamcı dedikleri ise, 22 İslam ülkesinin haritasını değiştirmek olarak da açıkladıkları Büyük Orta Doğu projesinin eş başkanı ve yardımcıları.. Yani CFR memorandumu ile kurulan, ABD’nin İslam dünyasındaki Truva atı!
Subay eşleri, eşlerinin şeref ve namuslarının kendi şeref ve namusları olduğunu iyi biliyor.

Yazarın Diğer Yazıları