Sessiz ortak Doğuş Otomotiv’i mahkemeye verdi!

Yazılarımı sürekli takip edenler hatırlayacaktır; 2023 senesinin Mart ayında Doğuş Holding tarafından Doğuş GYO hisselerinin Doğuş Otomotiv’e 5,1 milyar TL’ye satılması sonrasında, halka açık bir şirket olan Doğuş Otomotiv’in “sessiz ortakları”nın verdiği büyük mücadeleyi sizlere sıkça aktarmıştım.

Ve SPK'nın değerli uzmanlarına sormuştum; “Bu işlem, sessiz ortağın aleyhine mi lehine mi?” diye…

Sonrasında çok daha ilginç gelişmeler olmuştu. Şirket, 28 Mart 2023 tarihli Genel Kurul’da küçük yatırımcıların bu işleme ilişkin verdikleri ve çok kapsamlı analizler içeren muhalefet şerhlerini KAP’ta yayınlanan Toplantı Tutanağı’na ekleme gereği bile duymamıştı! Ama sessiz ortak yılmadı… SPK’ya şikâyette bulunmuş ve bu sefer toplantı tutanağını muhalefet şerhleri ile birlikte KAP’ta tekrar yayınlatmayı başarmıştı.

Muhalefet şerhleri yayınlandıktan sonra 23 Nisan 2023 tarihinde “Doğuş Otomotiv’de Sessiz Ortağın Büyük Mücadelesi” başlıklı bir yazı daha yazmış ve yatırımcıların temelde SPK mevzuatına göre 2 tane aykırılığa dikkat çektiğini söylemiştim:

  1. İşlemin Sermaye Piyasası Kanunu’na göre “Örtülü Kazanç Aktarımı Yasağına” girip girmediği,
  2. SPK’nın Kurumsal Yönetim İlkeleri Tebliği’ne göre şirketin bir bağımsız yönetim kurulu üyesinin bağımsızlık kriterlerini sağlamadığı iddiası ve bu durumun “İlişkili Taraf İşlemi” mahiyetindeki bu işleme ilişkin alınan yönetim kurulu kararını butlan kılıp kılmadığı.

Aradan geçen 1 yılı aşkın sürenin sonunda küçük yatırımcı SPK’dan bir sonuç alamamış olacak ki, konuyu bu sefer yargıya taşımaya karar vermiş.

24 Temmuz 2024 tarihli Doğuş Otomotiv KAP duyurusundan anladığımız kadarıyla küçük yatırımcı, Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu’nun Doğuş Gayrimenkul’ün satın alınmasına ilişkin yönetim kurulu kararının batıl olduğunu iddia ediyor.

15 Mayıs 2023 tarihli yazımda belirtmiştim: “Şirket patronu bir şirketinin hissesini diğer şirketine satıyor ve SPK bunu doğal olarak kabul ediyor. Çünkü ortada bir yönetim kurulu kararı var. Yönetim kurulunda kimler var? Tabii ki patronun kendi adamları.”

Sanırım küçük yatırımcı bu duruma işaret ediyor. Aslında SPK’nın Kurumsal Yönetim İlkeleri Tebliği, ilişkili taraflarla gerçekleştirilecek işlemler ile ilgili çok açık hükümlere sahip. 5,1 milyar TL’lik pay satın alma tutarı, Doğuş Otomotiv’in işlem tarihi itibarıyla kamuya açıkladığı son finansal tablolarına göre hem cirosunun hem de toplam varlıklarının %10’unu aşıyordu. Tebliğ’e göre bu durumda “işleme ilişkin yönetim kurulu kararlarında bağımsız üyelerin çoğunluğunun onayı” aranıyor. Doğuş Otomotiv’de 2 bağımsız yönetim kurulu üyesi var. Demek ki, çoğunluk için aslında ikisinin de oybirliği sağlanmış olmalı.

Küçük yatırımcı 28 Mart 2023 tarihinde verdiği muhalefet şerhinde, bir bağımsız yönetim kurulu üyesinin Tebliğ’deki “Bağımsızlık Kriterlerini” sağlamadığını, belge ve tarihler göstererek açıkça ortaya koymuştu. Eğer iddia edildiği gibi bağımsızlık kriterini sağlamayan bir kişi Doğuş Otomotiv’de bağımsız yönetim kurulu üyesi olduysa bu bir skandaldır! Bu hem şirket açısından, hem de bu durumu denetlemekle görevli SPK açısından bir skandaldır…

Ve biliyor musunuz, bağımsız yönetim kurulu üyelerinden sadece bir tanesi bu işleme ret oyu verseydi, Tebliğ’e göre işlem Genel Kurul onayına sunulacak ve bu Genel Kurul oylamasında işlemi sadece halka açık pay sahipleri olan kurumsal ve küçük yatırımcılar oylayacaktı! Sizce o zaman şirket ortakları otomotiv şirketinin “otel, AVM ve ofis bloğu” almasını onaylayacaklar mıydı?

Halka açık şirketlerde bana göre ilişkili taraf işlemleri çok ciddi bir problem. SPK mevzuatı bu konuda küçük yatırımcı lehine düzenlemeler içeriyor olsa da, pratikte görüldüğü gibi, konu küçük yatırımcının önünden sürekli kaçırılıyor! Mevzuat bu konuda iyileştirilmeli; belli büyüklükteki ilişkili taraf işlemleri şirket yönetim kuruluna bırakılmadan doğrudan Genel Kurul’a getirilmeli. Genel Kurul’da da “işlemin tarafları ve bunlarla ilişkili kişilerin oy kullanamayacakları bir oylamada karar alınmalı.”

Bu davayı yakından takip edeceğim. Artık holdinglerin, kontrol ettikleri şirketleri ile yaptıkları ilişkili taraf işlemlerinde bir milat olmalı! Büyük sanatçı İlhan İrem’in dediği gibi: “Her şeye rağmen her yerde umut var…”

Yazarın Diğer Yazıları