Sessiz işgale yardım ve yataklık!
İktidar, yıllardan beri halkın millî ve dini duyguları üzerinde sörf yaparak uyguladığı politikaları kabul ettirmeye çalışıyor... "Yeni Osmanlı kuruyoruz" gibi "ensar-muhacir" söylemi gibi...
"Yeni Osmanlı" denilen politikanın Büyük Orta Doğu Projesi olduğu net bir şekilde anlaşıldı ama ensar-muhacir söylemi hâlâ kullanılıyor!
Bunun sebebi, ensar-muhacir kavramlarının halkın bilincinde "olumlu bir dini algı" olarak yer etmiş olmasıdır... Bundan dolayı, Türkiye''ye getirilen milyonlarca insanın gerçek durumunun ne olduğunu sergilemek gerekir...
***
Ensar-muhacir söyleminin halkı yanıltıcı bilgi vermek olduğunu yazınca, yazar Mehmet Sabir Aydın, Türkiye''ye gelen sığınmacıların "muhacir değil savaştan kaçanlar" olduğuna dair bilgi notu gönderdi. Aydın, özetle şöyle yazdı:
" Kur''an''ı Kerim, açık ve net bir şekilde vatanın saldırıya uğraması halinde savaşı emreder. ''Sizi yurdunuzdan çıkarmak isteyenlere karşı savaşınız'' emri vardır.
Dolayısıyla vatanı saldırıya uğrayıp yurdundan çıkarılmak isteyenlerle savaş farzdır-rahmettir-hayrdır; vatanı saldırıya uğrayanların göçü haramdır; Allah''ın ''yurdunuz için savaşınız'' emrine karşı çıkmaktır ki bu türlü hallerde savaşmamak için Peygamberden izin isteyenlere izin verdiği için Allah, Peygambere dahi sitem etmiştir (Tevbe Suresi/43).
Peygamberin 622 yılında Medine''ye gidişi nevi şahsına mahsus bir olaydır; Peygamberlik davası olayıdır!
Bugün vatanları saldırıya uğrayan Suriyelilere, Afganlara, Filistinlilere hatta Ukraynalılara savaş farzdır, göç haramdır. Bugünkü göçler, Peygamberin peygamberlik davasına sahip çıkan Medineli eshabın çağrısına uyan Peygamberin ve Mekkeli eshabının gidişi ile ilişkilendirilemez, haşa daha büyük bir günaha düşülür!"
***
Ahmet Aydın ise, "Bu ülkeye NATO ve ABD''yi sokan zihniyet kimindir? Ne zaman bu iş başlamıştır? Gelen Afganlar içerde milis olarak mı yoksa ABD tarafından mı kullanılacaktır? IŞİD''i kim, nerelerde, ne için kullanıyor?" diye sorgulama yapmak gerektiğini söylüyor.
Konuyu biz yıllar içinde kitaplarla da inceledik ama sadece IŞİD''in hangi amaçla kim tarafından kullanıldığı sorgulansa gerçekler herkes tarafından anlaşılır.
Prof. Dr. Ümit Özdağ, "Stratejik Göç Mühendisliği" adını verdiği ve "Suriyeli sığınmacılar" sorununun, Anadolu''da Türk varlığını ve egemenliğini neden tehdit eder boyutlara geldiğini incelediği kitabında, kavramla ilgili çalışmalar yapan Kelly M. Greenhill''den şu alıntıyı yapmıştı:
"Stratejik göç mühendisliği tabiri, devletler ya da devlet dışı aktörler tarafından, belli bir bölgede yaşayan nüfusun güçlendirilmesi, zayıflatılması ya da muhtevasının değiştirilmesini sağlayan yollarla, askerî ve siyasi amaçlar dâhilinde kasti şekilde yaratılmış iç ve dış göçleri ifade ediyor... Mühendislik eseri göçleri yaratan araçlar, tehditten askerî güç kullanımına, kazanç vaadinden finansal teşviklere, hatta normalde kapalı olan sınırların açılıp basitçe geçişin kolaylaştırılmasına uzanan geniş bir skalayı kapsıyor."
Tıpkı Türkiye sınırlarında olduğu gibi değil mi?
***
Suriye''de iç savaş başlatılmadan hemen önce Türkiye-Suriye sınır boylarının, neden mayın temizleme bahanesiyle 49 yıllığına İsrail''e verilmek istendiğini düşünen herkes, tabloyu görecektir. Türkiye-Suriye sınır boylarının 49 yıllığına İsrail''e verilmesi, CHP''nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi kararı ile engellendi ama mayınlar temizlendi. Çünkü dünyanın dört tarafından gönderilen ajanların, bu sınırdan Suriye''ye sokulması, IŞİD''in kurulması ve PKK/PYD devletine zemin oluşturulması için mayınların temizlenmesi gerekiyordu!
Şimdi de İran sınırının bir kısmı, Afgan ordusunun askerleri rahatça girebilsin diye mayınlardan temizlendi!
Türkiye üzerinde bir operasyon uygulanıyor, tamam da bu "sessiz işgal"e yardım ve yataklık yapan kim?