Önce şunu peşinen kabul edelim: Bugün yaşadığımız krizi geçmiştekilerle kıyaslamak kesinlikle yanlış.
Çünkü bu krizin bir benzeri yok. Geriye dönüp baktığımızda bu tarz krizi hiç yaşamadığımızı göreceksiniz.
Bu nedenle bu krizi yorumlayabilmek de çok zor.
Ne zaman biteceğini öngörmek kâhinlere kalmış.
Bildiğimiz bir şey var ki, her geçen gün daha da aşağıya düşüyoruz. Bunun dibi yok mu?
Yok!
Fakirliğin dibi olmaz!
Bu kriz koca bir ülkeyi her gün, bir önceki güne göre daha da fakirleştiriyor.
Cumhurbaşkanı emekliye ilave bir zam yapılmayacağını söyledi.
İnsanlar tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı haklı!
Olmayan bir parayı size nasıl versin?
Para yok! Ülke üretmiyor ve devlet iki yakasını bir araya ancak para basarak getirebiliyor.
Faizler yüzde 8,5’ten 45’e geldi para arzı bir türlü azalmadı.
Bunun anlamı şu: Devlet para basıyor!
O para bastıkça enflasyon patlıyor. Enflasyon ise senin fakirleşmene neden oluyor.
Türkiye’nin bu enflasyon belasından kurtulması lazım.
İşte o beladan kurtulmanın tek yolu seçimden sonra alınacak radikal tedbirler.
AKP bu tedbirleri alacak mı?
Şu an için alacak görünüyor.
Alınacak tedbirler Türk insanına 2024 yılını zehredebilir.
Yani iflaslar ve işsizlik 2024 yılının ana konusu olacaktır.
Son bir haftadır birileri döviz bürolarından ciddi anlamda dolar topluyor. Kur yukarı gidiyor.
Merkez Bankası bilançosuna baktığımızda 10 milyar dolara yakın bir dövizin müdahale nedeniyle yakıldığını görüyoruz.
Bu ne anlama geliyor?
Yerel seçim sonrası büyük bir fırtına ve türbülansa hazır olun!
Kemerlerinizi bağlayın ve her kuruşunuzu kötü günlere saklayın. Devir para harcama devri değil.
