Sendikacılığın bittiği an!
THY çalışanları greve gitti. 22 yıl aradan sonra greve giden THY’de uçuşlar aksamadan devam ediyor. Hatta her zamankinden daha da dakik.
Rötar sayısında bile düşüş var.
En çok gecikmenin yaşandığı doğu seferlerinde bile nedense Çarşamba gününden bu yana aksama yok!
Tabii grev denilince hemen aklımıza Almanya’da Lufthansa’nın, İngiltere’deki British Airways’in grevleri geldi.
Uçaklar meydanlarda, yolcular ise hava alanlarında yatıyor.
Tek bir uçak bile havalanmıyor.
Bu görüntülerin hiç biri Atatürk Havalimanı’nda yoktu.
Var olan, arı gibi çalışan personel ve neredeyse bine yakın polis.
Sonuçta enteresan bir grev olarak çalışma hayatı tarihine geçti.
THY grevinde tarihe geçecek olan Türkiye gerçeğidir.
İnsanların yaşadığı korkudur.
THY yönetimi sendika ile birlikte eylem yaptığı için 300 kişiyi işten attı. Mahkeme kararına rağmen THY bu kişileri işe almıyor.
İşte Türkiye’de sendikacılığı bitiren olay bu.
Mahkeme kararını tanımayan bir iş yerinde grevin faturası ne olur?
Havalimanında çok sayıda THY personeli ile görüştüm.
Hepsinin ortak kaygısı işleriydi.
Ya greve gittikleri için kovulurlarsa?
Greve gittiği için hiçbir işçi kovulamaz. Bu konuda yasalar var. Ancak 300 kişi mahkeme kararına rağmen işe alınmıyor. Üstelik sendika da bu konuda hiçbir şey yapamıyor.
THY yönetimi işçilere karşı bunu kullandı.
Belki açık açık greve giderseniz sizi kovarım demedi ama mahkeme kararına restini ‘Demokles’in Kılıcı’ gibi kullandı.
Sendika çaresiz. İşçilerine psikolojik baskı yapan, mahkeme kararlarını hiçe sayan işverene mi kızsın, yoksa kendi hakları için alınan bir grev kararını hiçe sayarak “grev kırıcı olarak” çalışan üyelerine mi?
THY yönetiminin bundan sonraki adımı, şirketi sendikadan arındırmak olacaktır. Bunu da bir yıl içerisinde yapacaktır.
THY grevi Türkiye’de bir çok sendikalı işçinin çalıştığı şirket için de emsal teşkil edecektir.
Bir çok iş yeri THY yönetiminin bu başarılı sindirme ve korkutma operasyonunu aynen uygulayacaktır.
İnsanlar borçlu ve işsiz kalmaktan korkuyorlar.
Sokaklar yüz binlerce işsiz eğitimli insanla doluyken, THY gibi şirketler elbette bu korku ve sindirme politikasını çok iyi kullanacaklardır.
THY’de başarısız grev kararı çok önemli bir olay. Ancak ne televizyonlar ne de gazeteler maalesef bu konuya fazla yer ayırdılar.
Çünkü THY, basın için iyi bir reklam kaynağıdır. THY yönetiminin kızdığı bir basın, elbette THY’nin nimetlerinden yoksun bırakılacaktır. Yani THY, sadece çalışanının üzerinde değil aynı zamanda basının da üzerinde baskı yapmaktadır.
75 milyonluk bir ülkenin ortak malı olan THY’nin yönetimi, orada geçici olduğunu unutmamalı. THY kimsenin değil, Türk halkının malıdır. Kamu malını, “astığım astık, kestiğim kestik” felsefesi ile yönetmek inanç sahibi ve Allah’tan korkan insanlara yakışmaz.