Sedat-Mehmet-Süleyman

8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal''ın sağ kolu olan ve yıllarca başdanışmanlığını yapan duayen gazeteci değerli ustam, canım ağabeyim Can Pulak günlük siyasi çekişmelere hiç bulaşmaz ama bu kez fena patladı.

"Sefirin kızı, Akrep, Baraj, Menajerimi ara, Kırmızı oda, Çukur, Masumlar apartmanı filan hikâye, siyaset dünyamızı birbirine katan Sedat Peker''in dizileri reyting rekorları kırıyor" diyen Pulak, "Neler oluyormuş meğer neler? Bildiğimiz çok şey vardı ama bilmediğimiz şeyler de az değilmiş" dedi.

İşte Pulak''ın, "Bodrum Günlük" haber sitesi için kaleme aldığı "Sedat-Mehmet-Süleyman" başlıklı yazısının özeti;

***

* İktidar kasırga etkisinden kurtulamaz.

Milyonlarca kişinin sosyal medyadan seyrettiği çarpıcı iddiaların çoğu eğer doğruysa, hiçbir iktidar kolay kurtulamaz böyle bir kasırganın etkisinden.

Neler olmuş, nasıl olmuş, kimler varmış işin içinde, olayların aslını merak etmiyor değiliz doğrusu.

Bu merakları giderecek, araştırma-soruşturma talimatı verecek sorumluların sesi soluğu çıkmıyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, günlerdir topa tutuluyor.

Hakkındaki iddialar yenir yutulur cinsten değil.

*Ayrıca kişiliğine öyle hakaretler yağdırılıyor ki, dirhemini ite versen kudurur.

Öyle suç duyurusunda bulunmak filan kurtarmaz kişiyi.

Suçlanan aslanlar gibi ortaya çıkıp, bakanlıktan istifasını vererek, hakkında Meclis Soruşturması açılmasını isteyecek.

Verilemeyecek hesabı olmayanlar böyle yaparlar.

İnsan onuru herhalde bakanlık koltuğundan çok daha önemlidir.

* Mehmet Ağar

Yine ağır şekilde suçlananlardan eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar da, (Benim dokunulmazlığım yok. Suçluysam yargılasınlar) diyerek çok profesyonel bir davranış gösterdi.

Ama hakkındaki iddialar, sadece Yalıkavak marinasına çökmekle kalmadı, öyle şeyler söylendi ve söylenmeye devam ediyor ki, bunların hiçbiri cevapsız bırakılamaz.

* Cinayetten bahsediliyor…

Uğur Mumcu suikastına dolaylı karışımdan söz ediliyor, narkotik işine bile bulaştığı ima ediliyor. Bütün bunların doğru veya yalan olduğunu ortaya çıkaracak güvenilir bir yargı kararına ihtiyaç var. Bu ihtiyaç ertelenemez.

* Eski Başbakan Binali Yıldırım da, oğlu vasıtasıyla karıştı söylentilere.

Uyuşturucu trafiğini, Kolombiya-Venezuela ilişkilerini, Samsun ve Mersin limanına gidecek tonlarca eroinin ele geçirilişini, videoda ders gibi anlattı Sedat Peker.

İddiaya göre, Binali Yıldırım''ın oğlu Venezuela limanında ofis kiralamış ve uyuşturucunun gemiyle naklinde rol oynamış. İnanılacak gibi değil, müthiş bir iddia bu.

Nitekim babası oğluna iftira edildiğini, onun Venezuela''ya Covid-19 test kiti ve maske götürdüğünü söyledi.

* Bu açıklamanın pek de inandırıcı olduğu söylenemez.

Binali Yıldırım''ın oğlu hangi sıfatla Venezuela''ya test ve maske yardımı götürüyor?

Öyle babasının yaptığı gibi muğlak, anlaşılması zor ve çapraşık ayaküstü açıklamalarıyla, böylesine önemli bir konu geçiştirilemez.

* Ok yaydan çıktı artık. Sedat Peker''e göre, turpun büyüğü heybede.

Öyle anlaşılıyor ki, ona sıra gelene kadar, açıklayacağı pek çok rezalet daha var. Önümüzdeki günler, çok önemli gelişmelere gebe.

İktidar bu sefer gerçekten çok zor durumda. Bu gündemi hemen bir çırpıda değiştirmek kolay değil.

* Erdoğan seyirci ve sessiz

Kolay olsaydı, her topa giren ve konuşmayı çok seven AKP Genel Başkanı, bugüne kadar konuya seyirci ve sessiz kalmazdı.

Dikkat ediyorum da, kıyametler kopuyor, her iddia çok büyük bir suç niteliğinde ama yargıdan ve yandaş medyadan da ses seda çıkmıyor.

O attı mı mangalda kül bırakmayan meslektaşlarım (istisnalar hariç) yemek tarifleri yapıyorlar.

Yürekler Selanik, korku rüzgârları esiyor şiddetle. Bir yanda Sedat Peker, diğer yanda acımasız ve kendine muhalif herkese ceza kesen bir iktidar…

* Buyurun buradan yakın…

Peki, yargı niye görevini yapmıyor acaba?

Bu iddiaları soruşturmamak da suç değil mi?

Evet, suç ama görevini yapmak isteyen yargıçları bekleyen tehlikeleri de görmezden gelemeyiz.

En son cesur bir savcımız Viranşehir''de çıktı ama onun da defterini hemen dürüverdiler.

Yargıya ve yandaş medyaya güvenemiyoruz, kötü yönetime hiç güvenimiz kalmadı. Peki, ne olacak?

* Bu durumda, kime güveneceğiz?

Yazarın Diğer Yazıları