Galatasaray'ı Icardi nasıl kurtardı

SEDAT KAYA / Yeniçağ

Antik çağda güçlü olanlar kazanıyordu.
Endüstri çağında zengin olanlar.
Bilgi çağındayız, bugün  bilgiye sahip olanlar kazanıyor.
Futbolda kazanmak için sadece bunlar değil, akıl, tutku, mücadele , teknik, sabır ve cesaret de gerekiyor.
Galatasaray bunların hemen hemen hepsine sahip.
Bu gece de öyleydi.
Çoşkusu da, hırsı da vardı.
Ama karşısına öyle bir rakip çıktı ki, öldü öldü dirildi.
Üstelik iki kez yenik duruma düştü, sonunda kalitesiyle kazandı.
GERALDO SOL KANATI
FORMÜLA PİSTİ YAPTI

Futbolun cezbedici tarafı bu herhalde.
Hiç ummadığın bir maçta hiç ummadığın bir futbolcu çıkıyor, oyuna damgasını vuruyor.
Geraldo’nun yaptığı gibi.
Ümraniyespor’un piyasa değeri sadece 360 bin euro olan Angolalı futbolcusu Geraldo, topu her ayağına aldığında sanki Usain Bolt gibi öyle hızlı koşular yaptı ki, Galatasaray’ın sol kanatını harman gibi savurdu.
Sarı-Kırmızılılar Emre’nin yanına takviye gönderseler bile Angolalı’yı tutamadılar, peşinden koşmakla yetindiler.
Sol kanatı formülü pistine çeviren Geraldo’nun getirdiği her top Galatasaray kalesinde büyük tehlikeler yaratırken, 11.dakikada Umut Nayir “al da at” denilen pası, gole çevirmekte zorlanmadı ve Ümraniyespor’u öne geçirdi.
Yine Geraldo’nun verdiği paslarda Ümraniyespor forveti son vuruşlarda başarılı olabilseydi, fark açılabilir, Galatasaray kalesinde 5 gol görebilirdi.
MUSLERA FARKA 
İZİN VERMEDİ

Galatasaray 32’de Abdülkerim ile beraberliği yakaladı ama bu Ümraniyespor’u durdurmadı. 
Konuk ekip ani çıkışlarla ilk yarıda tam 5 kez çok önemli pozisyon yakaladılar.
Bunlardan üçünde Muslera kalesinde devleşti.
Özellikle Onur ve Avounou’nun karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda gollere izin vermedi.
Ama 39. dakikada Avounou’nun verdiği pasta Oğuz’un golüne engel olamadı.
Bu ilk yarının skoruydu.
Düşünür der ki: “yenilgiye uğrayınca umutsuzluğa kapılma, başarı için ısrar et.“
Maçı kurtarmaya ısrar eden Teknik Direktör Okan Buruk baktı ki rakip öyle kolay kolay pes edecek bir takım değil,  ikinci yarıya Emre’nin yerine Sacha Boey, Rashica’nın yerine de Yunus’a alarak başladı.
Bu değişiklik Galatasaray’ın oyunun gidişine gele geçirmesini sağladı.
Rakibe savunmada geniş alan vermeyen Sarı-Kırmızılılar hücuma daha çok yoğunlaşmaya başladı.
BİR PENALTI, BİR 
KIRMIZI KART

Galibiyet için arka arka saldıran Galatasaray önce Sacha Boey’in müthiş bir şutuyla Ümraniye kalesini yokladı ama kaleci Orkun’a takıldı. 
Ama aradığı golü  penaltıyla buldu. Ümraniye için şanssız bir an olan bu pozisyonda İcardi penaltıyı ters köşeye bırakmakta zorlanmandı.
Beraberlik golünden kısa bir süre sonra Avounou’nun kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Ümraniyespor’un tüm direnci kırıldı.
Artık meydan Galatasaray’a kalmıştı.
Düşünürün dediği gibi.  
“Israr etmek başarının temel kuralı. Kapıyı ne kadar ısrarla ve yüksek sesle çalarsan, birilerinin uykusunu mutlaka bozarsın.”
Galatasaray da galibiyet golünü bulmak için ısrarla Ümraniyespor’un kapısını çalmaya başladı.
İşte bunlardan birinde 83’te İcardi’nin golüyle üç puana ulaştı. 
Sonuçta Galatasaray çok zorlandığı, iki kez yenik duruma düştüğü maçı yıldızı İcardi ile kazanmayı başardı.
Ama ya o penaltı ve Avounou’nun kırmızı kartı olmasaydı?
Ya İcardi yine baş role soyunmasaydı?
Acaba sonuç böyle olur muydu?
Bu arada Ümraniyesporlu Geraldo’yu alkışlamak gelen.
360 bin euroluk Angolalı piyasa değeri 137 milyon euro olan Galatasaray’a resmen korkulu rüya gösterdi.

Yazarın Diğer Yazıları