Türkiye'deki 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçiminden önce, komşu ülke Irak'ta 12 Mayıs'ta genel seçimler yapılacak!

Türkiye, Irak, İran ve Suriye'deki değişimler veya yeni durumlar, birbirini etkiler. Yakın tarihte hep böyle olmuştur.

İran'daki 1979 Humeyni devriminden hemen sonra Türkiye'de 12 Eylül 1980 darbesinin yapılması birbirinden bağımsız değildir! Irak'ın veya Suriye'nin iç işleri ise herkesin günlük hayatına da yansıdığı gibi Türkiye'nin iç işleri olmuştur!

***

Bana gelen özel bilgilere göre Iraklı Şiilerin dini lideri Sistani, bir açıklama yaparak halkı uyardı ve denenmiş politikacılara oy verilmemesini istedi. Sistani bir de liste yaptı ki Irak'ı şu anda ve geçmişte yöneten herkesin adı var.

Listede adı olmayanlar durumdan memnuniyetlerini bildirince, Sistani bir açıklama daha yaptı ve "Adı çıkmayanlar sevinmesin" dedi!

Ülkede derin bir sessizlik hâkim oldu. Gerçi şimdiye kadar 70'e yakın adayın öldürüldüğü söyleniyor. 12 Mayıs'taki seçimlerden hemen önce, ordu ve Haşdi Şabi'nin desteğiyle bir "Kurtuluş Hükümeti"nin kurulması konuşuluyor.

Olaylar böyle gelişirse seçimler yapılabilir mi? Yapılamaz elbette! "Ertelendi" denilir!

***

Bu arada Sistani, bir adım daha attı ve Irak'ta yolsuzlukları takip için kurulan, "Neziha komisyonu"na siyasiler hakkında gelen yolsuzluk ihbarlarını derleyerek Yüksek Mahkeme'ye gönderdi ve gereğinin yapılmasını istedi. Bu listede adı olanlardan bazıları ülkeyi terk etmeye başladı!

Hakkında yolsuzluk suçlaması olmayan ise yok gibi!

Bilindiği gibi Arapça "nezih", "nezahat kelimeleri "pak, temiz" ve "iç temizliği" anlamlarına geliyor.

Sistani'nin hedefi, Irak'ta bir "iç temizliği" yapmak olsa gerek!

Irak'taki "neziha komisyonu" gibi bir üst kurul ise Türkiye'de yok! Adnan Kahveci gibi yolsuzluğun üzerine giden bir bakan da yok!

Üstelik Türkiye'de delilleri olan bir yolsuzluğu ihbar etmeye kalkışsanız, iftira, suç tasnii veya hakaretten tutuklanıp yargılanabilirsiniz!

Ancak, büyük bir skandal patlarsa seçimler üzerinde etkili olabilir.

***

Sistani, Barzani'nin yaptırdığı bağımsızlık referandumuna, "Ülkenin bölünmesine yönelik girişimler ve kuzeyinin koparılmasından üzüntü duyuyoruz. Krizin çözümü için herkes anayasaya geri dönsün ve Federal Mahkeme'nin kararına uysun" diye tavır koymuş ve "Bölünme ve ayrılma adımları atıp bundan emrivaki yaratmak Kürt vatandaşlara karşı istenmeyen sonuçlara yol açar ve belki bundan daha riskli bir duruma sebep olur. Bu, ayrıca bölgesel ve uluslararası tarafların Irak'ın iç işlerine müdahalesinin önünü açar. Hükümet ve siyasi güçler de Kürtlerin anayasal haklarını korumalı ve buna dokunmamalı. Son siyasi gelişmeler Arap, Kürt, Türkmen ve diğer bileşenlerin arasındaki güçlü ilişkiyi etkilememeli." demişti.

***

Irak'ta siyasi kurumlar, Sistani'nin uyarılarıyla yıkanır, temizlenir mi? Göreceğiz.

Türkiye'deki siyasi kurumların da haddinden fazla kirletildiği ortadadır. Kaldı ki siyasi kurumlar bir tarafa, devletin temelini oluşturan yargı, ordu, emniyet ve üniversitelerin 15 Temmuz'a kadar ne durumda olduğunu artık herkes biliyor!

FETÖ temizliği yeterli midir? Yolsuzluklar ne olacak? Kaldı ki, FETÖ'nün önde gelenlerine de yol verildi!

AKP iktidarı boyunca yapılan ihalelerin bedellerini alt alta yazın. Toplayın! Komisyon alınmayan tek bir ihale var mıdır? Yüzde 10-40 arasında komisyon alındığını bilmeyen var mı? Ortalaması yüzde 25 eder. Peki "15 yıllık komisyonlar toplamı" ne kadardır? Nerede bu paralar?

Türkiye siyaseti, seçmen tarafından temizlenmelidir!