Seçime 20 milyon garanti oyla girmek!

"Erken seçim olur mu?" diye soruluyor. Soruya, "erken değil baskın seçim olabilir!" diye cevap verenler var. Diğer taraftan Tayyip Erdoğan'ın yeniden Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi, iki defa seçildiği için ancak erken seçimle mümkün olabiliyor. Muhalefet, Erdoğan'ın ilk seçildiği dönemde gerekli olan dört yıllık üniversite mezunu olma şartı ile ilgili iddiaları ise hiç gündeme getirmiyor. O şart, "yükseköğrenim mezunu olmak" şeklinde değiştirildi ama bu değişiklik, ilk seçimin geçerli olduğu anlamına gelmiyor!

***

Muhalefet, önceki seçimlerde Ekmeleddin İhsanoğlu ve Muharrem İnce'yi aday göstererek kaybetti. Sonuçta "adam kazandı" denildi!

Bu defa da güçlü bir aday çıkarmak konusunda bir gelişme yok. Seçime, parlamenter sisteme dönüş yaparak girmek ise AKP için kurtarıcı olabilir!

Neden mi? Ekonomik durum, koronadan önce de çok kötüydü. Şimdi ise milyonlarca vatandaş, korona önlemleri sebebiyle işsiz kaldı. Tam bu aşamada "sosyal yardımlar" öne çıkıyor!

***

Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk'ün haberine göre, emekli Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen, özetle şu bilgileri verdi:

"TÜİK Sosyal Koruma İstatistikleri, 2018'de 14 milyon 389 bin kişiye toplam olarak 442.6 milyar TL sosyal yardım harcaması yapıldığını gösteriyor.

Bu tutar genel bütçe toplam giderlerinin yüzde 10.5'una karşılık geliyor.

Sosyal yardımlardan yıl içinde toplam 3.282.975 hane yararlandı. Düzenli yardımlardan yararlanan hane sayısı ise 2 milyon 501 bin 106. Düzenli yardım alan hane sayısı, emekli aylığı alanları sayısını geçti ve aktif sigortalı olanların sayısına yaklaştı."

***

İki buçuk milyon hane, sosyal yardım alıyorsa, bu 12.5 milyonluk bir nüfus demektir. Çocukları çıkarırsanız 10 milyona yakın seçmen var bu hanelerde... 10 milyona yakın kişi de camiler üzerinden kontrol ediliyor. Tabii her sosyal yardım alanı veya her camiye gideni kastetmiyorum ama AKP, zaten 20 ila 24 milyon arasında oy alıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, ittifak söz konusu olduğu için oylar 26.5 milyona kadar çıkmıştı. Peki muhalefet, bu şartlar karşısında ne gibi bir çözüm düşünüyor?

Dünyada ve Türkiye'de korona rakamları!

Anadolu Ajansı, dünya genelinde korona vakalarının derlendiği "Worldometers" internet sitesinden alıntı yaparak bir haber yayınladı. Habere göre dünyada toplam vaka sayısı 72 milyon 174 bini, hayatını kaybedenlerin sayısı ise 1 milyon 612 bin 962 kişiyi geçti.

En fazla vaka ve ölümün görüldüğü ABD'de 16 milyon 549 bin 366 vaka tespit edildi, 305 bin 82 kişi öldü.

Türkiye'de vaka sayısı 1 milyon 809 bin 809, can kaybı sayısı ise 16 bin 199 olarak veriliyor.

***

İBB Mezarlıklar Müdürlüğü verilerine göre sadece İstanbul'da "bulaşıcı hastalıktan" ölenlerin sayısı 16 bin. Yani Türkiye'de can kaybı rakamları hâlâ doğru açıklanmıyor.

Dünyada vaka sayısı, nüfusun yüzde birine yakın! Can kaybı ise vakaların yüzde birini biraz geçiyor. ABD'de vaka oranı en az yüzde beş, Türkiye'de en az yüzde 2.5! ABD ve Türkiye'de neden vaka oranı da ölüm oranı da dünya ortalamasından çok fazla? Bunun sebebi sorgulanmalıdır.

ABD'de sağlık sisteminin, parası olan için çalıştığını bütün dünya biliyor. Türkiye'nin o çok övülen sağlık sistemi neden daha iyi bir sonuç elde edemedi? Yoksa gereksiz siyasi müdahaleler yüzünden mi?

Yazarın Diğer Yazıları