Sayın Cumhurbaşkanı'na sormak isterim...
Diyor ki sayın Cumhurbaşkanı;
"Biz Kuzey Afrika'da, Mısır'da oyunu gördük.. Karşı çıktık.."
Evet, doğru duruş budur..
Ancak sormak isterim; Libya'da Müslümanların üzerine bomba yağarken, NATO'ya alkış tutan kimdi?
Sormak isterim;
Daha geçen hafta, İhvan üyelerini, idam edileceklerini bile bile darbeci Sisi'ye teslim eden kimdi?
Dolayısıyla, toptan sormak isterim;
Bunları yapana, 'Oyunu görüp karşı çıkan mı' denir, yoksa 'Kirli oyunda figüran olan mı' denir ?
**
Diyor ki sayın Cumhurbaşkanı;
"Biz Irak'ta oynanan oyunu gördük ve ağırlığımızı koyup, bozduk."
Evet, doğru duruş budur..
Ancak sormak isterim;
Irak'ta Müslüman kadınlara tecavüz eden, paralı Amerikan askerleri için, "Ülkelerine sağ-salim dönmeleri için dua ediyoruz" diyen kimdi?
Sormak isterim;
Bozduk denilen oyunun hedefi Irak'ın kuzeyinde bir terör devleti, kürdistan kurmaktı.. Erbil'de, kürdistan bayrağı önünde poz veren, Ankara semalarında kürdistan bayrağı dalgalandırtan kimdi?
Dolayısıyla toptan sormak isterim;
BOP'un dalgalandırmak istediği o bayrağı dalgalandırana, 'Oyunu görüp bozan mı' denir, yoksa, "Kirli oyunda figüran olan mı' denir?
**
Diyor ki sayın Cumhurbaşkanı;
"Biz Suriye'de oynanan oyunu gördük ve sahaya girerek işin gidişatını değiştirdik."
Evet, doğrusu budur..
Ancak sormak isterim;
Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü pyd-pkk'nın elebaşı Salih Müslim'i, Ankara'da neredeyse kırmızı halılarla karşılayan kimdi?
Sormak isterim;
Vatan toprağından ecdadın naaşını, türbesini söküp kaçan kimdi?
Dolayısıyla toptan sormak isterim.. Teröristi kırmızı halıyla karşılayıp, sonra da yıllardır onunla uğraşmak zorunda kalana, "Oyunu bozan mı" denir, yoksa, "Tuzağa düşen mi" denir?
**
Ve ardından diyor ki Sayın Cumhurbaşkanı;
"Ak Parti sendelerse, bütün düşmanlar üzerimize üşüşür.."
Doğrusu, "Türkiye sendelerse düşmanlar üzerimize üşüşür" olacaktı..
Peki ne olur üşüşürlerse? Demesi o ki ve de aklı ki, ülkemizin beka sorunu olur..
Şimdi iki noktayı merak ederim;
Şu ana kadar sendelemediğinize göre ve ona rağmen 'Beka sorunu' var dediğinize göre, demek ki mevzunun sizin sendelemenizle ilgisi yok..
Yok eğer, belediye başkanının değişmesiyle ülkemiz bir beka sorunuyla karşılaşacaksa, siz bu ülkeyi nasıl yönettiniz de, geleceğimiz, güvenliğimiz pamuk ipliğine bağlı..
**
Bunca zamandır takip ederim siyaseti.. 17 yıllık Ak Parti iktidarını hiç bu kadar bocalamış görmemiştim..
Yeldeğirmenleri ile savaşan Don Kişot durumuna düşmek, çarşıda-pazarda-mutfakta yangın varken, hayali düşmanlarla cebelleşmek, siyasette yapılacak en büyük hata..
Bu kadar komplo teorisiyle uğraşacaklarına, ekonomiden anlayan birileri ile biraz vatandaşı düşünüp, adımlar atsalar iş değişecek..
Ama o da, 'hep bana hep bana' diyen fıtratlarında yok..
"Zillet İttifakı"yla kendilerini tariflemişler!
Dedi ki Meral Akşener;
"Devlet geleneğimizden biliriz ki; Cumhurbaşkanı milletine hakaret etmez.."
Neden söyledi bunu?
Cumhurbaşkanı sosyal medyada bir paylaşım yaptı.. Kırmızı beyaz ve Türk Bayraklı (ki propaganda da Bayrağımızı kullanmak yasaktır) bir fonda Cumhur İttifakı'nı, siyah bir fonda da 'Zillet İttifakı' diye bir ittifakı tarifledi..
Zillet ittifakı nedir bilmiyorum.. Sanıyorum 24 Haziran'daki 'Millet İttifakı'nın yerel seçimlerdeki iş birliğini tarif ediyor..
İşte bu yüzden dedi ki Meral Akşener;
"Milletimizin en az yarısına hakaret etmek ayıptır, yanlıştır.. Biz sahte gündemlerle değil, milletimizin ekonomisiyle ilgileneceğiz.. Çarşı-pazardaki fiyatlarla, mutfaktaki yangınla ilgileneceğiz.. Çünkü en önemli beka sorun, vatandaşımızın ekonomik sorunudur.."
**
Dönelim Sayın Cumhurbaşkanı'nın ittifakların kimliğini tarif ettiği paylaşıma..
Diyor ki Cumhurbaşkanı;
-Cumhur İttifakı 15 Temmuz'da, sokaklarda, meydanlarda kurulmuştur..
Ben de diyorum ki;
Ülkemizi 15 Temmuz ihanetine götüren süreçte, devleti, adliyeyi, hariciyeyi, orduyu o cemaate teslim eden kimdi?
O cemaatin başındaki kişiye, "Dön artık ülkene, hasret bitsin" diye cilveler savuran kimdi?
Dolayısıyla sormak isterim;
15 Temmuz kalkışmasının elebaşlarına devlet teslim edene, "direnen mi" denir, "Sebep olan mı" denir?
**
Diyor ki Cumhurbaşkanı;
"Cumhur İttifakı Milletin emrindedir.. Millet İttifakı Kandil ve Pensilvanya'nın güdümündedir.."
Sormak isterim;
O Kandil'le pazarlık masasına oturan, Oslo'da buluşan, Dolmabahçe'de mutabakat imzalayan, Nevruz'da aponun mesajını okutan kimdi?
Sormak isterim;
Pensilvanya'daki şahısla devleti ve ihaleleri bölüşen, yurt dışındaki örgüt üyelerine yardım etsinler diye büyükelçiliklerimize talimat veren kimdi?
Dolayısıyla, Kandil'le masaya oturan, Pensilvanya ile devleti ve ihaleleri bölüşene, "Milletten yana mı" denir, "Terör örgütünün iş birlikçisi mi" denir?
**
Diyor ki Cumhurbaşkanı;
"Cumhur İttifakı pazara kadar değil, mezara kadardır.."
Sormak isterim;
Birbirine bu kadar hakaret etmiş iki liderin ilişkisi nasıl oluyor da, 'Mezara kadar' aşamasına sıçrıyor?
Sormak isterim;
Hadi sıçradı diyelim.. Peki daha iş birliği görüşmelerinin ilk haftasında "Bu iş yattı.. Biz de tek başımıza yürüyeceğiz" diyenler kimlerdi?
Dolayısıyla, ilk virajda dağılan bir ittifaka, "Mezara kadar ittifakı mı" denir, "menfaatler çatışınca savrulan ittifak mı" denir?
**
Diyor ki Cumhurbaşkanı;
"Cumhur İttifakı sadece milletin hizmetine taliptir.. Zillet İttifakı ise terör örgütü ve onun uzantılarına hizmete taliptir.."
Sormak isterim;
pkk bir terör örgütüyse (ki öyle) onunla masa kurup, çadır mahkemeleri kuran, bayrak indiren kimdi?
Sormak isterim;
Cumhur İttifakı yalnızca millete hizmet ediyorsa,
Terör örgütü fetö'ye, devleti teslim ederek hizmet eden kimdi?
Dolayısıyla, terör örgütlerine devleti ve ülkeyi teslim edene "Millete hizmet eden mi" denir, "Milletin bekasına göz dikenlerin suç ortağı mı" denir?
**
Bunları not edin derim..
Bu cümleleri, yarın bir gün bir iddianamede okursanız şaşırmayın..
Çünkü Millet ne kadar kredi verirse versin, bedeliyle yüzleştiğinde hesabını sormasını da biliyor..
Ben demiyorum, tarih öyle fısıldıyor..