Sayarken değil, yazarken kazandılar!

Suzan Şahin, bundan üç yıl kadar önce, son yıllarda yabancılara toprak satışında iller düzeyde artış olduğunu, 2019 yılında 45 bin konut olmak üzere son 5 yılda toplam 127 binden fazla konutun yabancılara satıldığını ve yaklaşık 1,5 milyon konutun yabancıların elinde olduğunu söyledi.

Şahin, yabancılara satılan her tapunun milli servetin bir unsuru olduğunu, yabancılara toprak satınca, ülkenin temel ekonomik kaynağı, üretim faktörü ve milli servetinin de satılmış olduğunu belirtti.

Şahin, şöyle dedi: ''AKP iktidara geldiği günden beri ülke topraklarını satarak kendine bir payanda sağlamakta. Ancak bu ekonomiye, devletimize uzun vadede çok büyük zararlar verecektir.

Birçok ülkede yabancılara konut satışı tehlikeli olarak görülürken Türkiye'de AKP'nin teşvik paketleriyle yabancılar kolayca ev sahibi oluyor ve vatan toprakları satılıyor. Avrupa'da konut almak isteyen yabancılar ciddi protokollere imza atmak zorunda bırakılırken. Amerika'da ise ekstra vergiler ve şartlarla yabancılara konut satışı birçok prosedüre bağlanıyor. Çin, Rusya ve İsrail'de ise çeşitli nedenlerden dolayı yabancılara konut satışı neredeyse imkânsız haldeyken, bizde parayı basan yabancıya AKP, tapuyu altın tepside sunuyor. 2014 yılında AKP hükümeti arazi satışını 25 bin metrekareden 600 bin metrekareye çıkardı. Son yıllarda Tapu ve Kadastro Kanunu'nda yapılan değişikliklerle ülkemize yabancıların mülk edinmesini kolaylaştıran düzenlemeler yapıldı.

Toprak sadece basit bir mülkiyet sorunu olarak kabul edilemez. Bir ülkenin asli ve maddi unsurlarından birisi olarak herhangi bir nedenle tek taraflı vazgeçilemez..."

Şahin, ''Borçlara karşılık gösterilen ülke topraklarının yabancılara satışının Osmanlı'nın yıkılış nedenlerinden biri olduğu ve İsrail'in Osmanlı'da yabancılara taşınmaz satışının serbest bırakılmasıyla, Filistinlilerden aldıkları topraklar üzerinde kurulduğu ortadayken, ekonomideki kötü gidişatı inşaat sektörü ve konut satışlarıyla kapatmaya çalışan AKP hükümeti çareyi yabancılara konut satışı yapmakta arıyor. Lafa geldiğinde millilikten başka kelime etmeyen AKP ve genel başkanı Erdoğan batırdıkları ekonomiyi düzeltmek için vatan toprakları parsel parsel satılıyor. Milli olmak toprağını korumaktır.'' dedi.

***

Suzan Şahin'in bu konuşmasıyla ilgili haberi, üç senedir masaüstünde bulunduruyordum!

Çünkü biliyordum ki CHP'de yıllar içinde hangi milletvekili, milli bir çizgi takip ettiyse, bir sonraki seçimde aday gösterilmedi! Milli politika takip eden her kimse, mutlaka cezalandırıldı. Bütün kapılar, küresel politikaları savunanlara açıldı...

Yabancılara sadece toprak değil, promosyon olarak vatandaşlık da satıldı ve bu şekilde veya parasız olarak seçmen olan yabancıların sayısı YSK tarafından açıklanmadı.

Yabancıların veya sığınmacıların ilgisi yüzünden konut fiyatları ve kiralar yüksek oranlarda artmaya başladı. Gelirini aynı oranda artırmayanların büyük şehirlerde yaşaması imkânsız hale geldi.

CHP adına yabancılara konut satışını eleştiren Hatay milletvekili Suzan Şahin, son seçimlerde aday gösterilmedi. CHP, ikinci turda Hatay'daki birinciliğini de kaybetti.

***

Sığınmacılar konusu bile ATA İttifakı adayı Sinan Oğan'ın, Ümit Özdağ'ın geliştirdiği politika sayesinde yüzde beş oy almasından sonra ciddiye alındı!

Böyle gönülsüz söylemlere rağmen, CHP'li Cumhurbaşkanı adayının yüzde 48 oranında oy alması, halkın değişim arzusu ve AKP iktidarından bıkanların "bundan daha kötüsü olmaz" diye düşünmesinden kaynaklandı.

AKP ise CHP'nin hataları üzerinde su kayağı yaparak, FETÖ ile koalisyon kurarak iktidar olduğunu, PKK ile masaya oturduğunu, çözüm sürecinde terörle mücadeleyi yasakladığını bile unutturmayı başardı! Gözle görülür şekilde, genç seçmenler, "milli tercih" sayarak Erdoğan'a yöneldi. Yine de kazanan taraf, oylar sayılırken değil, seçmenler yazılırken kazandı.

Muhalefet ise bile bile lades dedi...

Yazarın Diğer Yazıları