Savcı, "Belgeyi kim hazırladı?" diye neden araştırmadı?

Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı, Taraf gazetesinde yayımlanan fotokopinin Genelkurmay Başkanlığı'nda hazırlanmadığını açıkladı. Savcılık, böyle bir yazıyla ilgili, gerek elektronik ortamda, gerekse yazılı kayıtlarda herhangi bilgi, belge, emir veya emareye rastlanılmadığını kaydetti.
Savcılık, böyle bir belgenin mevcut olmadığı anlaşıldığından ve aslı bulunmayan fotokopi belgenin dördüncü sayfasındaki imza bloğunda Albay Dursun Çiçek'in isminin üzerinde yer alan imzanın, şüpheli Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek'e ait olduğuna, bu belgenin hazırlanması ve herhangi bir kişiye verildiğine ilişkin şüpheli hakkında delil bulunmadığından, soruşturma konusu olay ve Çiçek ile ilgili itiraz yolu açık olmak üzere kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini bildirdi.

* * *

Diğer taraftan söz konusu fotokopinin sahte mi gerçek mi olduğu tartışılırken, Yargıtay'ın benzer bir davada, "Fotokopiden ibaret belge hukuki sonuç doğuramaz" kararı verdiği ortaya çıktı
Biz, "Bir fotokopideki imzanın kime ait olduğuna dair teknik inceleme yapılamaz! Bu kâğıttaki yazıyı, bilgisayardan yazıcıya kim nakletmişse, altına daha önce ciddi bir rapor yazmasıyla bilinen bir albayın özel hayatta kullandığı imzasını yapıştırmış olabilir. Dolayısıyla, mürekkepli kalemle atılan gerçek bir imza söz konusu değilse, yapılan incelemenin hiçbir hukuki değeri yoktur" derken Yargıtay'ın bu kararından haberimiz yoktu. Olması da gerekmezdi. Çünkü dünyanın hiçbir ülkesinde fotokopi, belge niteliği taşımaz, ancak noter veya yetkili bir makam tarafından, "aslı gibidir" diye onaylanmışsa belge olur.
Zaten İçişleri Bakanı Beşir Atalay da polisin elinde belgenin aslının bulunmadığını, eldeki belgenin fotokopi olduğunu söylemişti.
Peki aslı olmayan bir fotokopiyi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin itibarını sarsmak amacı ile Taraf gazetesine verenler ne olacak?
Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı'nın görevi sadece söz konusu belgenin sahte olup olmadığını incelemek midir? Böyle bir belge yok ise kimin ne amaçla hazırlayıp Taraf gazetesine verdiğini de soruşturmak gerekmez mi?
Bu mesele Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na havale edilerek çözülemez! Çünkü bir devlet meselesidir. Belge uydurma ise Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin en önemli dayanağı olan Türk Silahlı Kuvvetleri hedef alınmıştır! "Böyle bir belge yok" ise kimin hazırladığını bulmak, istihbaratın, polisin ve sivil veya askeri yargının görevidir. Bu karar, kamuoyunu tatmin etmemiştir.

------------------


Yürütme memuru!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, devlet memurluğunu "devlet memurları" ve "yürütme memurları" diye ikiye ayıran bin projesi olduğunu açıkladı! Yürütme memurları iktidarla birlikte gelecek ve gidecek! Dolayısıyla yürütme memurları, görev yerleri değiştirildiğinde veya görevden alındığında, yürütmeyi durdurma talebi ile mahkemeye başvuramayacak.
Bir defa isimlendirme, kötü çağrışımlar yapıyor! Ne demek "yürütme" memuru! Meselâ "AKP'nin yürütme memuru", CHP'nin yürütme memuru" veya "MHP'nin yürütme memuru" mu diyeceğiz?
Olur mu?
Evet, Dinçer, "yasama, yürütme ve yargı" denilen üç erkten birini kastediyor ama "yürütme" kelimesi ile "memur" kelimesi birleşince, kavram, bu erkten farklı bir anlam kazanıyor!
Ben uyarayım da!
Diğer taraftan projenin birinci muhatabı Türkiye Kamu-Sen adına bir açıklama yapan Fahrettin Yokuş, "Tüccar zihniyet sonucunda kamu liyakatsiz çalışanlarla doldu. Şimdi bu çalışmalarını yasal zemine oturtmak istiyorlar. Öte yandan geçmiş dönemdeki bir çok bürokrat yargı kararıyla görevinin başına döndü. Bunu da ortadan kaldırmak istiyor olabilirler. Siyasal irade neyin mücadelesini veriyor anlamak zor" dedi.
Yokuş anlamıştır da anlamazlıktan geliyor!

Yazarın Diğer Yazıları