Şarbon tozu ABD’den geldi!
Yenişafak’tan Yasin Yılmaz’ın haberine göre Atatürk Havalimanı’nda ABD’den gelen kargoları teslim alan ABD’li bir asker, şüphelendiği bir paketi açınca içinde tozla karşılaştı.
NATO çerçevesinde görev yapan 6 ABD askeri ile bir Türk “şarbon şüphesi”yle Haseki Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği’ne kaldırıldı ve karantinaya alındı.
Aslında Tayyip Erdoğan politikaları Türkiye için şarbon tozundan daha tehlikelidir. Üstelik siyasi şarbon tozu da 2001 yılında CFR tarafından New York’tan Tayyip Erdoğan’a gönderilmişti. Erdoğan’dan yerel yönetimlere özerklik vermesi istenmişti. Yani ayrı bayrak o tarihte Erdoğan’a dayatıldı. Erdoğan bu gizli belgeyi parti programı yaptı ve “Türkiyeli kimliği” politikası ile “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halka Türk Milleti denilir” kabulünü çiğnemeye başladı. Bütün etnik unsurları her gün sayarak da Türkiye’yi üniter bir yapıdan özerk cumhuriyetlere doğru sürükledi. Bugün BDP, alenen etnik kökene dayalı özerk bölgeler kurulmasını savunabiliyorsa, bu tamamen Tayyip Erdoğan’ın Türk kimliğini millet adı olmaktan etnik grup adı olmaya indirgerken, Kürt kavramını millet içinde yeni bir millet olmaya yükselterek meydana getirdiği, Hayrettin Karaman gibi yandaş hocaların da desteklediği siyasi iklimden kaynaklanıyor. (Karaman’ın Yenişafak’ta bu yönde çıkmış iki yazısı vardır.)
Erdoğan, şimdi oya sıkışınca “İkinci bayrak olmaz, kimse PKK’lıları affedemez” gibi laflar ediyor.
Yahu Kürt açılımı demek, teröristleri Habur’da karşılamak, Diyarbakır’a kadar gösteri yaptırmak demektir. Türkiyeli kimliği ve Kürt açılımı, ikinci bayrak demektir hatta üçüncü, dördüncü bayrak demektir.
Millet bu kadar ahmak yerine konulur mu?
Zina için kimden fetva aldınız?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘başörtüsü sorununu çözeceğim’ açıklamasını değerlendiren Erdoğan, “CHP başörtüsü ile ilgili tasarımcılara bir çalışma yaptırıyormuş. Bu hem dine hem de kızlarımıza büyük saygısızlık. Bunu Diyanet İşleri’ne sorsaydı keşke” diye konuştu.
Erdoğan “Sen kendi istediğin gibi fetva verecek hoca ararsan onu da bulursun. Zaten son günlerde bu tip türedi hocalar da çoğaldı” dedi!
Erdoğan’a sormak gerekir; bizim üniversite çağına kadar, Türkiye’de gerçekten başörtüsü vardı, atkı vardı, benzer örtüler vardı. Bugünkü baş örtme biçimi sonradan moda oldu. Bunun tasarımını kim yaptı peki?
Bu tasarıma göre fetva veren hocalar da türemedi mi? 1980’dan sonra biraz da rahibelerin baş örtme yöntemi örnek alınarak tasarımı yapılmış bir örtünme biçimini, İslam’ın emri gibi sunarak, bunu da siyaset malzemesi olarak kullanmak, hem kızlarımıza, hem dine saygısızlık değil mi?
Hem ben dünkü sorumun cevabını da alamadım.
AKP olarak Avrupa Birliği baskısı ile zinayı suç olmaktan çıkarır ve kasaplara domuz eti satma mecburiyeti getiren yönetmeliği hazırlarken hangi türedi hocadan fetva aldınız?
Artık bu Emevi taktikleri sırıtıyor..
Fener, bu yıl da şampiyon olamaz!
Fenerbahçeli futbolcu Emre Belözoğlu, 12 Eylül’de yapılacak referandumda evet oyu vereceğini söyledi.
Emre, Fenerbahçe’nin sırtından siyaset yapmamalıdır. Siyaset yapmak istiyorsa en azından Fenerbahçe’yi bırakmalıdır! Anlaşılıyor ki bir gol attıktan sonra basın tribününe dönerek el kol hareketi yapmasıyla ünlü bu futbolcu ile yola devam ederse, Fenerbahçe bu yıl da şampiyon olamaz. Çünkü Emre siyasi tavırlarıyla takım içinde gruplaşma meydana getiriyor, takım ruhunu bozuyor.