Sahte votkanın panzehiri yarım şişe rakı; ya sahte dinin!
Antalya Kemer’de sahte votka içen Alman turistlerden üçü hayatını kaybetti. 18 yaşındaki Alman öğrenci Dustin Krabbe ise bir Türk doktorun, müdahalesiyle kurtarıldı.
Krabbe, üç arkadaşının can verdiği olayı Alman Bild gazetesine anlattı. Tatillerini Anatolia Beach Hotel’de geçiren gruptan Dustin Krabbe, olayın gerçekleştiği gece iki şişe votkayla bir kola aldıklarını ve bunlar için 25 euro ödediklerini söyledi ve sonrasını şöyle anlattı:
“İçerken tadında hiçbir değişiklik hissetmedik ama sonra kendimi çok garip hissetmeye başladım. Ardından uyuyakalmışım. Uyandığımda öğretmenimiz, arkadaşımız Rafael’in öldüğünü söyledi. Hastaneye gitmek üzere yola çıktık. Yolda görme yetimi kaybettim. Her şey çok parlaktı, hiçbir şey göremiyordum.”
* * *
Habere göre Antalya’daki doktorlar, durumu hemen anladı. Bir doktor, yarım litre sek rakıyı burnundan geçirdiği bir tüp yardımıyla Dustin’e verdi. Kalan yarım litre de arkadaşı Vanessa’ya verildi. Uzmanlara göre rakıdaki etil alkol, sahte votkadaki zehirli metil alkolü etkisiz hale getirerek yani bir nevi “panzehir” etkisi yaparak komadaki dört gencin hayatını kurtardı.
Haberin bundan sonrasında olayın sorumlularının yakalanması ve tutuklanması süreci anlatılıyor.
* * *
Elbette panzehir her zaman zehirden yapılmak zorunda değildir. Hatta tüm panzehirler, içinde küçük bir oranda zehir kullanılarak yapılır. Fakat sahte içki örneğinde işe yaramış.
Tabii doku kaybı gibi oluşmuşsa, panzehir bu kayıpları geri getiremez.
AKP zihniyeti yazık ki toplumumuzu zehirlemiştir! Geniş kitleler öyle bir noktaya getirilmiştir k artık kuruluş felsefesiymiş, üniter devletmiş, ulus devletmiş, bunlar çok kimsenin umurunda bile değil!
AKP, “Milli Görüş Gömleği”ni çıkardığı için Türkiye’yi zehirlemişti. ABD ile ilişkiler “Büyük Orta Doğu Projesi Eşbaşkanlığı!” eksenine; AB ile ilişkiler ise “Ankara’nın şerrinden Brüksel’in şefaatine sığınmak” eksenine oturmuştu.
* * *
Şartlar zorlamasa, durumda bir değişiklik de olacak değildi.
29 Mart seçimleri sonucunda AKP zehrin etkisinden kurtulmaya başlayan vatandaşların tepkisini aldı. Demek ki Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın bahsettiği “narkoz” un etkisi artık kayboluyor. Tabii Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’un “Harun gibi gelip Karun gibi gitmeyeceğim” söylemi de etkili oldu. Ancak doktorlardan biri milli görüş panzehirini AKP vücuduna vermeye çalışırken, diğeri narkoz zerk etmeye devam ediyor.
* * *
AKP içinde zehir ile panzehirin mücadelesini kim kazanır bilemeyiz ama, Türk siyasetini zehirleyen dış güdümlü politikaların artık halktan destek bulacağını kimse beklemesin.
Zehirlenen, sadece siyaset değildir. Ticaret zehirlenmiştir, kültür ve dini hayat zehirlenmiştir. Yasama, yürütme ve yargı zehirlenmiştir. Medya zehirlenmiştir.
Panzehir, her erkin kendi vücudunda vardır. Bütün mesele, beynin narkozun etkisinden kurtulmasıdır.
Türk toplumu, “sahte din” anlayışıyla narkozlanmıştır. Bu alanda da en büyük panzehir İslâm’ın kendisidir; Kur’an’dır.