''Sahte iklim krizi'' ve ''Glasgow aptalları!''

Küresel düzeyde virüs alarmı ne getirdi? Bütün insanlık, Dünya Sağlık Örgütü tarafından deneysel tedavi yönteminin ve deneysel aşıların kobayı haline getirildi. Erkan Trükten''in "zorunlu PCR testi ve seyahat özgürlüğünün kısıtlanması"na karşı açtığı davada, İçişleri Bakanlığı avukatları, savunmada, "Hastalar, Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığı''nın yayınladığı rehberlere göre tedavi edilmektedir. Hastalığın halihazırda kesin tedavisi bilinmemekte ve deneysel tedavi ile sonuç alınmaktadır..." ifadelerini kullanmıştır! Peki, tedavi olanlara "denek" oldukları söyleniyor mu?

***

Bu arada kapanmalar sebebiyle dünya ekonomisi altüst oldu. Zengin daha zengin fakir daha fakir oldu. Virüs alarmı yetmediği için şimdi de medya gücüyle "sahte iklim krizi" yaratmaya çalışıyorlar.

Hindistanlı çevre bilimleri uzmanı Vijay Jayaraj, Washington Times için "Ardışık soğuk yıllar, iklim krizi aldatmacasını ortaya çıkarıyor" başlıklı bir makale yazdı ve şu tespitleri yaptı:

"Küresel ısınmanın kutuplarda buzların erimesine ve dünya çapında deniz seviyesinin yükselmesine yol açacağını iddia ediyorlardı. Antarktika kıtasında bu yıl sıcaklık, 1981-2010 ortalamasından 3.4 santigrat derece daha düşüktü.

Kuzey Kutbu''nda, Ağustos ortasından bu yana buzullar, daha yüksek. Grönland''da, 2021 yazında tarihsel olarak yüksek buz kütlesi kazanımları kaydetti.

Kuzey Yarımküre''deki ülkeler de son üç yılda rekor soğuktan nasibini aldı. Hindistan''da son yıllarda kışlar eskisine göre daha soğuk geçiyor. Hatta 100 yıllık soğuk rekorları kırılıyor.

Dünyanın giderek aşırı soğuk hava riskiyle karşı karşıya kalmasına ve kutupların olağandışı erime belirtileri göstermemesine rağmen, yeşil lobi ve politikacılar, saf medyanın yardımıyla ''iklim krizi-kıyamet günü'' gündemi oluşturmayı başardı.

Isınma faturalarının yükselmesi gerçeği, buzulların daha da güçlenmesi ve diğer veriler, iklim kıyameti tahminlerini tarihi aldatmacalar çöplüğüne havale edecek ve kitleler kaşlarını kaldıracaktır. Glasgow''daki COP26 katılımcılarının aptallığı, milyarlarca insanın gözü önünde ortaya çıkıyor."

***

Gerçek durum buysa, Çin, neden vatandaşlarına, temel ihtiyaç maddelerini stoklama çağrısı yaptı? Üstelik Çin Ticaret Bakanlığı''ndan yapılan çağrıda hiçbir sebep veya detay verilmedi. Ancak ülkede bir süredir "aşırı yağışların ekinlere zarar verdiği" ve sebze tedarik zincirlerinde sorun yaşandığı söyleniyor.

Bilindiği gibi İngiltere''de TIR ve kamyon şoförü eksikliğinden kaynaklandığı söylenen tedarik sorunları marketlerde rafların boş kalmasına yol açtı. Ülkede aynı sebeple akaryakıta erişim zorluğu da yaşanıyor.

İngiltere gibi dünyaya hükmeden bir ülke, tedarik zincirindeki aksamaları giderebilecek organizasyon kabiliyetine sahip değil midir? Sahipse, ülkede böyle bir sorun yaşanması, dünya çapında bir kıtlık oluşturma projesinin ilk adımları mıdır? Çin''in de halka "gıda stoklayın" çağrısı yapması, aynı sonuca yol açmaz mı? 1.5 milyar insan gıda maddelerini stoklarsa, dünya çapında fiyatlar yükselmez mi?

***

BM Gıda ve Tarım Örgütü buğdayla ilgili olarak, "Başta Kanada, Rusya ve ABD olmak üzere başlıca ihracatçılarda azalan hasat nedeniyle küresel pazarlarda az bulunması, fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmaya devam etti" diye açıklama yaptı.

Dünyada buğday üretiminin azalmasının sebebi, Türkiye''deki gibi kuraklık değil, aşırı yağışlar...

Türkiye''de bu tabloya rağmen, dövizle oynanarak vatandaşın cebindeki parası çalınıyor. Döviz bürolarına da zorunlu sermaye artışı ve her türlü döviz işlemi sırasında kimlik tespiti zorunluluğu gibi hükümler içeren düzenleme getirildi. Sonuç: Bütün yurtta döviz büroları kepenk indirdi!

Yani "şimdiye kadar döviz stoklayanlar kazansın, gerisi batsın!" demiş oluyorlar!

Yazarın Diğer Yazıları