"Saf MHP'liler" mi var; yoksa saf yerine mi konuluyorlar?
Prof. Dr. Enis Öksüz, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin AKP’nin tek başına geçirmek istediği yasalarda sert muhalefet yaptığını, ancak AKP’nin gücünün yetmediği yerlerde iktidara yardımcı olduğunu hatırlatarak “Bu ince politikaya kimse dikkat etmiyor. Saf MHP’liler de bunun demokratik politikalar olduğunu zannediyor. Buradaki ince politikayı görmek gerekiyor” dedi!
Ben şahsen Bahçeli’nin uygulamalarında bir incelik görmüyorum. Bahçeli’nin eylem ve söyleminin birbirini tutmadığını, hatta söyleminin tam tersini yaptığını herkes biliyor.
-Peki herkes biliyor da neden sesini çıkarmıyor?
Saflıktan mı?
Saflıktan olduğunu kabul etmiyorum! Bence siyasi ikbal beklentisi, özellikle milletvekili olmak hayalleri, bazı “MHP’liler” in gözünü kör etmiş durumdadır! Şahsi çıkarları sebebiyle sesleri çıkmıyor! Yoksa MHP tabanı olan biteni görüyor!
* * *
AKP’yi düştüğü kapatma çukurundan çıkarmak için formül üstüne formül geliştiren, Abdullah Gül’ü Çankaya’ya çıkaran Devlet Bahçeli, son olarak parti kapatmada kesinleşmiş mahkeme kararı arayan teklifin arkasında durduklarını söyledi.
Dokunulmazlık sebebiyle yargılanamayan milletvekilleri hakkında kesinleşmiş mahkeme kararı olabilir mi?
Olamayacağına göre bu teklif Türk halkının ve özellikle milliyetçilerin zekâsını hafife almak anlamına gelir! Yani milliyetçiler saf değildir ama Bahçeli hepsini saf kabul ediyor!
* * *
Bahçeli, ilk açığını Türk hukukunu ortadan kaldıran uluslararası tahkim yasasıyla vermişti.
MHP’li milletvekilleri, uluslararası tahkimin kabulü yönünde oy kullanmaları için Bahçeli tarafından “29 milyar dolarlık yatırım gelecek, engel olmayalım” diye ikna edilmişti.
Amerikan hükümetinin Dünya Bankası aracılığıyla Türkiye’ye Merkez Bankası Başkanı veya Hazine Müsteşarı olarak gönderdiği Kemal Derviş’in bakan olarak atanması, Bahçeli’nin onayıyla mümkün olmuştu!
Bahçeli, IMF’ye yazılan 17 sayfalık niyet mektubunu, sadece üst yazısını görerek imzalamıştı!
IMF, 15 gün içinde 15 yasanın geçmesini dayatıyor, Bahçeli, MHP grubunu gece gündüz çalıştırıp bu yasaların çıkmasını sağlıyordu. O yasaların bir kısmı, bugün tarımın çökmesine yol açan yasalardır! Şeker Yasası gibi, Tütün Yasası gibi!
Telekom’un özelleştirilmesine karşı çıkan Ulaştırma Bakanı Enis Öksüz, suni borsa krizinin sorumlusu gibi gösterilince, Bahçeli’nin isteği üzerine istifaya zorlandı.
Bir Amerikan firması tarafından Yabancı Sermaye Derneği’ne verilen ve oradan da Başbakan Bülent Ecevit’in önüne konulan Endüstri Bölgeleri Yasası, MHP’nin de oylarıyla jet gibi geçti!
Sonradan kendisinin de “ihanet yasaları” dediği AB’ye uyum yasalarının TBMM’den diğer partilerin kabul oyları ile geçmesi karşısında, Bahçeli’nin tepkisi Anayasa Mahkemesi’ne süre geçtikten sonra başvurmaktı! Yasaların Meclis’ten geçmesine vizeyi Bahçeli vermiş ve “hükûmeti bozarım” çekincesini kaldırmıştı.
Kemal Derviş’in güvensizlik ve siyasi belirsizlik sloganları ile başlattığı seçim operasyonunda 3 Kasım tarihini açıklamak görevi de Bahçeli’ye düştü!
* * *
Bahçeli, “IMF ve Dünya Bankası’nın baskıları karşısında niçin radikal çözümler üretmiyorsunuz?” şeklindeki bir sorumuza, “Biz, olgunlaşan şartlar üzerinde siyaset yapıyoruz” diye cevap vermişti!
Şimdi bu siyasi ve ekonomik kararlar sonucunda şartlar olgunlaştı! Kendisinin de belirttiği gibi Türkiye federasyona doğru gidiyor! O halde ne yapmalı?
Federasyoncularla kucaklaşmalı!
Şartları kendisi olgunlaştırıyor, sonra da o şartlar üzerinde gûya politika yapıyor!
Fotoğraf budur!