Rum-Yunan fırsat kolluyor!
Anavatan Türkiye''de 11 ilimizi etkileyen 6 Şubat deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalıştığımız bugünlerde Kıbrıs''ın da benzer bir felaketi yaşamaması için Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve hükümet seferber olmuş durumda. KKTC''deki yapıların depreme dayanıklılığının tespit çalışmaları ve vatandaşların deprem için eğitilmesi için düğmeye basıldı. Depremden etkilenen kardeşlerimize yardımlar sürerken, depremzedelerin KKTC''de barınmaları için de gerekli düzenlemeler yapılıyor.
Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu''nun depremzedelere hazırladığı konteyner evlerin ilk bölümü önümüzdeki günlerde Türkiye''ye gönderilecek. Depremzede öğrencilerin ve diğer vatandaşların her türlü ihtiyacının karşılanması için halkımızın gayretleri ve kenetlenmesi memnuniyet vericidir. Türkiye''de olduğu gibi deprem felaketinden siyasi rant etmeye çalışan siyasetçilere KKTC''de tepki yağmaktadır. Asılsız haber, dedikodu, yalan ve karalamalarla siyaset yapanlara halkımız ilk fırsatta gerekli dersi verecek ve bunları siyasetten tasfiye edecektir.
Bu arada yeni bir Rum-BM tezgahının ayrıntıları da su yüzüne çıkmaya başladı. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar''la geçtiğimiz hafta buluşan Nikos Hristodulidis''in ilk buluşmada Tatar''a tuzak kurduğu ve Bizans oyunları içerisinde olduğu ortaya çıktı.
GKRY Başkanlığına seçilen Hristodulidis''in daha yemin edip göreve başlamadan, BM Genel Sekreteri''nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Colin Stewart''ın mahareti ile alelacele KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüşmesinin sebebi Rum basınına yansıdı. Güney Kıbrıs''ta yayınlanan haftalık Simerini''ye göre Rum Yönetimi Başkanlığına seçilen Nikos Hristodulidis''in daha görevi resmen devralmadan önce Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile alelacele görüşme sebebinin "içte çözüm istediği konusunda tutarlı olmak ve uluslararası toplumu, çözüm zeminine uyumlu olduğunu ikna etmek olduğu" bildirildi. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz haftaki köşe yazımda Hristodulidis''in daha henüz görevine başlamadan alelacele, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile görüştürülmesinin Rum-BM dayanışmasının bir parçası olduğunu, bu tür tezgah ve tuzaklara karşı dikkatli olunması gerektiğini yazmış, Rum tarafı ile faydası olmayan ve iki devlete dayalı resmi siyasetimizle çelişecek şekilde, Kıbrıs''ta federal çözüme ulamak için müzakereler başlıyor algısı yaratacak her türlü diyalogtan kaçınılması gerektiği hususunda uyarılarda bulunmuştum. Simerini gazetesine yansıyan haberde Hristodulidis''in Tatar ile görüşmesinin kendi siyasi çıkarları nedeniyle gerçekleştiğinin ortaya çıkması yazdıklarımı, uyarılarımı doğrulamaktadır. Rum-Yunan ikilisinin, ABD''nin kontrolündeki BM''yi yıllardır Türklere karşı kullandığını Cumhurbaşkanı Tatar bilmiyor ise, hasta yatağında Ebedi liderimiz Kurucu Cumhurbaşkanımız rahmetli Denktaş''a Annan Planı''nı imzalatma gayretlerini yakından bilen Özel Temsilcisi Ergün Olgun da mı bilmiyor? GKRY eski Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis görevinin sonlanmasına birkaç gün kala önemli ifşaatlarda bulundu. Hristodulidis''i eleştirerek topa tuttu; Hristodulidis''in uyguladığı yaptırım politikası ve toksik ortamı terk ederek başarılı olduğunu belirtti. Kasulidis, 13 aylık görev süresi boyunca hem Türkiye''nin Doğu Akdeniz''de sondaj, hem de kapalı Maraş''ta yeni hamleler yapmadığını söyleyerek bunu, selefi Hristodulidis''in uyguladığı yaptırım politikası ve toksik ortamı terk ederek başardığını söyledi. Rum Basını, Kasulidis''in Güney Kıbrıs Radyo Yayın Kurumu RİK''e yaptığı açıklamayı "Türkiye''yi MEB''den Böyle Uzak Tuttum" başlığıyla manşete çekti. Türkiye''ye yaptırım uygulanmasını kabul etmeyen başlıca ülke olan Almanya''nın diplomatik çalışma yaparak Abdülhamid Han sondaj gemisinin Doğu Akdeniz''e çıkmasını iki defa engellediğini anlatan Kasulidis aynı şekilde Türkiye''nin kapalı Maraş''ta ilan ettiği hamlelerini ABD ve Almanya''nın müdahaleleriyle gerçekleştirmediğini savundu.
Türkiye''deki seçim atmosferi ve son olarak da deprem felaketi nedeniyle ortaya çıkacak muhtemel zafiyetlerden faydalanmak isteyen Rum-Yunan ikilisinin özellikle Avrupa Birliği ve ABD''yi kullanarak Türkiye''den taviz koparmayı hedeflediği açıktır. Türkiye ve KKTC yaşanmakta olan tüm olumsuzluklara rağmen Rum-Yunan ikilisi ve bunlara destek veren emperyalist batı ile mücadele etmeye muktedirdir; yeter ki bu zor günlerde birlik ve beraberlik içerisinde kenetlenmeyi başarabilelim, iç siyasette ülke bütünlüğümüze darbe vuracak gereksiz çatışmalardan kaçınabilelim.