Reklam kılıcı
Rahmetli (?) Turgut Özal iktidarı Türkiye için gerçek anlamda sosyal değişimin başladığı bir dönemdir.
Toplumda dejenerasyon, siyasetin kirlenmesi, “iktidar için herşey mübahtır” felsefesi, dahası Türkiye’nin demokrasi tarihinde görmediği siyasetin gücüyle şantaj.
Hepsi Turgut Özal döneminde yaşanmıştır.
12 Eylül darbesine olan bir tepkinin ürünü ANAP döneminde en büyük zulmü basın görmüştür.
Özal iktidarını eleştiren gazeteciler işten kovdurulmuş, muhalefet gazeteleri yaşam kaynağı reklamdan yoksun bırakılmıştır.
O dönem gazeteci Nazlı Ilıcak’ın Özal muhalefeti, Tercüman gibi köklü bir gazetenin yok olup gitmesine neden olmuştu.
ANAP iktidarı Tercüman gazetesi üzerinde öyle bir reklam baskısı kurdu ki, çalışanlar aylarca maaş alamadı.
Sonunda Kemal Ilıcak ölerek, çalışanlar ise aç kalarak pes etti.
Tercüman gazetesi örneği dünya basın tarihinde siyasi iradenin basın üzerindeki baskısının en iyi örneğidir.
Bugün olmasa bile bir süre sonra okullarda bu, ders konusu olacaktır.
Türkiye’de artık Turgut Özal yok.
ANAP iktidarı da yok!
AK Parti iktidarı var.
Ancak basın üzerindeki ekonomik baskı Turgut Özal dönemini aratmıyor.
Yeniçağ gazetesi bir muhalefet gazetesi değil. Muhalefetin sesi de değil.
Sadece gerçekleri yazan, doğruya “doğru” diyen bir yayın kuruluşu. Bir avuç insan, kalemiyle değil yüreğiyle de gazetecilik yapıyor. Gel gelelim kraldan çok kralcılar, gazetemize reklam baskısı uyguluyor.
Bu baskıyı en son hissettiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi oldu. Yeniçağ ve 4 gazetenin dışında bütün gazetelere ilan verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ilan kriterleri nedir?
Tiraj mı?
Yoksa siyasi görüş mü? Ya da iktidar yalakalığı mı?
Yeniçağ okurları İstanbul’da yaşamıyor mu?
Gazetemizin 3’te bir tirajına sahip gazetelere verilen ilan, o gazetelere ödül mü yoksa?
Bu apaçık iktidar yanlısı olmayan, her icraata alkış çalmayan basının katledilip yok edilmesidir.
Halkın vergileriyle oluşan bütçeden verilen bu ilanlar adaletsizliğin en büyük örneğidir.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’da yaşayan okuyucularımızı da yok saymaktadır. Sayın Başkan Topbaş, sadece kendisine oy verenlerin mi başkanı?
Basın üzerindeki bu ‘Adaletsiz Kalkınma’ artık vicdanları rahatsız edecek boyuta ulaşmıştır.
İktidar ve makam hiç bir zaman kalıcı değildir.
Kalıcı olduğunu sanan krallar ve diktatörler bile bir gecede yok olup gitti.
Yok olup gitmeyen, insanların yüreklerinde açtığı yaradır.