Referandumun yolu 9 oy farkla açılmıştı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 11 Ekim 2016'da Meclis grup toplantısında, "Türkiye çok ciddi bir beka sorunuyla karşı karşıyadır. Bunların en önemlilerinden birisi de yeni Anayasa kapsamında derinleşen hükümet sistemi tartışmalarıdır" dedi.
Bahçeli "Beka" sorununa şöyle eklenti de yaptı:
- "Konu önemlidir; çünkü sistem tartışmaları siyaseti tıkarsa rejim krizine dönüşebilecektir."
Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü:
- "10 Ağustos 2014'de Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesiyle birlikte anayasal yetki ve sınırları devamlı tartışma konusu yapılmıştır.
- Cumhurbaşkanı yasalara ve Anayasaya uymak mecburiyetindedir.
- Hiç kimse kendisini hukukun önünde ve üstünde göremeyecektir.
- Bunu görmezden gelemeyiz, kulağımızın üstüne yatamayız.
Eleştirilerini şöyle sıraladı;
- "Cumhurbaşkanı, millet tarafından seçildiği gerekçesiyle fiilli başkanlık sistemini dayatmakta, Anayasayı açıkça ihlal etmekte, görevinin sınırlarından tüm eleştirilere rağmen taşmaktadır.
- Sayın Cumhurbaşkanı seçildiği andan itibaren, Anayasanın amir hükümlerini özüne ve ruhuna aykırı olarak yorumlamış,
- Anayasanın vermediği yetkileri kendisinde hak görmüş,
- Partili Cumhurbaşkanı gibi davranmış,
- Tarafsızlığına gölge düşürecek şekilde hareket etmiş ve yetkisini aşmış,
- Siyasi propagandalara katılmış, AKP lehine oy istemiş,
- Siyasi polemiklere katılmış,
- Fiilen hükümet başkanı gibi hareket etmiştir."
***
Bahçeli'nin sözlerini hatırlatmayı sürdürüyorum:
- "Cumhurbaşkanı'nın bu tutum ve davranışları fiili bir durum yaratmıştır.
- Net olarak söylemek isterim ki, şu anda Anayasa çiğnenmekte ve suç işlenmektedir.
- Ülkemizde hukuksuz, kanunsuz ve Anayasaya tamamen aykırı bir yönetim modeli tecelli etmiştir.
- Elbette bunu kabul etmek, onaylamak, meşru görmek mümkün değildir.
- Filli durum ve dayatmalarla Anayasanın değişeceğini iddia etmek, Anayasayı rafa kaldırmak eğer gaflet değilse vahim bir art niyetlilik ve sinsi bir tezgâhtır."
Bahçeli, Erdoğan'ı anayasaya uydurmak yerine Anayasayı Erdoğan'a uydurmak yolunu seçmiştir.
***
Bahçeli kararını şöyle anlatıyor;
"Bu açık tehlikenin bertaraf edilebilmesi için karşımızda iki alternatif yol bulunmaktadır:
Bunlarda birincisi ve bizim açımızdan da en doğru, en sağlıklı olanı;
- Sayın Cumhurbaşkanı'nın fiilli başkanlık zorlamasından vazgeçmesi, yasa ve anayasal sınırlarına çekilmesidir.
Şayet bu olmayacaksa, ikinci olarak,
- Fiili durumun hukuki boyut kazanabilmesinin süratle yol ve yöntemlerinin aranmasıdır."
Bahçeli ikinci yolu seçmiştir.
***
AKP ve MHP "Tek Adam Rejimi" için anayasa değişikliğini birlikte hazırladılar.
Bahçeli konuşmasında her ne kadar, "Bizim tercihimiz her zaman olduğu gibi parlamenter sistemin devamı, güçlendirilmesi, reforma tabi tutulmasıdır" dedi ama 16 Nisan referandumundaki "Evet" oyu kampanyasında MHP, AKP'nin yanında yer aldı.
***
"Tek Adam Rejimi" için Meclis'te yapılacak oylama öncesi AKP'nin Meclis aritmetiği açısından attığı bir adım dikkatlerden kaçtı.
4 Kasım 2016'da eş başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ dâhil 11 HDP milletvekili tutuklandı.
Ocak 2017'de Meclis'teki anayasa değişikliği oylamalarında HDP göz göre göre AKP'nin tuzağına şöyle düştü;
- 48 HDP milletvekili "tutuklamaları boykot" gerekçesi ile oylamaya katılmadı.
İlk turda 367 çıkmadı.
2. turda 330'un altında "Evet" oy çıkması hâlinde anayasa değişikliği iptal olacak, parlamenter rejim devam edecekti.
HDP boykotu olunca, AKP ve MHP 339 oyu buldu ve referandumun yolu 9 oy farkı ile açıldı.
6 MHP milletvekili de "Hayır" oyu verdi.
16 Nisan referandumunda "mühürsüz oy" skandalı yaşandı ve "Tek Adam Rejimi" sadece yüzde 51,41 oy ile kabul edildi.
"Tek Adam Rejimi" ile Türkiye'yi bugün yaşadığımız sıkıntılara sokan iki parti vardır:
1 - MHP
2 - HDP
HDP bugün hiç timsah gözyaşı dökmesin.