Referandum ve piyasalar
Seçime daha 1 yıl var ama piyasalarda şimdiden seçim havası esmeye başladı. Anayasa için yapılacak olan halk oylamasını para piyasaları adeta seçim olarak görüyorlar. Hükümet her ne kadar bu oylamanın bir seçim olmadığını sadece anayasanın oylanacağını söylese de para piyasaları bildiğini okuyor. Bankacısından borsacısına, kuyumcusundan dövizcisine kadar hepsi 12 Eylül’deki referandumu seçim olarak görüyorlar.
Bu seçim piyasa için önümüzdeki 5 yılın yol haritasını da çıkartacak. Bu yol haritasında AKP olacak mı olmayacak mı?
Piyasalar için en önemli soru bu.
Yoksa Anayasa’nın kabul edilip edilmemesi kimsenin umurunda değil.
Özellikle finans piyasası için referandumdan evet ya da hayır çıkması kesinlikle anlam ifade etmiyor. Onlar için anlam halk oylamasından çıkacak olan oyların oranı.
İşte finans piyasalarında olası oy oranlarına göre beklentiler ve bu beklentilerin yaratacağı senaryolar:
* Referandumdan evet çıkarsa ve bu oran yüzde 55-60 dolayında olursa önümüzdeki seçimlerde AK Parti’nin bu kadar çoğunluk olmasa bile yeniden kazanması güçlü bir ihtimal. AKP’nin yeniden iktidara gelmesi özellikle borsa için olumlu beklentiler yaratıyor. Döviz piyasasında körfez sermayesi etkisi ile yine baskı olacağı yolunda güçlü beklenti hakim.
* Referandumdan kıl payı dahi olsa evet çıkması finansçılar için AKP’li bir iktidarın yeni dönemde de olabileceği şeklinde görüşlerin hakim olmasına neden olacaktır. Borsa yine ön planda, döviz ve faizde ise baskı sürecek.
Referandumdan hayır çıkması ve ortaya çıkacak sonucun bir iki puanla olması Türkiye’de koalisyonlu bir dönemin başlangıcı olarak yorumlanacaktır. Yine de oluşması muhtemel bir koalisyonda AKP’nin yer alması bu senaryoda güçlü bir olasılık olarak görülüyor ve finans piyasalarında eski rantların döneminin kısmen de olsa kapanması bekleniyor.
* Hayırların en az 10 puanlık ciddi bir farkla çıkması son 7-8 yıldır Türkiye’den büyük rant sağlayan özellikle yabancı fonların paniklemesine neden olması bekleniyor.
10 puanlık bir fark yabancı bankacılar tarafından Türkiye’de AKP döneminin bitmesi olarak kabul edileceği bir oran. Bu senaryolara baktığımızda Türk halkı AKP iktidarının hazırladığı anayasayı sadece oylamayacak, aynı zamanda Tayyip Erdoğan hükümetini de oylayacaklar.Türkiye ilk kez bu kadar kritik bir siyasi atmosfere giriyor.
O halde Türk yatırımcısı ne yapmalı?
Her zaman gerek borsa gerekse hazine ihaleleri ile Türkiye’nin kanını emen yabancı fonlar elbette kendilerini kurtarmaya çalışacaklardır. Yerli yatırımcı için, referandum tarihi yaklaştıkça borsadan yavaş yavaş uzaklaşması, elbette yararına olacaktır.
Yabancılar Türkiye’den çıkmak için borsayı yukarı çekmek isteyebilirler. İşte o çıkışta Türk yatırımcısı, sinirlerine çelik gibi hakim olması lazım. Asla suni çıkışlara aldanıp hisse senedi piyasasına girmemeli.
Döviz piyasaları, yabancıların çıkması halinde ciddi bir dalgalanmaya gidebilir.
Her şeye rağmen en güvenli liman, bu şartlar altında faiz olarak görünüyor.
Kısa vadeli oranlar yatırımcıyı kritik günlerde kaybetmekten kurtaracaktır.