Rasyonel politikalar lafta kaldı
Sayın Cumhurbaşkanı sanki muhalefet partisi genel başkanıymış gibi konuştu.
“Seçimler bitince muhalefetin vaat yağmurunun da sonuna gelindi. Gençlere, kadınlara, esnafa, emekliye verilen sözlerin tamamı unutuldu. Düne kadar seçim kazanmak için hesapsızca atıp tutanlar bakıyorsunuz bugün ekmekten suya ellerinin altındaki her şeye zam yapıyorlar. Ucuzlatacağız, fiyatını indireceğiz, hatta bedava yapacağız dedikleri hizmetlerin neredeyse tamamında astronomik fiyat artışlarına gittiler” dedi.
İBB Halk ekmekte 250 gram ekmek 8 liradır. Piyasada ise 200 gram ekmek 10 liradır. Eğer 250 grama göre hesaplarsak 12,5 lira eder. Bu durumda Halk ekmek fiyatı Piyasadan üçte bir oranında daha düşük fiyattan satıyor.
Bayram sonrası ekmeğe yüzde 60 zam yaptı, ama yine de reel artış yok. Çünkü Mayıs ayında yıllık TÜFE oranı yüzde 75,45 olmuştu. Bu hesaba göre ekmekte reel fiyat artmadı, düştü.
Toplum, bugüne kadar Suriyeli, Afganlıların ve diğer yabancıların Türkiye de tutulmasının mantıklı bir nedenini bulamadı. Bu nedenle toplumsal tepki, sosyal patlama riski arttı.
Herkesin sorduğu;
1.Bu gelenler kimdir? Neden Türkiye’ye getirildiler; neden dönmeleri için bir hükümet niyeti ve projesi yoktur?
2.Bütün anketlerde Halkımızın yüzde 75’,i ve Ak partililerin yarıdan fazlası sığınmacılara karşı olduğu halde, Hükümet neden bunları kendi vatandaşlarımızdan daha önde tutuyor?
3.Dünyada sığınmacılar kamplarda olduğu halde Türkiye’de neden halkın arasındadır ve sürekli sosyal problem yaratıyorlar?
4.Türkiye’de yaşayan ve fakat zaman zaman Türk düşmanlığı yapan bayrağımızı parçalayan ne olduğu belirsiz bu yabancıları, adında milliyetçi kelimesi olan MHP neden görmezden geliyor?
Bunların mantıklı gerekçesi yoktur. Hükümet kendi anlayışı ile toplumsal tepki arasında sıkıştı kaldı. Üstelik Ak Parti’nin oy kaybı nedenlerinden birisi de bu yabancılardır.
Mehmet Şimşek Rasyonel Politikalar kapsamında kamuda tasarruf dedi ve fakat dağ fare doğurdu. Hiçbir bir sonuç çıkmadı.
Şimdi de AKP genel başkanı paralelinde konuştu ve “Muhalefetin popülist iteklemesiyle EYT geçti” dedi. Ayrıca EYT’nin yıllık maliyeti 724 milyar lira olduğunu da ilave etti. Ancak bu anlayış rasyonel değil ve bu hesap tutmuyor.
EYT 2023 Şubat ayında yasalaştı
2022’de bütçeden SGK’ya toplam 1 trilyon 548 milyar lira transfer yapıldı. Üstelikte Bütçeden SGK’ya yapılan transferlerin bütçe içindeki payı 2022 yılında yüzde13,2 iken 2023 yılında yüzde 12,9’ geriledi.
SGK kurumunun 2022 toplam gideri 1 trilyon 41 milyar lira idi. 2023 TÜFE oranı yüzde 64,77 oldu. Buna göre 2023 yılında SGK giderinin 1 trilyon 715 milyar lira olması gerekir. 498, 2 milyar lira fazla oldu. Üstelik bu toplam giderde artıştır.
Kaldı ki hükümet EYT’lilerin kazanılmış hakkını vermese miydi?
Bakan; kamuya yeni eleman alınmayacak dedi ve fakat mevcut fazlanın nasıl değerlendirileceğini, bu fazlanın kamuda verimliliğini düşürdüğünü ve nasıl çözüleceğini açıklayamadı.
Kamuda yeni araba alınmayacak dedi, ama sorun mevcut lüks taşıtlarla tasarruf olmayacağının farkında değil mi? Rahmetli Adnan kahveci 1990 öncesinde kamuda tüm lüks ithal araçları sattırmıştı ve yerli araba dışında ithal araç kullanılmasını yasaklamıştı.
Bakanın açıkladığı tasarruf tedbirleri arasında, 2024 bütçesinden yatırım yapılmayacağı maddesi de yer alıyor. Tek uygulanan da bu sözü. Oysaki rasyonel politikalar, harcamalar arası dengeyi sağlamak ve mal ve hizmet arzını artırmak için bütçeden transferlerin kısılmasını ve yatırımların artırılmasını gerekli görür.
Mehmet Şimşek tasarrufta adım atamayınca, vergilere sarıldı. Her zaman söylerim, kriz döneminde vergilerde değişiklik yapmak, krizi derinleştirir.
Bakan Şimşek, kur korumalı mevduat faizine vergi getirileceğini söyledi. Bu durumda yumuşak iniş yerine, KKM’ta çözülme döviz talebi artacak ve kur artışı olacaktır.
Yine Bakan Finansal yatırım uzmanı olduğu için, her yabancı sermaye girişini, fon akışı olarak değerlendiriyor. Gerçekte ise Türkiye’nin iki defa kur şoku yaşamasının ve bu günkü krize girmesinin, üretimin dışa bağımlı hale gelmesinin nedeni, sıcak para girişidir.
Portföy yatırımları gibi kısa vadeli sıcak para girişini, doğrudan yabancı yatırım sermayesi girişinden ayrı tutmak gerekir. Dünyada sıcak para hareketleri kontrol ediliyor. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi ise teşvik ediliyor. Bizde gayrimenkul dışında yabancı yatırım sermayesi gelmiyor; Tersine çıkıyor.
Hükümet ve halk hepimiz endişe ve panik yaşıyoruz. Bu şartlar ve hükümet anlayışı devam ederse, her alanda kaybımız büyük olacaktır. Zira Panik, gerçeklerden uzaklaşmamıza neden olur, Rasyonel düşünmeyi önler.