Cumhuriyet ve demokrasi

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 101. yılında Cumhuriyet ve demokrasi ilkeleri ile anayasanın ilk 4 maddesi tartışılıyorsa bakmamız, anlamamız ve uygulamamız gerekenler vardır.

Bunlar da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği ilke ve devrimleridir.

Cumhuriyet Bayramı’nda haydi Ata’mızın gösterdiği Cumhuriyet ve demokrasi yolunu anımsayalım:

"Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.

Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz.

Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.

Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlatınız. Bunu yüreklere yerleştirmek için elverişli olan hiçbir durumu kaçırmayınız.

Cumhuriyet, fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre hürmet ederiz.

Milletin saltanat ve hâkimiyet makamı yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.

Hürriyet olmayan bir memlekette ölüm ve çöküş vardır. Her ilerleyişin ve kurtuluşun anası hürriyettir.

Cumhuriyet düşüncede, bilgide, sağlıkta güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister.

Cumhuriyet, düşüncesi hür, anlayışı hür, vicdanı hür nesiller ister.

İrade ve hâkimiyet, milletin tümüne aittir ve ait olmalıdır.

Demokrasi prensibi, millî hâkimiyet şekline dönüşmüştür.

Demokrasi esasına dayanan hükûmetlerde hâkimiyet, halka, halkın çoğunluğuna aittir.

Demokrasi prensibi, hâkimiyetin millette olduğunu, başka yerde olmayacağını gerektirir.

Bu suretle demokrasi prensibi, siyasi kuvvetin, hâkimiyetin kaynağına ve meşrutiyetine temas etmektedir.

Demokrasi esas itibarıyla siyasi mahiyettedir.

Demokrasi bir sosyal yardım veya bir iktisadi teşkilat sistemi değildir.

Demokrasi maddi refah meselesi de değildir...

Bizim bildiğimiz demokrasi, bilhassa siyasidir; onun hedefi, milletin idare edenler üzerindeki murakabesi sayesinde, siyasi hürriyeti temin etmektir.

İrade ve hâkimiyet, milletin tümüne aittir ve ait olmalıdır.

Demokrasi prensibi, millî hâkimiyet şekline dönüşmüştür.

Demokrasi esasına dayanan hükûmetlerde hâkimiyet, halka, halkın çoğunluğuna aittir.

Demokrasi prensibi, hâkimiyetin millette olduğunu, başka yerde olmayacağını gerektirir.

Bu suretle demokrasi prensibi, siyasi kuvvetin, hâkimiyetin kaynağına ve meşruiyetine temas etmektedir.”

Ata’m; İzindeyiz, ilke ve devrimlerinin ışığında demokrasi ve Cumhuriyetimizin yılmaz bekçisiyiz.

Ruhun şad olsun.

Yazarın Diğer Yazıları