​​​​​​​Radyasyon belirtileri virüs ile neden aynı?

Koronavirüs salgınıyla 5G testlerinin yaydığı elektromanyetik radyasyon konusunu gündeme getirenlere "komplo teorisi üretmek" suçlaması getiriliyor. Oysa şu anda dünyada küresel bir komplo yaşanıyor. Çin'de bir salgının çıkması, sonra Kuşak ve Yol Projesi'ndeki anahtar ülkelere yani İran ve İtalya'ya sıçraması, bir süre sonra da Türkiye dahil Avrupa ve ABD'yi eve hapsetmesi, yeterince büyük bir komplo değil mi?

Bazı televizyonlarda, dışarıda hazırlanmış videolar yayınlanıyor. Bu videoların birinde, bir sürü komplo teorisi ile birlikte koronavirüsün ortaya çıkmasıyla 5G testleri arasında bağlantı kurulması da sayılıyor. Hatta daha ileri gidilerek, bu teoriyi bir ihtimal olarak gündeme getirenlere ağır suçlamalar yapılıyor. Bu hazır videoları yayınlayan kanallara bu iş için ne kadar para verildiği sorgulanmalıdır.

Bu videolardan birinde eski bir CIA ajanı konuşturuluyor. Adam "Komplo teorisyenleri elektromanyetik radyasyona maruz kalanlardaki belirtiler ile koronavirüs belirtilerinin aynı olmasından yararlanıyor" diyor. Bakın bunu bilmiyordum! Gerçekten de ishal, kusma, baş ağrısı, ateş gibi belirtiler aynı!

***

Konu elbette tartışmalıdır. Yalnız, koronavirüs, dünyada 5G testlerinin yapıldığı yerlerde başlamış ve yayılmışsa, bundan şüphelenmek aklın gereğidir.

Koronavirüs hastalığını atlatırsanız, vücut kendi kendini tamir edebiliyor. 5G ve hatta bütün cep telefonlarını yaydığı radyasyonun etkileri ise kalıcı ve tedavisi yok!

Bir de önemli sorum var. Korona virüsten insan ölürse, korona virüs de ölüyor. Bunun anlamı nedir? Vücudun elektriği kesilince korona virüsün elektriği de kesiliyor değil mi?

Radyasyon da insandan insana bulaşıyor! Bu sebeple radyasyona maruz kalmış insana da fazla yaklaşmamak gerekiyor, değil mi?

5G radyasyonu, şimdilik betondan, camdan geçip evlere giremiyor değil mi?

Eve kapanmak radyasyona karşı da şimdilik önemli bir tedbir değil mi?

5G radyasyonu, kuş ölümlerine, arı ölümlerine yol açıyor değil mi?

5G radyasyonu, bitkilerin aniden yanmasına yol açıyor değil mi?

Bir öneride bulunayım. 5G radyasyonu konusunu, korona virüsten bağımsız olarak hiç ilgisi yokmuş gibi tartışalım! Var mısınız?

Gazeteciler ölsün mü?

"Koronavirüs affı" denilen infaz düzenlemesinde 45 bin mahkûmun salıverilmesi öngörülüyor. 45 bin kadar tutuklunun ise bu aftan yararlanamayacağı anlaşılıyor. Ancak Adalet Bakanı'na yetki veriliyor ve gerek görürse, cezaevinde kalanlara izin vermesi mümkün hale getiriliyor.

Şehit MİT görevlisi ile ilgili haber veya paylaşım yağan Murat Ağırel, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Aydın Keser ve Mehmet Ferhat Çelik infaz düzenlemesinden yararlanamayacak! Üstelik şehidi ilk deşifre eden, cenazeye siyasi partilerin başkanlarını davet eden, çelenk gönderen resmi görevlilerdi. Şehidin arkadaşları da bir başsağlığı mesajı paylaşmıştı. Yani ortada bir suç varsa bunu işleyen, gazeteciler değil, devletin memurlarıydı. Onlara hiçbir soruşturma açılmazken, gazetecilerin tutuklanması adalet midir? Bu sebeple gazetecilerin dosyaları infaz düzenlemesinden bağımsız olarak her an ele alınabilir ve tutuksuz yargılanmalarına karar verilebilir.

Şu küresel salgın sırasında bile 45 bin mahkûmu serbest bırakırken, gazetecileri içerde tutmak, kişisel intikam duygularının devlet erki kullanılarak ve hukuk çiğnenerek tatmin edilmesi anlamını taşır ki kimse bu yükün altında duramaz!

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları